Gözlükçülük ve optisyenlik mesleğine ilişkin hatıralarımızı kişisel belleğimizin derinlerinden çıkararak, ortak belleğimize aktarmak ve paylaşmak amacıyla düzenlediğimiz yarışmamıza katılan hatıra metinlerini her gün buradan yayınlayarak, siz değerli okuyucularımızdan yarışmacılarımıza desteklerinizi bekliyoruz.
Facebook’ta beğeni sayısı ile en yüksek oyu alan katılımcılar halkın beğeni oyu ile seçilerek ödüllerine hak kazanacaklardır. Siz de Optik Gazete facebook sayfasında https://www.facebook.com/OptikGazete yayınladığımız hatıra metnini beğenerek, yarışmacıya destek olabilirsiniz.
Katılmak isteyen sektör mensupları ve optisyenlik bölümü öğrencilerimiz yazdıkları hatıra metinlerini gönderebilir ve büyük ödülleri kazanma şansına sahip olabilirler. Hatıranızı göndermek için tıklayınız: //yarisma.optikgazete.com/hatirani-gonder/
Gözde Hatıralar yarışmasına katılan "İslim Altundağ" isimli yarışmacımızın hatıra metnini aşağıda siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
TERS DÖNEN PLAKET Ben optisyenlik 2.sınıf öğrencisiyim ve bölümümü çok seviyorum. Bölümümde teorik derslerin yanı sıra uygulama derslerimizde oluyor. Uygulama derslerimize bölüm hocamız Dr. Fatih Şen giriyor. Fatih Şen hocamız fizik çıkışlı ve biz optisyenlerin dersine giriyor. Daha önce hiç bu alanda bilgi ve tecrübesi olmamasına rağmen bize eğitimin en iyisini veriyor. En az bir optisyen kadar bilgisi var. Çünkü mesleğini layıkıyla yerine getirmek için elinden geleni yapıyor. Örneğin laboratuvardaki makina eksikliği nedeniyle sınıf iki ayrı gruba ayrıldı. Her iki grupta aynı gün aynı dersleri farklı saat aralıklarında alıyor. Bu sistem hem birinci sınıflar için hem de ikinci sınıflar için geçerli (1. Ve 2. Öğretimlerde dâhil) oluyor. Ayrıca her grup haftada iki gün ve günde 3 saat ders görüyor. Bunun dışında hafta sonları serbest çalışma saatlerimizde oluyor. İsteyen arkadaşlar hafta sonu belirlenen saat aralığında laboratuvara gelip istediği kadar gözlük montajı ve cam ölçümü yapabiliyor. Laboratuvarda Fatih Hoca dışında kendisine (Daha doğrusu bize) yardımcı olmaları için bizim sınıftan iki tane asistan var. Bu asistanlar Menaf Güngörmüş ve Ali Kan arkadaşlarımız. Onlar laboratuvarda Fatih Hocanın komutası altında hareket ederler. Örneğin el taşında bir sorun çıktığında, lenslerde eksiklik ya da yanlışlık olduğunda, montaj sırasında anlamadığımız veya yapamadığımız birşey olduğunda ve montajı bittikten sonra fokometrede ölçüm yapmak için bize Ali ve Menaf yardımcı olur. Geçenlerde çerçeve çeşitlerinden faset çerçeve yapımına geçtik. Faset çerçeve çeşitleri arasında en zor ve uğraş gerektiren bir çerçeve çeşidi. O gün laboratuvara faset setlerimizi ve dübellerimizi alarak gittik. Hepimiz masanın etrafına oturarak önümüzde faset setlerimizle Fatih Hocaya meraklı gözlerle ve sabırsızlıkla bakıyorduk. Fatih Hoca öncelikle faset setlerimizi açmamızı istedi ve içindeki malzemeleri tanıttıktan sonra eline bir faset çerçeve alarak nasıl söküldüğünü ve montajının geri nasıl yapıldığını gösterdi. Ondan sonra dikkat etmemiz gereken noktaları da belirterek her birimize birer tane faset çerçeve verdi. Ve bunları gösterdiği şekilde söküp tekrar montajını yapmamızı istedi. Bizde Fatih Hocanın dediği şekilde faset çerçeveleri elimize alarak başladık yapmaya... İşte sinirlerimin altüst olduğu olay(!) o sırada yaşandı. Elime verilen faset çerçeveyi söktüm ve dübelleri yerlerine yerleştirerek montajını yapmaya başladım. Montaj işlemini bitirdiğimde plaketin yukarı doğru baktığını gördüm. Meğerse plaketi ters takmışım. Ali tekrar yapmam gerektiğini söyledi. Peki dedim ve plaketi söküp montajını tekrar yaptım. Bittiğinde aynı hatayı tekrarladığımı gördüm. Bunu gören Ali çerçeveyi eline alıp plaketi nasıl yapmam gerektiğini gösterdi ve elime verip tekrar yap dedi. Ya sabır ya Allah tekrar yapmaya başladım. Âmâ ne yazık ki bittiğinde sonuç aynıydı. Bir türlü nasıl yapmam gerektiğini çözemiyordum. Ali elimdeki çerçeveye bakarak ve tabi gülerek; "Nasıl oluyor da aynı hatayı tekrarlıyorsun? “diyerek dalga geçti benimle. Tabi bende sinirlendim ve kendisinin bana doğru düzgün göstermediği için yanlış yaptığımı söyledim. Yanımda oturan Yasemin arkadaşım sinirlerimin bozulduğunu görünce eline çerçeveyi alıp bana nasıl yapmam gerektiğini gösterdi. O anlattıktan sonra tekrar yaptım ve bu sefer doğru yaptım. Ali’ye de; “Demek ki sorun bende değilmiş sen anlatamıyormuşsun" dedim. Elime farklı bir faset çerçeve daha aldım ve montajını yapmaya başladım. Bitirdim ve sonuç hüsran... Plaket yine yukarı bakıyor. Ali bunu gördü ve bana "Hani öğrenmiştin. Hani ben öğretemiyordum" diyerek gülmeye başladı. Orda olaya şahit olan arkadaşlar elimdeki faset çerçeve alıp önüme koydu ve “Buna bakarak yapmaya çalış” dedi. Sanırım bu son şansımdı. Ya yapacaktım ya yapacaktım! Evet, maalesef çerçeveyi tekrar söktüm ve tekrar montajını yapmaya başladım. Ama bu sefer önümde duran faset çerçeveye dikkatle bakıyordum. Nihayet montajı bitti ve nihayet bu sefer plaket yukarı doğru bakmıyordu. Eğer bir Optisyenseniz ve ikinci sınıfsanız hayat gerçekten çok zor… |
Not : Gönderilen hatıra metinleri katılımcının gönderdiği şekilde yayımlanmış, hiçbir şekilde cümle yapılarına müdahele edilmemiş, noktalama ve imla kurallarında düzeltme yapılmamıştır.
Havva Taştan 8 Yıl Önce
Bayıldımm