Madalyonun İki Yüzü
Değerli Meslektaşlarım,
Geçtiğimiz hafta Eskişehir, Ankara, Adana ve Mersin şubelerimizi ziyaret ettim. Yıl içinde zaten belirli aralıklarla 46 şubemizi dolaşırım, bu ziyareti planlarken ise çoktandır yapmak istediğim bir şeyi daha gerçekleştirdim ve 6 Şubat’ta yaşanan felaketin ardından ilk kez deprem bölgesine gittim.
Deprem sırasında yurt dışında iş seyahatindeydim, ertesi gün döndüm ve elimizden gelen her türlü maddi manevi desteği o bölgeye yakın olan arkadaşlarımızın katkısıyla gerçekleştirdik. Hem çeşitli rahatsızlıklarım nedeniyle, hem de gidersem sağlayacağım faydadan daha fazlasını uzaktan daha etkili şekilde yapacağımı düşünerek gidişimi biraz sonraya bırakmıştım.
Adana ziyaretimde daha önce şahsen tanışmadığım, sadece telefonla ve whatsapp üzerinden görüştüğümüz değerli meslektaşımız Mithat Saraçoğlu ile tanışma fırsatı buldum.
Kendisi depremin hemen ardından birçok toptancı, üretici ve optik mağazayı içine alan bir whatsapp grubu kurarak, Hatay ve İskenderun’da mağdur olan gözlükçülere oftalmik cam ve çerçeve desteğinde bulunulmasını organize etmişti. Halen de bu destek çalışmalarına aracı olmaya da devam ediyor.
Mithat Bey ile birlikte depremden en çok etkilenen ilimiz Hatay’a gittik. Bu arada Hatay Optisyen Gözlükçüler Odası Başkanı Yahya Aydın ile de görüştük.
Büyük felaketin üzerinden üç ay geçmesine rağmen deprem bölgesinde olmanın hala çok zorlayıcı bir his olduğunu burada belirtmek isterim. Hele bu şehrin öncesini bilenler için ortamı yakından görmek çok acı veriyor. Felaketi yaşayıp, sevdiklerini kaybeden, uzuvlarını kaybeden, evlerini ve varlıklarını kaybeden insanlar birçok zorluğun arasında hayata tutunmaya çalışıyorlar.
Hatay’da birkaç optik mağazayı ziyaret ettiğimde, bölgedeki meslektaşlarımızın bu doğal afetten kaynaklanan travmalarının üstüne bir de insan eliyle yaşadıklarının gelmesinin ne kadar üzücü olduğuna bizzat şahit oldum. Herkes bir yandan yardım için çırpınırken, hiçbir hasar almamış tam 11 optik mağazanın yağmalanmış olmasına gerçek anlamda inanamadım.
Şirketimizin kurulduğu yıllardan beri o bölgede severek çalıştığımız meslektaşımız Necva Daraoğlu ve eşi Mehmet Daraoğlu’nun maalesef çocuklarıyla birlikte göçük altında kalarak vefat ettiklerini duyduğumda çok üzülmüştüm. Bu gidişimde, hiçbir hasar almamış optik mağazalarına girilerek yağmalanmış olduğunu gözümle görmek, tabiri yerindeyse beni insanlığımdan utandırdı.
Sapasağlam bir dükkanı kim girer de yağmalar? Yiyecek malzeme olsa mecbur kaldılar dersiniz. Bir gözlükçünün mağazasına niçin girilir? Giren kişi aldığı camları, çerçeveleri, kontak lensleri ne yapar? -2.00 diyoptri cam kimin işine yarar?
Bunun üzerinden para kazanmak isteyen birisinin camı, çerçeveyi son kullanıcıya doğrudan satması mümkün değildir. İllaki bir gözlükçü ya da internet ya da sosyal medya satıcısı bularak onları elinden çıkarabilir. Zaten son zamanlarda bazı sosyal medya platformlarında faturasız ürün satan o kadar çok “güya optik hesap” (!) türedi ki , ancak parçaları birleştirdiğimizde bu tip oluşumların bir dayanışmadan ziyade hırsızlık mallarının kolayca satılabildiği mecralara dönüştüğünü görebiliyoruz.
Geçenlerde sosyal medyada bazı ürünlerimizin satıldığını görünce, 2 Mayıs günü bununla ilgili bir yazı yazmıştım. Niyetim çalıntı ürünlere karşı optikleri haberdar etmekti. “Bizim depomuzdan ürünler çalındı, her yerde bu tip olaylar yaşanıyor olabilir, sadece ucuz diye bir ürünü almadan önce kaynağını iyi araştırmak gerekir,” dedim. Bana telefon edip “geçmiş olsun,” diyenler ve teşekkür edenler de oldu, sosyal medyada “sen ne karışırsın benim nereden ne aldığıma,” diyenler de oldu.
Ben çalıntı derken, hiç aklıma gelmemişti, şimdi fark ettim ki deprem sonrası yağmalanmış ürünler de ortalarda geziyor. Sadece o bölgelerde de değil, Türkiye’nin her yerinde. Ben sadece farkındalık yaratmak istiyorum. “Aldığınız her ürünün kaynağına bakın, size fatura kesen yere neresi fatura kesmiş araştırın. Ucuz diye faturasız ürün almayın. Bu tip haksız ticarete dahil olmak hem suçtur, hem de etik değildir. Emekle yoğurulmuş kazancınızı yağmalanmış, çalınmış bir ürünün kirletmesine mahal bırakmamak için uyanık olun,” diyorum. Bunu başka türlü anlayacak insanları da maalesef ben anlayamıyorum.
Madalyonun bir de öteki tarafı var. Başta değerli meslektaşımız Mithat Saraçoğlu ve Hatay Optisyen ve Gözlükçüler Odası Başkanı Yahya Aydın olmak üzere, hiçbir beklentisi olmadan kendi çekmecelerindeki camları bölgede depremden mağdur olan optiklerle paylaşmaktan çekinmeyen tüm optisyen ve gözlükçü meslektaşlarımıza burada sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. Her biri tek tek sektör kahramanlarımızdır.
Bunun yanı sıra deprem sırasında sektörümüzdeki tüm toptancı, üretici ve optik mağazaların ilk andan itibaren duyarlı bir şekilde bölgeye el uzatmalarından dolayı bu sektörün bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Bizim de şirketler grubumuzla elimizden gelen desteği vermeye devam edeceğimizi buradan bir kez daha tekrarlıyorum.
Deprem bölgesindeki bizi ağırlayan meslektaşlarımıza çok teşekkür ederim. Bundan sonraki ilk ziyaretimde de Adıyaman ve Malatya’ya gitmeyi planlıyorum. Unutmayalım ki, bölgedeki meslektaşlarımızın her şeyden önce morale ve yanlarında olduğumuzu hissetmeye ihtiyaçları var.
Kalın sağlıcakla…
H. Erol Harbi
Yönetim Kurulu Başkanı
Opak Lens A.Ş.
Cihan Medikal A.Ş.
Akay Optik A.Ş.
Optik Gazete