Gözlükçülük ve optisyenlik mesleğine ilişkin hatıralarımızı kişisel belleğimizin derinlerinden çıkararak, ortak belleğimize aktarmak ve paylaşmak amacıyla düzenlediğimiz yarışmamıza katılan hatıra metinlerini her gün buradan yayınlayarak, siz değerli okuyucularımızdan yarışmacılarımıza desteklerinizi bekliyoruz.
Facebook’ta beğeni sayısı ile en yüksek oyu alan katılımcılar halkın beğeni oyu ile seçilerek ödüllerine hak kazanacaklardır. Siz de Optik Gazete facebook sayfasında https://www.facebook.com/OptikGazete yayınladığımız hatıra metnini beğenerek, yarışmacıya destek olabilirsiniz.
Katılmak isteyen sektör mensupları ve optisyenlik bölümü öğrencilerimiz yazdıkları hatıra metinlerini gönderebilir ve büyük ödülleri kazanma şansına sahip olabilirler. Hatıranızı göndermek için tıklayınız: //yarisma.optikgazete.com/hatirani-gonder/
Gözde Hatıralar yarışmasına katılan "Yunus Emre Demir" isimli yarışmacımızın hatıra metnini aşağıda siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
SARI ÇOCUK
Yaz stajımda sabah 08.00 de iş yerine giriş yaptım. Genel temizliğimizi yaptıktan sonra dünden kalan gözlüklerimizi yapmaya başladık. Daha sonra içeriye 5 yaşlarında bir çocuk ve ailesi içeriye girdiler. Hasta ile ilgilenmeye başladık ve reçeteyi elime aldığımda çocuğun +22.00 derece doktorun gözlük yazdığını gördüm ve şaşırdım. Çocuk gözlüksüz görmüyordu. Annesinin ve babasının o yüzündeki üzücü ifade çok belliydi ve o ifade beni de kahretti. Daha sonra aile bize ameliyat yapılacağını ama çocuğun yaşının küçük olduğu için henüz yapılamayacağını söyledi. Biz de 18 yaşına kadar beklemelerini söyledik. 18 yaşına kadar gözlüğü düzenli bir şekilde kullanırsa doktorun göz derecesinin azalacağını söylemiş ve aile de umutlanmış. Biz camı daha sonra cam firmasından sipariş geçtik. Cam özel üretim olduğundan dolayı 1 hafta sonra geleceğini hasta yakınına söyledik. Çocuğa gözlük seçerken yüzündeki o üzgün ifade aklımdan hiç gitmedi ama bizi de göremediğini biliyorduk. Siparişten 1 hafta sonra cam geldi ve hasta yakını ile telefonda irtibata geçip camların geldiğini söyledik. Bir kaç saat geçtikten sonra hasta ve hasta yakını dükkâna girdi. Gözlük hazır vaziyette hastayı bekliyordu. Ben de aile kadar heyecanlıydım çünkü Allahın bize verdiği nimetlerden en güzeli olan gözlerimizdi. Çocuğa gözlüğü taktığımızda ki o gülüşü ve ilk defa annesi babasını televizyonu net görüşü ben dâhil iş yerindeki arkadaşları da mutlu etti. Çünkü sadece yüzü değil gözlerinin içi bile gülüyordu. Hemen koşarak yanıma geldi bir anda sarıldı ben de ne olduğunu anlayamadım ama o çocuk ve ailesi kadar bende mutlu oldum. Teşekkürlerini sunarak çıktılar. Benim aklımda o çocuğun gözlüğü takmadan önce ki ve taktıktan sonraki gülüşü ve bana sarılışı aklımdan çıkmadı. İnşallah ileride o gözlüklerden kurtulursun sarı çocuk. |