Türk Optisyen - Gözlükçüler Birliği Genel Başkanı Ergün Karaçanak, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
“Sektörü dimdik ayakta tutacak sistemi kurmaya çalışıyoruz”
Kıymetli Meslektaşlarım,
Bildiğiniz üzere Birlik Kanunumuz ile ilgili açılmış ve süreci devam eden davalar bulunmaktadır. Bir takım kişilerce, kamuoyuna Yönetmeliğe itiraz davası olarak açıklanan dava, gerçekte Birlik ve Oda Kanunun iptali için açılmış bir davadır.
Anayasa Mahkemesi, 5193 sayılı Kanuna eklenen oda ve birlik kuruluşu ile ilgili Ek 1 ve Geçici 4.Maddelerinin Anayasa’ya aykırılığı sebebiyle iptal edilmesi istenen davayı 29-04-2021 tarihinde görüşmüş ve ek 1.Maddenin 1.fıkrasının iptalini reddetmiş yani oda ve birlik kuruluşunu onaylamıştır.
“Ek Madde 1- (Ek: 28/11/2017-7061/80 md.) Bu Kanuna tâbi meslek mensupları; mesleki faaliyetlerini geliştirip kolaylaştırmak, meslektaşlar arasında yardımlaşma ve iş birliğini temin etmek ve mesleki ahlâk ve disiplini tesis edip korumak üzere, kamu kurumu niteliğindeki optisyen-gözlükçüler odaları ve Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliğini teşkil eder.” Bu fıkra Birliğin ve odaların mevcudiyetinin Anayasa tarafından güvence altına aldığını gösteriyor.
Anayasa Mahkemesi 29/4/2021 tarihinde E.2020/80 numaralı dosyada, 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanunu’na eklenen ek 1. maddenin ikinci fıkrasının; “Odalar ile Birliğin teşkili, bunların yurt içindeki ve yurt dışındaki faaliyetleri, organları, organların görevleri, toplantıları, karar alış usulleri, gelirleri, giderleri, seçimi, seçilme yeterlilikleri, seçimlerin yapılış usulü, fesih, tasfiye ve iptale ilişkin hususlar, mesleki sicil, hizmet bedellerinin ve aidatların tespiti, disiplin cezaları ile infaz ediliş usulleri, odalar ve Birlik ile ilgili diğer iş ve işlemlere ilişkin yönetmelik hazırlanır,…” bölümü ile geçici 4. maddenin üçüncü fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan …disipline ilişkin hükümleri…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Gerekçeli karar 22 Haziran 2021 tarih 31519 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve kısaca belirtmek gerekirse Anayasa Mahkemesi kararında Kanun’un iptal edilen hükümlerinin yeninden düzenlenmesi için 9 ay süre vermiş ve yasal boşluk olmaması içinde iptal edilen hükümlerin 9 ay süre ile uygulanmasına izin vermiştir.
Birileri, bizim ve dünya tarihinin en önemli liderlerinden Fatih Sultan Mehmet Han’ın “Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlette ölür.” sözünü kullanarak bir takım gerçeği yansıtmayan açıklamalarda bulunmuştur. Bu açıklamaları kastı aşan açıklamalar olarak değerlendiriyor, Yüce Mahkemelerimizin verdiği kararlar apaçık ortadayken, bu kişilerin bağımsız ve adaletin tecelli ettiği Kurumlarımızı töhmet altında bırakan söz konusu açıklamalarını kınıyor ve kaygıyla izliyoruz. Kendilerini yargı kararlarına saygılı olmaya ve bu kararları çarpıtarak kamuoyunda kaos çıkarmamaya davet ediyoruz.
Birliğimiz tarafından gerekli çalışmalar yapılmış Anayasa Mahkemesi’nin istediği şekilde bir düzenleme içeren Kanun taslağı hazırlanarak yüce Meclise sunulacaktır.
Bu konu ile ilgili görülen lüzum üzerine tekrar açıklama yapma gereği duyuyorum.
Oda-Birlik Kanunu’nu iptal için dava açanlar gerçeği söylemediler. Sizlere aidatlara dava açtık dediler. Birlik Yönetimi olarak hiç kimsenin dava açma hakkına karışamayız ancak kamuoyunu yanıltma çabalarına karşıyız. Güneş balçıkla sıvanmaz.
Dava açan şahısların çoğu bu mesleği icra etmemektedirler. Soruyorum mesleği icra etmeden sahada ki meslektaşların sorunlarını nereden bileceksiniz. Meslektaşın tek sorunu 1400 TL aidat mıdır?
