Optik Gazete

Erol Harbi: "Optik Sektörü Hızla Uçuruma Yuvarlanıyor"

Gündem

Bundan sadece üç yıl önce sektörümüzde “franchising” sözü sizlere bir şey ifade ediyor muydu?

SORUYORUM

Değerli Meslektaşlarım,

Bundan sadece üç yıl önce sektörümüzde “franchising” sözü sizlere bir şey ifade ediyor muydu?

Bana göre bugün bu sözcük artık bir devrin kapanmakta olduğunun ve yabancı sermayeli sektör firmalarının gücüne güç kattığının kanıtıdır.

Evet üç yıl önce siz bir optik mağaza açmak istediğinizde, eğer tabelanızdaki isim ile vergi numaranız tutmuyorsa İl Sağlık Müdürlüğü onay vermiyor, siz de o isim ile optisyenlik müessesesi açamıyordunuz. Çünkü biz o zaman yönetmelik ile korunuyorduk.

Her zaman optik sektörünün sorunları konuşulduğunda iki büyük tehlikeden bahsederim. Birincisi INTERNETTEN ON-LINE kontak lens ve gözlük satışı, ikincisi ise dünyada ve Türkiye’mizde TEKEL olmuş yabancı sermayeli bazı firmalar.

İşte bu yabancı sermayeli cam, çerçeve üreticisi ve aynı zamanda da perakende zincirlerin yöneticileri yoğun bir kulis çalışması yaparak yönetmelikte olmayan “franchising” sistemini kimsenin haberi dahi olmadan, kapalı kapılar ardında iki yıl önce tek bir imza ile onaylattılar.

Şimdi buradan SORUYORUM,

Hangi ODA yöneticimiz veya hangi BİRLİK yöneticimiz bu konu ile ilgili bir itirazda bulundu, şikayet etti veya mahkeme yoluna başvurdu?

ADALETTEN, EŞİTLİKTEN, BÜTÜNLÜKTEN bahseden ve bu firmanın sözcüsü gibi davranan Sivil Toplum Kuruluşu yöneticisi meslektaşıma da SORUYORUM.

Yıllardır bu sektörün her kademesinde çalışmış bir meslek sevdalısı olarak söylüyorum, TEHLİKE ÇOK BÜYÜK…

Buradan Sivil Toplum Kuruluşlarına, Oda ve Birlik ile ilgili bir eleştiri yapmıyorum ama biraz da sesime kulak verin. Ne yazıktır ki bugün öğrendiğim bir duyum ile bu meseleyi bilen eski ve yeni birçok sektör yöneticileri var ve söylendiği halde bir dilekçe dahi yazmamışlar. Yazıklar olsun!

5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanunda normal şartlarda “franchising” oluşumuna yer verilmiyor.

Bakınız, Türkiye genelinde 81 il ve bunlara bağlı 911 tane ilçe var. Bu ilçeler ile birlikte bağımsız optik sayısının 8000 olduğunu varsayarsak, yabancı sermayeli zincir mağaza grubunun “franchise” vererek büyümesi ile bu sayı 1500’lere kadar düşüş gösterecektir. Bu da zaten optik sektörünün ve bağımsız optisyenlik müesseselerinin sonu demektir!

Peki, şu anda yeni hazırlanan yasa taslağına baktığımızda da konu ile ilgili bir önlem var mı? Ben size söyleyeyim: “Hayır yok!”

Son günlerde duyduğum ve edindiğim bilgilere göre “franchising” mağazaları ile ilgili çok yüksek bir talep patlaması mevcut. Şu anda bu yabancı sermayeli küresel firma 50’ye yakın “franchising” verdi ve vermeye de devam ediyor. Ayrıca oda yöneticilerinden bazıları da bu sistemin içinde olmak için müracaat etmişler.“Franchising” alan şahıs ve firma için ilk zamanlar avantajlı gözükse de hazırlanan sözleşmeler incelendiğinde esas patronun istediğinde neler yapabileceğini tahmin bile edemezsiniz. Ayrıca bu mağazaların kurulduğu çevrede bulunan diğer bağımsız optisyenlik müesseseleri için olumsuz sonuçlar doğuracak, hatta ve hatta optik mağazaların zarar ederek kapanmasına ve sektörün yabancı sermayenin eline geçmesine sebep olacaktır.

Değerli Meslektaşlarım,

Franchising” ve bayilikle ile ilgili önleyici kanun maddeleri 5193 sayılı yeni düzenlenen kanun taslağına ivedilikle eklenmeli.

Optik sektörümüz ciddi bir tehdit altındadır. Gelen tehlikenin kimse farkında değil ya da farkındalık var, müdahale yok. Bu konuda ne Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği’nden ne de Optisyen-Gözlükçüler Odaları’ndan önleyici bir hareket göremiyoruz. Varsa bununla ilgili yaptıkları bir girişim, evraklarını ve belgelerini tarafımıza göndersinler ve ben de tebrik ederek bu belgeleri yayınlayayım.

Her zaman dediğimiz gibi eğer bağımsız optik mağazaları desteklemek ve optik sektörünün iyileşmesini istiyorsak ilk yapılması gereken mesul müdürlüğün kaldırılması ve zincir mağaza oluşumunun engellenmesidir. Kanun taslağını incelersek, mesul müdürlüğü içeren “Madde 8” ile ilgili düzenlemelere gidilmiş ancak benim düşünceme göre, etkili bir yol alınamamıştır.

“Değişiklikle, Türkiye sınırları içerisinde mesleklerini ve sanatlarını uygulamaya yasal olarak yetkili bulunan optisyen- gözlükçülerin mesleki faaliyette bulunabilmeleri veya meslekleriyle ilgili bir işte çalışabilmeleri için Oda’ya üye olmalarına ve yükümlülüklerini yerine getirmeye zorunlu olduklarına ve diğer kanunlarla kurulmuş meslek odalarına kayıtlı olma zorunlulukları bulunmadığına ilişkin düzenleme yapılmıştır.”

Yukarıdaki taslak madde bana göre çok yetersizdir.

Sektörümüz hızlıca uçuruma yuvarlanıyor. Eğer yaşanılan bu olumsuzluklar karşısında izleyici olmaya devam edersek bu uçuruma ilk gidecek olanlar bağımsız optiklerdir. Bu yüzden bir an önce farkındalığımızı arttırmalı ve birlik olup sektörümüze sahip çıkmalıyız.

Not:Bu tip yazılarımı okuyup,anlayamayan (altında birşeyler arayanlar) ve hala bu yabancı tekel firmanın ürünlerini satin alıp destek veren optiklere de bir şey ilave etmek istiyorum;Opak Lens ve bünyesindeki diğer şirketler tamamen bağımsız optikler ile çalışmaktadır dolayısıyla da


Bağımsız optiklerin kapanması bizi olumsuz etkiler ama Opak Lens bilgi ve birikimleri  ile bu sorunu aşabilecek güçtedir.

 

H. Erol Harbi

Yorumlar (2)

Ersin Akbaylar 3 Yıl Önce

Kapitilasyonlar geri geldi.Bu konulardaki çırpınışlarınıza hak veriyorum.Odaların bu konuda çok daha etkili çalışması gerekir.Önce Birliğin bunu çok iyi anlaması gerekli ki,kitleleri harekete geçirmelidir.

Kazım Anlaşbay 3 Yıl Önce

Teşekkürler tespitlerinize katılıyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.