Bugün yolda üçüncü günümü tamamladım. Sağolsunlar, yol boyunca optik sektörünün mensupları, ziyaretime geldiler, telefonumu aradılar, mesajlar gönderdiler. Bu güzel destek, yürüyüşüm boyunca beni gerçekten çok mutlu ediyor. O kadar ki sürekli telefonla konuştuğum için olsa gerek, yürüyüş parkurumun sabah için planlanan bölümünü nasıl tamamladığımın farkına dahi varmamışım!
Sektörün birlik anlayışını ortaya koyan bütün meslektaşlarıma can-ı gönülden teşekkür ederim.
Yürüyüş boyunca gerçekleştirdiğim bütün görüşmeleri genel bir değerlendirmeye tabi tuttuğumda, konunun ağırlıklı olarak, “İnternetten yapılan online kontak lens satışının en çok kimin işine yaradığı” noktasına yoğunlaştığını müşahade ettim!
Evet! Bu hukuksuzluk en çok kime fayda sağlar?
Bu hususa açıklık getirmek için önce sektörümüze genel bir göz atmak lazım belki de…
Türkiye’de optik sektörü olarak aslında hala korunaklı bir nokta olduğumuzu söyleyebiliriz. Zira, optik mağazaların %90’ı aşan büyük bir kısmı yerel bağımsız optisyenlik müesseseleri ve yerel zincir mağazalardan oluşuyor. Buna karşın, ülkemizdeki yabancı sermayeli zincir mağazaların yerli mağazalara olan oranı, ilk bakışta az gibi görünse de sayılarının her geçen gün arttığı da kabul edilmesi gereken bir gerçektir.
Meslektaşlarımız bilecektir; her yıl düzenlediğimiz optik mağaza seminerlerinde farklı şehirlere gidiyoruz. Bir yıl önceki organizasyonumuzda o şehirde 1 tane olan yabancı sermayeli optik mağaza sayısının sonraki sene 2’ye hatta 3’e çıkmış olduğunu görüyoruz. Bu geometrik artışın manidar yanı bir yana, yabancı sermayeli zincir optik mağazaların toplam optik mağaza sayısına oranının yaklaşık % 5 olmasına karşın, yıllık toplam kontak lens satışında ise %20 gibi ciddi bir Pazar payına ulaştıkları görülmektedir.
Peki bu ne anlama gelmektedir?
İlk olarak, dünyanın her yanına yayılmış bu yabancı zincir mağazalar, toplam iş hacimlerinin büyüklüğünden ötürü, majör kontak lens üreticileri ile özel anlaşma yapma avantajına sahiptir. Bu da kaçınılmaz şekilde, sayıları Türkiye’de az olsa bile, satın alma maliyetleri açısından, her zaman ve hepimizden, daha uygun kampanya ve fiyat avantajını da ellerinde bulundurma imtiyazına da sahip olmalarını beraberinde getirmektedir.
İkinci olarak ise, kontak lens satmanın getirdiği “çapraz satış” avantajını bildikleri için, kontak lens satışına önem verirler ve müşterilerine kontak lens kullanmalarını önerirler. Bu da gelirlerinin yüksek olmasına katkı sağlayan, önemli bir sebeptir.
Bu noktada, yerel bağımsız optik mağazalara hizmet veren bir kuruluş olarak, bizler mağazaların satış gücünü arttırmaları için sürekli bilgilendirmeler yapıyoruz. Bir yandan Türkiye’de kontak lens pazarının büyümesi için çalışırken, diğer yandan da bu büyümenin yerli mağazalar tarafında olması için ciddi emek veriyoruz.
Kaldı ki yabancı zincir mağazalar kendi mağazalarından kontak lens satmanın yanında tüm dünyada yaygın olduğu üzere kontak lenslerin internetten online satılması için de hazır altyapılara sahipler. Bu nedenle de kontak lens satışının internette yasal hale geldiği anda hemen pozisyonlarını, gelire dönüştürebilecekleri bir etki alanına sahipler. Buna ek olarak, reklam güçleri de gözönüne alındığında, bu korsan faaliyetin yasal zemine çekilmesi halinde, ülkemizdeki yerli-yabancı oranının tersine dönmesi inanın o kadar kısa sürede gerçekleşecektir ki bu performans bütün sektörde şaşkınlıkla izlenecektir.
Tabi bir de “optometri” var ki ona da başka bir yazımda yer vereceğim; çünkü optometri de en çok yabancı zincir mağazaların varlığına ve büyümesine katkı sağlayacak bir başka uygulama olarak karşımıza çıkacaktır.
Öyleyse, bugünkü oranın değişmemesi için neler yapmalıyız?
Öncelikle elimizde sahip olduğumuz her varlığımıza sahip çıkmalıyız.