2018 yılında odalar yoktu, aidat da yoktu sanki meslektaşlarımız daha iyi durumda mıydı? Yoksa asıl sorunlarımız halen devam eden haksız rekabet, internet satışları, reklamlar, istihdam, yönlendirme ve reçete sayısının az olması mıydı? Bu sorunların üzerinde durmadıkları gibi yaptıkları açıklamalarda hiç çekinmeden internet üzerinden lens satışı ve reklamlarla uğraşmanın boş işler olduğunu söyleyecek kadar ileri gittiler ve davalar açmaya başladılar. Biz Birlik Yönetimi olarak bu davalar için 600 bin TL harcadık. Soruyorum davayı açanlar bu davalar için harcadıkları parayı nereden buldular. Ayrıca anayasal hak diyerek sürekli dava açarak mesleğimizin sorunlarını çözmemizi engelleyen bu kişiler sektörde tekelleşmeye sebep olacak birleşme ve satın almalar ile ilgili Rekabet Kurumuna itirazda bulunmamışlar, bu konuda açıklama dahi yapmamışlardır.
Açtıkları davalarla süreci sekteye uğratma çabaları, Resmi Kurumlara yaptıkları şikayetler, kamuoyunu yanlış yönlendiren açıklamaları yetmemiş olacak ki sahaya yeni figüranlar sürmeye başladılar. Sektörde kaos gibi söylemlerle sektörü karıştırmaya ve kamuoyunu yanıltmaya devam etmekteler.
Bazı kişiler vardır entelektüel görüntü vermek için; dünyadaki önemli düşünce insanlarının ve büyük devlet adamlarının söyledikleri, yazdıkları sözleri alırlar, ezberler ama kendi yasa ve yönetmeliklerini okumazlar, bu kişilerin bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak gibi hastalıkları vardır.
Entelektüel birikim havası vermeye çalışan, üç beş ismi ezberlemek için çalışan bu kişiler, yönetmeliğimizi okumaya gerek görmeden Birlik Başkanın İstanbul Genel Kurulu’nda neden bulunduğunu, neden konuşma yaptığını soruyorlar. Eğer Yönetmeliğe baksalardı Birlik Başkanının bütün genel kurullara katılma yetkisinin olduğunu göreceklerdi. Bu tarz kişiler önemli yazıları okusalar da yazılanları anlayamazlar.
Sonuç olarak sektörde kaos yoktur. Aslında sektörlerin kaosa girmesinin müsebbipleri karanlık, garabet, kimsesiz figüranlardır. Evet,hepimizin malumu sektörümüzün sorunları vardır. Birlik Yönetimi olarak, tek vücut halinde bu sorunları çözecek güçteyiz ve bütün enerjimizi bunun için kullanıyoruz.
Buradan özellikle genç meslektaşlarıma sesleniyorum bu kanun sizlerin varoluşunuz için bir temeldir. Oda aidatlarını size silah gibi gösterip odanıza sahip çıkmanızı engelleyerek, sizlerin örgütsüz ucuz işgücü olarak kalmanızı istenmektedirler. Aidatlar ve oda kanununa karşı çıkanlara bir bakın ya sektörde hiç faaliyetleri yok ya da işlerini yollarına koymuş toptanıyla perakendesiyle işleri yolunda olanlardır.
Siz genç meslektaşlarımın geleceğini düşünmek yerine kendi egolarının, kaybettikleri makam ve mevkilerin peşinde koşan kişileri hepimiz iyi tanımalıyız. Dava açanların tamamı oda ve birlik yönetimlerine seçilmek isteyen ancak bunu başaramamış kişilerdir. İçlerinde oda başkanı olamadığı için dava açtığını alenen söyleyenler bile var.
Geriye dönük konuşmaların hiç kimseye faydası yoktur. Biz ne kişilerle ne de olaylarla uğraşmıyoruz. Bu sebeple ve Birliğimizin kurum kimliğinin zedelenmemesi için bugüne kadar bu konuları kamuoyu önünde tartışmamaya çalıştık. Biz sektörü dimdik ayakta tutacak sistem kurmaya çalışıyoruz ve buradan herkese sesleniyoruz buyurun uzlaşı kültürü ile elbirliği ile Anayasa Mahkemesinin Meclisimize gönderdiği yasal düzenlemeyi yapalım, meslek sorunlarımızı teker teker çözelim, mesleğimize sahip çıkalım.
Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği
Ergün KARAÇANAK
Genel Başkan