Optik sektöründe 25 yıllık deneyiminiz ile önemli oyunculardan biri konumundasınız. Turgay Bey, öncelikle bize kendinizden ve firma yapınızdan bahseder misiniz? Bu sektörle tanışıklığınız nasıl başladı?
Optik sektörüne 1987 yılında MGS firmasında başladım. O yıllarda ithalat olmadığından, yerli gözlüklere rağbet çoktu, daha sonra Çin faktörü çıktı. 1990 yılında ilk firmamı kurdum ve ekibimle birlikte başarılı bir ivme yakalayarak büyüdük. Ben 2012 yılı sonunda Baha Optik ’in başına geçtim. Üç sene içinde firmayı %500 büyüttük, hem sermaye hem iş hacmi olarak şu anda sektörde orta ve üst segment mamuller de söz sahibi bir firma haline geldik. Baha Optik olarak ben ve çalışma arkadaşlarım elimizden geleni yaptığımıza inanıyoruz. Öncelikle model çalışmalarını, pazarlamada departmanında yer alan ekiple birlikte yapıp daha güzel ve daha doğruyu buluyor, satış sonrası herhangi bir problem çıkması halinde hızlı teknik servis ile müşteri memnuniyeti yaratıyoruz.
Bünyenizde bulunan markalardan ve hedef kitleleri hakkında bilgi verir misiniz?
Şirket bünyemizde bulunan markalar ile tüm kullanıcı kitlelerini hedefliyor, bünyemizdeki marka ve model yelpazesiyle toplumun her kesimine hitap edebiliyoruz. Elimizdeki markalara göre toplum içindeki hedef kitlelerini ayıracak olursak, aşağıdaki gibi bir tablo ortaya çıkmaktadır:
RAPSODİ markamız genel olarak orta segmenti hedef alırken maskulen, feminen ve kolej modelleri ile öne çıkmaktadır.
AIR FORCE markamız üst grup olarak nitelendirdiğimiz ürün niteliğinde olup aynı zamanda maskulen ve spor çizgisi ile bilinen Air Force markamız bünyesinde unisex modelleri ile de ön plana çıkmaktadır.
Alman Schwab markamız ise daha eksantrik ve Avrupai bir görünüme sahip olan modeller ile ön plana çıkmaktadır. Bulunduğu ortamda dikkatleri üzerine çekmek isteyenler için gerçekten bir tavsiye niteliğinde model yelpazesine sahiptir.
FREE Titanium markası hafifliği ve dayanıklılığı ile bilinen yüksek kaliteli Titanyum materyalden tasarlanarak üretilmiştir. Şıklığı ön plana çıkarmak ve rahat bir çerçeve kullanmak isteyen kullanıcılar için tasarlanmış bir marka diyebilirim.
Swarovski taşları ile özenerek ve el emeği ile tasarlanan ISVE gözlükleri ise taşlı ve zarif modelleri ile orta yaş ve üzerine hitap ederken, A plus olarak nitelendirdiğimiz ürün kategorisinde yer almaktadır. Türkçe’mizde ‘’el emeği göz nuru’’ diye bir deyim vardır, İSVE markamızda kullanıcılarımızın bunu hissedeceğine adım gibi eminim.
Satışını yaptığınız markalardan ve bu markalarla çalışmanın avantajları hakkında bilgi verir misiniz?
X-Line: Hafifliği ve oldukça uygun fiyatı ile dikkat çeken kaliteli bir gözlüktür. Bu markamızın sağladığı avantaj; kesinlikle fiyat/performans dengesinde gizlidir.
Rapsodi: Geniş ürün yelpazesi, modern çizgileri ve uygun fiyatıyla her kesime hitap etmektedir.
AIR FORCE: Her şeyden önce kalite. En ince detayına ve parçasına kadar özenle üretilen bu gözlükler kullanıcısını hem rahat ettirmekte hem de kalitenin hissini vermektedir.
ISVE: Swarovski zirkon taşları ile süslenen zarafetin buluştuğu bu çerçeve ve güneş gözlükleri, kullanıcısında üstünlük hissi yaratan eşsiz çizgilere sahiptir.
Bünyenize katacağınız yeni markalar var mıdır?
Bu yıl BAUSCH & LOMB ve X-Line markalarını bünyemize kattık. 2016 yılı içinde bu iki yeni markanın tanıtımına odaklanmayı düşünüyoruz. Bünyemizde yeterli sayıda marka olduğunu düşünüyorum. Tabiî ki gelecek günlerde sektör bize neyi gösterir bilemeyiz ve bu konuda kesin bir şey söylemek mümkün değil. Baha Optik her yıl kendini yenileyerek ve emin adımlarla büyüyen bir firma, farklı markalardan teklifler geliyor fakat yukarıda belirttiğim gibi an itibari ile biz, elimizdeki markaların tanıtımına odaklı bir çalışma hedefliyoruz.
Önümüzdeki dönemlere yönelik planlarınızdan bahseder misiniz?