- Fertlerin ve toplumun göz sağlığını korumakla mükellef bir sağlık mesleğinde çalışıyor olmanın bilinciyle hareket etmeliyiz. Önce insan, önce göz sağlığı…
- Bir optik mağazanın temelde çok az sayıda ürünü vardır. Gözlük camı, çerçevesi, bu ikisinden hazırlanan gözlük, güneş gözlüğü, kontak lens, lens solüsyonu ve bu ürünlere ilişkin aksesuarlar. Bu ürünlerin her birinin satış ve pazarlamada tek yetkilisi optisyenlik müesseseleri olduğu zaman, göz sağlığı konusunda atılım yapma imkanına sahip olabiliriz.
- Görmeye yardımcı ürünlerden sadece gözlük ve kontak lensin satışının tek yetkisi optik mağazalara verilmiştir. Bugün internette online kontak lens satanlar, yakında okuma gözlüğü başlığı altında gözlük de satmaya başlayacaktır. O yüzden “internette kontak lens satışına hayır” yürüyüşüm aslında yolun açılmasını engellemek açısından sadece kontak lens satışının durdurulmasından daha fazla birşeyi ifade etmektedir.
- Kontak lens solüsyonu eczanelerde de yetkiyle satılmaktadır. Hatta önüne geçmeye çalışarak durdurduğumuz, yetkisiz parfümerilerde de satışı olmuştu. Bu tip satışları gördüğümüz anda mutlaka gerekli tepkiyi verip şikayetçi olmamız gerekir.
- Güneş gözlüğü en derin yaralarımızdan biridir. Ciddi bir göz sağlığı riski barındırdığı halde maalesef Sağlık Bakanlığı regülasyonları altında olmadığı için tekstil mağazalarında, internette ve hatta işportada bile satılmaktadır. Bu satışların Sağlık Bakanlığı regülasyonları dışında yürütülmesi en büyük sorunlardan biridir ve maalesef bu da yabancı zincir mağazaların Türkiye pazarına girişleri sırasında gerçekleştirdikleri bir durumdur.
- Sağlık Bakanlığı regülasyonlarına tabii olarak çalışıyor olmamız en büyük gücümüzdür. Bizi en çok koruma altına alan ise, 2004’de yayınlanan 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’umuzdur. Denetim ve gözetimin etkin bir şekilde yapılması ve bu kanunun hakkıyla icrası, fertlerin ve toplumun göz sağlığını korumada bizi en çok destekleyecek noktalardan biri olacaktır.
- Yine aynı kapsamda kontak lenslerin reçeteyle satışı fertlerin ve toplumun göz sağlığını korumasının yanında, bu ürünlerin güvenli bir görme aracı olmasını sağlar ki, zannımca bu en önemli noktadır. Bu noktada, yabancı zincir mağazalar reçetelerin kendi mağazalarında üretildiği optometriyi desteklerken; biz yerli ve milli sermayenin dikkatli olması gerekmektedir.
En önemli noktalardan bir diğeri de tedarikçimizi doğru tespit etmek olacaktır. Tedarikçimiz kimdir, yerli ve milli bir firma mıdır? Kimin destekçisidir, hangi doğrultuda büyümektedir? Bunun en çarpıcı örneği, sosyal medya üzerinde de rahatlıkla izlenebilecek olan Amerika’da çekilmiş videolarda yer almaktadır. Bu videolarda, kullanıcılara yöneltilen gözlük ve güneş gözlüğü markasını sorusuna cevaben, Amerikan malı gözlük ve güneş gözlüğü kullanıldığının alındığı görülmektedir. Bunun üzerine, Amerika’daki gözlüklerin %80’den fazlasının Amerikan olmayan tek bir firmaya ait olduğu ortaya çıkarıldığında, kimsenin bu gerçeğin farkında olmadığı da gözler önüne serilmiş oluyor. Bu da elbette, dünyadaki yaygın bağlantılar sayesinde oluyor.
İşte bu nedenle, küresel şirketlerin birleşerek adeta tekel haline geldikleri ve onların aslında perakende mağazalarının da sahibi olduğu unutulmamalı. Tedarikçiniz sandığınız firma birden bire perakendede müthiş güce sahip bir rakibiniz haline gelebilir!
Tutunmak lazım. Güzel Türkiye’mizde, küresel şirketlerin karşısındaki bir aradaki duruşumuzdur bizleri kocaman kılan…
Bu yüzden, uygun Sivil Toplum Kuruluşlarında görev almak ve aktif şekilde çalışmak lazım. Ama bunu yaparken de dikkatli olmak lazım. Görmek, dinlemek, anlamak, bilmek lazım. Bilgi çok önemli. Sürekli okuyarak, takip etmek lazım. İşimize sahip çıkmamız lazım. Bazen de gerek olduğunda da çıkıp yürümek lazım!
Ben böyle düşünüyorum. O yüzden de yürüyorum…
Sizlerin desteğiyle, sizlerle birlikte yürüdüğüm için de çok gurur duyuyorum. Teşekkürlerimle…
Erol Harbi
Opak Lens A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
gökhan zerman 6 Yıl Önce
bütün meslektasların sıkayetlerını ayrıca bimer e bildirmesi belkı bu surecte daha etkin olabılir