Seçime 24 Gün Kaldı !
NEDEN?
Optik Gazete’de Çarşamba gününden başlayıp, Pazar’a kadar süren, benim kaleme aldığım, “arkası yarın” şeklinde bir yazı dizisi yayınlandı.
6 soru sordum. Kimlere sorduğumu net olarak belirterek cevap istedim. Muhataplardan bir cevap alamadım. Daha doğrusu muhatapların bir cevap vermeyeceklerini açıkça ortaya koyan; kaçak, ciddiyetten uzak, korkuyu saldırganlıkla örtmeye çalışan seviyesiz sosyal medya mesajlarından başka bir reaksiyon olmadı.
Neden?
Neden resmi bir ortamda sorulan, kanıtlarıyla ortaya konan, üstelik itham içeren yazılardan bir tekine bile; resmi, net, açıklayıcı ve soranı da okuyanı da ikna edecek bir cevap verilemiyor?
Birisi ona bir soru yönelttiğinde cevap vermek, önce kişinin kendine saygısı ve sorumluluğudur. Soru yöneltilen nokta bir kurumsa, ya da bir kuruluşsa, hele de bir sektörü temsil etmeyi üstlenmiş temsilci bir yapıysa, yöneticilerin de aynı ciddiyet ve açıklıkla cevap vermeleri şarttır.
İstanbul Bölgesi Geçici Oda Yöneticileri’ni bir de bu gözle değerlendiriniz.
23 Ağustos 2020 tarihinde yapılacak olan 1. Bölge İstanbul Optisyen – Gözlükçüler Odası Genel Kurul kapsamında yönetici kadro seçimine gitmeden önce bu değerlendirmeleri dikkatlice yapınız.
Neden cevap vermediklerini lütfen analiz ediniz…
“Neden?” sorusu çok öğretici, çok yön göstericidir. Bu sorudan çok yararlanırım.
Hazır yeri gelmişken lütfen benim bu soruları neden sorduğum üzerinde de düşünün.
Optik sektörünün toptan, üretim, ithalat, ihracat, yayıncılık ve aile geleneğimizden ötürü perakende noktalarında çalışmış, toplamda 45 yılı aşan bir deneyime sahip bir meslektaşınızım.
Şirketlerimizin amiral gemisi Opak Lens toptancı bir firma. Yönetim Kurulu Başkanı olarak yönettiğim bu firma sıradan bir toptancı değildir. Sektörün gelişimini sağlayan, yerel kanadın güçlenmesine odaklanmış, sektöre yön veren bir firmadır.
Optik sektöründe toptancı bir firmanın geliri hizmet verdiği optiklerden gelir. Benim görüşlerimi açık açık ortaya koymam, yeri geldiğinde bazı mercilere doğrudan hitap ederek yazı yazmam aslında bir risktir. O mercilere bağlı bazı optik mağazalar yeri gelir, duygusal olarak etkilenerek bizimle ticareti kesebilir.
Birilerinin canını sıkabilecek, hem de çok sıkabilecek şeyler yazıyorum. Başka kimse yazıyor mu? Sektörün yerli olsun, yabancı olsun üreticilerine, dağıtıcılarına, toptancılarına bir bakın bakalım. Aralarında dünya devlerinin uzantıları olanlar var. Hiç biri böyle şeyler yazıyor mu? Yok. Herkes ticaretine bakıyor.
Elbette farkındayım, bu yazdıklarım nedeniyle ticari olarak müşteri kaybedebiliriz. Bu riski görüyorum. Ama bu anlamda ben amatör ruhlu birisiyim. Derdim sırf para kazanmak olsaydı, sırf kazanç ve pazar payı arttırmak olsaydı elbette ben de yazmazdım. Bana ne, ben işime bakarım, başkaları gibi “bu ticarettir, ticaretin gereğidir,” der sessiz sedasız işimi yapardım. İnanın bunu yapmak çok kolay.
Benim bu tutumum ticaretten anlamadığım, paraya önem vermediğim anlamına gelmesin. Öyle olsaydı şirketlerimiz bugünkü hallerine gelemezdi. Ayrıca bugün şirketlerimizde çalışan 500’ü aşkın kişiye ve onların ailelerine istihdam sağlamanın tüm sorumluluğu da kazandığımız her kuruşun değerini arttırır. Ancak ben paraya tamah etmem. Para için, pazar payını büyütmek için, sırf ticaret için değerlerimden asla vazgeçmem.