İleriye yönelik planlarımız yoğunluk olarak, pazarlamaya ağırlık vererek markalarımızın bilinirliğini arttırmak. Yalnızca pazarlama ekibinin eğitimi dışında son kullanıcıya dayalı bir tanıtım pazarlama uygulamayı hedefliyoruz. Böylelikle markalaşma yolunda daha hızlı ilerleyerek bayilerimize büyük kolaylıklar sağlamayı umuyoruz. Bunun dışında yurt dışına ihracatta hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Şuanda ihracat yaptığımız ülkeler var ancak amacımız bunların sayısını arttırarak markalarımızın yurt dışında da bilinirliğini sağlamaktır.
Bugün itibari ile Türkiye’deki optik pazarının genel durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz, düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Optik pazarı, gittikçe büyüyen ve bundan dolayı rekabeti de artan bir piyasa konumunda. Giderek çoğalan şirketler, rekabeti artırsa da bu şirketlerin yetersiz kalması müşterilerin güvenini sarsmaktadır. Sektörün böyle firmalar yüzünden itibar kaybetmesini önlemek için bizim gibi stabil ve güvenilir firmalar için her zaman ayrı bir yer vardır. Özetle: Piyasa büyüdükçe karmaşıklaşsa da güven oluştuktan sonra zarar yerine fayda görürsünüz. Şunu da belirtmeliyim ki; sektör de son zamanlarda toptancılar artmaya başladı ve bu da bir rekabet ortamı doğuruyor. Rekabet her zaman iyidir, fakat bunu da göz ardı etmemek, kaliteden ödün vererek satılan ürünleri de ayaklar altına almamak gerekiyor. Satış sonrası teknik servis veremeyen, ürününün arkasında duramayan onlarca firma var ve maalesef bunlar gün geçtikçe sektörden adını sildiriyor. Son yıllarda ciddi anlamda yurt dışı sermayesi sektöre el attılar ve bu nedenle cam firmalarında yarı hisseli satışlar oldu. Bu da sektörde tekele sebep olabilir. Ümit ediyorum ki Sayın yetkililerimizin bu konu hakkında almış olduğu bir takım önlemler vardır. Diğer bir konuya değinmek istiyorum. Ben optik sektörünü inşaat sektörü ile aynı görüyorum. Neden diyeceksiniz; nasıl bir inşaat sektörünün yüzlerce yan sektöre etkisi varsa optik sektörünün de aynı şekilde etkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü son kullanıcı bir gözlük aldığı zaman yanında kılıf, cam silme bezi, iplik, cam solüsyonu, yedek parça gibi promosyon ürünlerini de alıyor. Bu örnekleri çoğaltabiliriz hatta şunu söyleyebilirim ki bir optik sektöründe bir gözlük alındığı zaman en çok promosyonu veren sektörlerden birisiyiz diyebilirim. Gördüğünüz gibi bir çerçeve satıldığı zaman onlarca yan sektöre etkisi var. Türkiye’de optik sektörü her gün kendini yenileyerek büyüyen bir sektördür.
Peki, sektörün geleceğini nasıl buluyorsunuz?
Bugün gözlük kullanma oranlarını gelişmiş ülkeler ile kıyasladığımızda ülkemizde kat etmemiz gereken yol olduğunu görüyoruz. Bu da sektörün potansiyeli olduğunu ve gelişeceğine dair bir göstergedir. Gelişmekte olan teknoloji ve değişen moda da işin içine girince sektör ister istemez sürekli bir değişim içerisinde olacaktır.
Türkiye ve Dünya optik sektörünün çekim ve buluşma noktası haline geleceğine inandığımız, Silmo İstanbul 2015 Fuarı ülkemizde 10-13 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecektir. Sektörümüz adına önemi büyük olan bu fuarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? Fuara katılacak mısınız?
Türkiye’nin önde gelen firmaların arasında olduğumuzdan böyle büyük bir organizasyonda bulunmamak doğru olmaz tabi. Fuarın büyük ve uluslararası olması çok önemlidir. Yurt dışından gelen potansiyeli yüksek müşteriler görüyoruz. Bu da ülkemize sektör açısından ciddi bir gelir sağladığını düşünmekteyim. Türkiye’de Silmo İstanbul ile beraber yeni bir dönem açıldı daha çok Orta-Doğudan gelen katılımcılar tarafından ilgi odağı olan Silmo İstanbul’ da hem ülkemizi hem de sektörümüzü çok iyi bir şekilde temsil ediyoruz. Silmo İstanbul’ dan sonra Birleşik Arap Emirlikleri’nde yapılan optik fuarları da yıl geçtikçe önemini yitirmekte bu münhalden bakıldığı zaman Silmo İstanbul Optik fuarının hem ülkemize hem de sektöre çok büyük katkı sağlayacağını düşünmekteyim.
Son olarak gazetemiz aracılığı ile okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mıdır? Gazetemiz hakkındaki düşüncülerinize de merak ediyoruz.
Çeşitli bilinçlendirme kampanyaları ile okuyucularına ve bu vasıtayla sektöre büyük katkılar sunmaktasınız. Reklam ve getiri odaklı olmadığı için rakiplerine kıyaslandığında daha gerçekçi olduğunu düşünüyorum ve bundan dolayı sektöre ve okuyucularına katkınızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum.