Optik Gazete olarak düzenlediğimiz "Gözde Hatıralar" metin yarışmamız yayınlanmaya ve oy almaya başladı.
Gözlükçülük ve optisyenlik mesleğine ilişkin hatıralarımızı kişisel belleğimizin derinlerinden çıkararak, ortak belleğimize aktarmak ve paylaşmak amacıyla düzenlediğimiz yarışmamıza katılan hatıra metinlerini her gün buradan yayınlayarak, siz değerli okuyucularımızdan yarışmacılarımıza desteklerinizi bekliyoruz.
Facebook’ta beğeni sayısı ile en yüksek oyu alan katılımcılar halkın beğeni oyu ile seçilerek ödüllerine hak kazanacaklardır. Siz de Optik Gazete facebook sayfasında
https://www.facebook.com/OptikGazete yayınladığımız hatıra metnini beğenerek, yarışmacıya destek olabilirsiniz.
Katılmak isteyen sektör mensupları ve optisyenlik bölümü öğrencilerimiz yazdıkları hatıra metinlerini gönderebilir ve büyük ödülleri kazanma şansına sahip olabilirler. Hatıranızı göndermek için tıklayınız:
//yarisma.optikgazete.com/hatirani-gonder/
Gözde Hatıralar yarışmasına katılan
"Ömer Erdoğan" isimli yarışmacımızın hatıra metnini aşağıda siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
2016 Yılı Mayıs yada Haziran ayında iş yerimde beklerken dükkanımdan içeriye bir bayan girdi.
Göz doktoruna gittiğini doktorun kendisine lens yazdığını söyleyerek dereceli renkli lens almak istediğini söyledi.
Kataloktan yaklaşık 20 dakikalık incelemeler sonrası mavi 3 ton renkli lens istediğini söyledi.
Bende çalıştığım şirketi arayarak müşterimin sipariş ettiği mavi 3 ton renkli lensi sipariş verdim.
Ertesin gün müşterim lensi almaya geldiğinde mavi rengin 3 ton değil 2 ton geldiğini fark ettik. Ben 3 ton mavi renkli lens sipariş verdiğimden emin bir şekilde müşterimin yanında çalıştığım şirketi aradım.
Çalıştığım şirkette çalışan ve her zaman siparişlerimi alan hanfendiye durumu anlattığımda bir dakika beklememi rica etti.
Kısa bir beklemeden sonra telefonda konuşmaya başlayan erkek sesinin ortalarına doğru o günkü söylediğim sözler aklıma gelerek o sesin aslında kendi ses kaydım olduğunu anladım.
Ses kaydım bitip tekrar telefondaki bayan “Ömer bey siparişinizin ses kaydı” demesi ile ben teşekkür edip özür dilemekten başka çarem kalmamıştı.
Kendimden o kadar emin olmama rağmen bir yandan kendi sesimi ilk defa telefonda duymanın şaşkınlığı diğer taraftan verilen siparişin ne müşteriden ne de yıllardır çalıştığım şirketten değil kendimden kaynaklandığını öğrenmenin mahcubiyeti ile müşterimden tekrar tekrar özür dileyerek şirkete doğru olan mavi 3 ton renkli lensi sipariş verdim.
Çok fazla özür dilememden midir? Yoksa yüzümün aldığı renkten midir bilinmez karşımdaki müşterim bana kızmak yerine gülümsemeye başlarken “ insanlık hali hepimiz hata yapabiliriz, belki o gün dalgın ya da yoğun bir gününüzdü önemli olan sizin ve özellikle şirketinizin teknolojiyi bu denli güzel kullanması ben daha önce böyle bir uygulama ile hiç karşılaşmadım, kurumsal şirket olmak demek böyle bir şeymiş, hem size kendi sesinizi dinletti, hem de lensleri göndermenize rağmen değiştirdi. Bence siz çalıştığınız bu şirketi hiç bırakmayın çünkü o size ve sizin müşterilerine çok değer veriyor. ”diye konuştu.
Ben söyledikleri karşısında bir yandan gururlanırken diğer taraftan da mahcupluğum devam ederek hem kendi adıma hem de çalıştığım şirket adına teşekkür ettim.
Müşterim iş yerimden ayrıldıktan sonra hala bu yanlış siparişi nasıl verdiğimin mahcubiyeti ve şaşkınlığı içerisinde kendi kendime çalıştığım şirketin gerçekten kurumsal bir vizyonunun olduğunu sadece ürünlerinin değil aynı zamanda müşteri memnuniyeti ve çalıştığı iş yerlerine de ne denli kıymet verdiğini bir kez daha anlamış oldum.”
|
Not : Gönderilen hatıra metinleri katılımcının gönderdiği şekilde yayımlanmış, hiçbir şekilde cümle yapılarına müdahele edilmemiş, noktalama ve imla kurallarında düzeltme yapılmamıştır.