Mesleğimi seviyorum. Sektörümüzün gelişmesine önem veriyorum. “Bu meslekten kazandık, bu mesleğin hakkını vermeliyiz,” diye düşünüyorum.
İşime adanmışlığım var. Bu adanmışlık da bana bu soruları sorma hakkını veriyor.
Sormaktan çekinmiyorum. Ne yaptığı belli olmayanlar ortada dolaştıkça da sormaya devam edeceğim.
Ben bu tür konuları kurcaladıkça “kendi başkanlığa adaylığını koyacak da ondan,” diyorlardı. Gizli ajandam olduğunu ileri sürüyorlardı. Baştan beri söylediğim gibi adaylığımı koyma niyetim hiç olmadı. Çünkü ben şu anda bulunduğum noktadan sektörümüzün gelişimine daha iyi hizmet verebilirim.
Net olarak görüyorsunuz ki ne daha çok para kazanma, ne de başkan olma peşinde değilim.
Çok kereler söyledim, yine tekrar ediyorum: “Kim başkan olmalı” sorusuna cevabım sadece benim kendi oyumu etkiler. Hep söylediğim gibi “kimin seçileceğini bilmiyorum ama kimlerin seçilmemesi gerektiğini çok iyi biliyorum’’.
Dikkatle bakınız: Böyle bir temsilci yapıda başkan ya da yönetim kadrosunda olmaya adaylığını koyan kişiler şu sorduğum sorulara cevap veremiyorlarsa; o kişiler bu kadroları para, güç ve prestij sahibi olmak için istiyorlar demektir, aman uzak durunuz!, Çünkü bu kadrolarda bulunmayı, temsil ettiği sektöre hizmet için isteyen kişiler cevap vermekten kaçınmaz, bunun yüksek bir haysiyet gerektirdiğinin bilinci ve açıklığıyla hareket ederler.
İstanbul seçimleri sektörümüz açısından çok önemli. Maalesef geçici oda yöneticilerinden bazıları, daha önceki dernekçilik ve kooperatifçilik dönemlerinde olduğu gibi, geçici oda yönetimi döneminde de sektöre hizmet sunmak değil, kendilerine fayda sağlamak peşindeler. Şu anda tüm güçleri ile kendilerine güç ve maddi olanak sağlamak ve geçmiş dönemdeki şaibeli olaylarını örtbas etmek için oda yönetimine gelmeye çalışıyorlar.
Aşağıda Çarşamba gününden beri yayınladığımız soruların linki var. Hiç birine tek bir resmi açıklama gelmedi. Sosyal medyadan yapılan mesnetsiz yorumlar bu soruların ağırlığı altında kalan kişilerin güçlü görünme çırpınışlarından öte bir anlam taşımamaktadır.
Şu ana kadar hala okumadıysanız lütfen bir zaman ayırın ve aşağıdaki soruları linklerine girerek ayrıntılarıyla okuyun.
Bilgi değerlidir. Bilmek ve bilmek için sormak, bizi temsil etmeye niyetlenmiş kişilerin asıl niyetlerini öğrenmemiz açısından en önemli hakkımızdır.
İstanbul Bölgesi Geçici Oda Yöneticileri’ne sordum:
- 22 Temmuz Çarşamba günü;
Hani SGK Yıllık Sözleşme Bedeli İçin Verilen Sözler? - 23 Temmuz Perşembe günü;
Kimler Oy Kullanamaz? - 24 Temmuz Cuma günü;
2020 Aidatları Neden Hala Tahsil Edilmiyor? - 25 Temmuz Cumartesi günü iki soru birden sorduk.
Genel Kurulda Aidat Görüşmesi Yapılacak mı?
ve Geçmiş Dönem Raporu Ne Zaman Gelecek?
Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği’ne sordum:
- 26 Temmuz Pazar günü;
Geçici Maddelere Neden Olan Vazgeçilmez Özellikler Nedir?
Evet Değerli Meslektaşlarım,
Tekrar ediyorum; hepimizin bir oyu var, o değerli oyu kime vermeyeceğimiz konusunda uyanık ve dikkatli olalım.
Kalın sağlıcakla,
Erol Harbi
Yönetim Kurulu Başkanı
Opak Lens
Akay Optik
Cihan Medikal
Optik Gazete
ARTI EKSİ 4 Yıl Önce
sor dostum..sor..bunlar cevap veremezler zor dostum.