Biyonik Göz
Retina hasarı olan hastalıklarda görme yeteneği kaybolur. Birçok göz hastalığında retinanın tümü değil, bazı tabakaları hasar görür. Görme duyusunun oluşması için tüm tabakaların uyum içinde çalışması gerekmektedir. Son yıllarda retinanın dış tabakalarının hasarında retina implantı yani biyonik göz kullanılmaya başlanmıştır.
İlk biyonik göz 2012 yılında retina önüne implante edildi. Işığı gören ancak ayrıntıları tanıyamayan hastalarda belirgin bazı görme kazanımları elde edildi. Sadece ışığı gören ilerlemiş Retinitis Pigmentosa hastalığı olan hastalara önce 3-4 saat süren bir retina ameliyatı ile retinal protez takılmaktadır. Ameliyattan bir süre sonra gözlüğe bağlı kamera ile görüntü alınır ve görüntü kablo ile küçük bir video işlem ünitesine yönlendirilir. Video işlemcisinin oluşturduğu görüntü bilgileri radyofrekanslarına çevrilerek göz içine yerleştirilmiş olan retina implantına iletilir. Retina implantı çalışmayan hücrelerin işlevini yapar. İmplantın içinde çipler aktive olur. Görüntü retinanın sağlam kalmış hücreleri tarafından alınır ve görme siniri aracılığı ile beyine iletilir.
Biyonik gözde ki görme normal bir insanın görmesi gibi değildir. Hastalar bilgisayarlardaki pikseller gibi ve siyah beyaz görürler. Ancak bu görüş hiç görmeyen bir hasta için oldukça değerlidir. Hastalar sisteme uyum sağladıkça daha çok fayda sağlayacaklardır. Ameliyat sonrası uzun bir optik rehabilitasyon süreci vardır. Şu an sadece retina dış tabakasının hastalıklarında kullanılmaktadır. 2018 yılı itibarı ile 300’ün üzerinde hastaya Argus 2 retina protezi (Biyonik Göz) takılmıştır. İleride biyonik gözler daha da gelişecektir.
Kaynak: www.ziyakapran.com