Kornea nakli, görme yetilerini kaybeden ya da günlük yaşamlarını bile devam ettiremeyecek kadar görme bozukluğu yaşayan hastalara umut oluyor.
Hayatını kaybeden kişilerden alınan ve özel solüsyonlar içinde tutulan kornealar, yapılan incelemelerin ardından belirlenen hastalara naklediliyor.
Nakil öncesinde günlük hayatlarını sürdürmekte, yürümekte ve çalışmakta zorlanan hastalar, kornea naklinin ardından yeniden görmeye, hayatlarını sağlıklı şekilde devam ettirmeye başlıyorlar.
Türkiye'de kornea nakillerinin en çok yapıldığı merkezlerden birisi olan Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde nakil operasyonu geçirerek ışığa kavuşanlardan birisi de 66 yaşındaki Gönül Öztürk.
Nakil hikayesini AA muhabiriyle paylaşan emekli öğretmen Öztürk, görmede yaşadığı sıkıntılar nedeniyle 1995 yılında gittiği hastanede, korneasında kalıtsal bir bozukluk olduğunun tespit edildiğini söyledi. İlk zamanlar gözlerinin günlük hayatını sürdürebilecek kadar gördüğünü, ancak hastalık ilerledikçe günlük işlerini bile yapamaz hale geldiğini anlatan Öztürk, "Okulda öğrencileri görememeye, karıştırmaya başladım. Aslında daha çalışmayı istiyordum ama hastalık yüzünden emekli olmak zorunda kaldım." dedi.
Eşinin tedavisi için gittiği Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde doktorların kendisini kornea merkezine yönlendirdiğini belirten Öztürk, şunları söyledi:
"Ameliyat öncesinde sol gözüm tamamen kapanmıştı. Artık dışarıya yalnız başıma çıkamaz oldum. Çukurlara düşüyordum yollarda. Merdivenlerden birkaç kere düştüm. Yaş da ilerliyor, kırık oluşursa daha kötü şeyler meydana gelecek. Karar verdim ameliyata. Ameliyattan sonra gözün görmeme durumu ortadan kalktı. Ameliyat sürecinde bazı sıkıntılar yaşadım ama iki gözüm de artık görüyor. Artık yalnız başıma dışarı çıkabiliyorum istediğim gibi, okuyabiliyorum. Eskiden hiç okuyamıyordum. Nakil öncesinde bir başkasının korneasının nakledileceği düşüncesiyle başta çok kötü oldum. Trafik kazasında ölmüş bir gencin korneası olduğu söylendi. Bunu duyunca 'Susun' dedim ameliyat masasından kalkmak istedim. Beni masaya dönmeye ikna ettiler, 'Onun kaderi böyleymiş, size olmasa başkasına takılacak.' dediler. Sağ olsunlar bir müddet beni beklediler. Şimdi onlar için bol bol dua ediyorum. Allah razı olsun onlardan. Onların gözleri bizde yaşıyor. Onların sayesinde gözlerimiz görmüş oldu."
- "Hayatta artık yeni hedeflerim var"
Avukat Recep Yetim de doğum sırasında görme sinirlerinin zarar gördüğünü, 35 sene gözlük takmak zorunda kaldığını söyledi. Gözlerinin birinin eksi 12, diğerinin ise eksi 13 derece olduğunu anlatan Yetim, 1989 yılında tedavi olmak için gittiği Rusya'daki operasyondan istediği sonucu alamadığını, 1993 yılında Türkiye'de lazer operasyonu geçirdiğini ifade etti. Bu operasyon sayesinde gözlük derecesinin eksi 3-5'e kadar düştüğünü ve bu şekilde hayatını sürdürürken bu kez de gözlerinde kataraktın başladığını dile getiren 66 yaşındaki Yetim, ilk kornea naklinin bir buçuk yıl önce yapıldığını, ikinci naklin ise iki hafta önce gerçekleştiğini anlattı.
İkinci naklin üzerinden kısa süre geçmiş olmasına rağmen gözlerinde daha önce oluşan lekeler ve kirli görmenin sona erdiğini, bundan sonra daha da iyi olacağına inandığını ifade eden Yetim, "Artık ileriye güvenle bakıyorum. Problemli olduğum dönemlerde bütün gündemimi gözüm alıyordu. 'Acaba' sorusu vardı. Doktoruma bile, 'Biletimi kes ne olacaksa kaderime razı olacağım.' diyordum Bu ameliyatların ardından hayatta artık yeni hedeflerim var. Geleceğe daha güvenle bakıyorum. En azından az da görsem 'Kör olmayacağım.' diye bir güvenim var. Bu nakil beni hayata bağlamış oldu." diye konuştu.
Korneaları kendisine nakledilen kişileri tanımadığını, hayat hikayelerini bilmediğini belirten Recep Yetim, dualarında onları ihmal etmediğini, hem hayatını kaybeden kişiler hem de aileleri için mutlaka dua ettiğini söyledi.
- "Antalya'dan gelen hastaya sıramı verdim"
Kornea nakliyle yeniden sağlıklı şekilde görmeye başlayan 74 yaşındaki Saadet Resuli de kornealarındaki kalıtsal bozukluk nedeniyle görmesinde sıkıntılar olduğunu anlattı.
Resuli, daha önce başka bir merkezde gerçekleşen katarakt ameliyatının ardından, hastalığının da etkisiyle gözünün açılmadığını, bunun ardından Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kornea nakli olduğunu dile getirdi.
İlk ameliyatından 3 yıl sonra ikinci göz için yeniden ameliyat masasına yattığında Antalya'dan bir hastanın geldiğini ve kendisine nakledilecek korneayı istediğini anlatan Resuli, "Ameliyat masasına yatmıştım, 'Sizin korneanızı kullanabilir miyiz?' deyince kalkıp sıramı verdim." dedi.
Görme sorunları olduğu dönemde çok sıkıntılar yaşadığını, sokakta yürürken sık sık düştüğünü aktaran Resuli, "İnanın insanın başına gelince biliyor, kaç kere düştüm. Allah korudu. Karanlıktan korkardım, ışığa hiç bakamazdım. Şimdi her şey normal. Ama hep doktorlarımızın sayesinde diyorum. Organ naklini de insan başına gelince daha iyi anlıyor. Çok mühim bir şey. Keşke herkes organ bağışında bulunabilse diyorum." ifadelerini kullandı.
- "Görmeyen gözlere ışık olmaya çalışıyoruz"
Hastane Başhekimi Prof. Dr. Recep Demirhan da hastanelerinde toplam 40 branşta 66 akademisyen ve 600 hekimle yıllık 2 milyon 500 bin kişiye hizmet sunduklarını bildirdi.
Hastanelerinin özellikle kornea naklinde Türkiye'nin önde gelen merkezlerinden olduğuna işaret eden Demirhan, "Yaklaşık 10 yıldır hedefimiz görmeyen gözlere ışık olmak. Uzmanlarımız ve hastane yönetimimizle oluşturduğumuz çok güzel bir ekip çalışması var. Korneanın alımından saklanmasına ve nakledilmesine kadar ekip işi bu. Türkiye'de kornea konusunda en önde gelen merkezlerinden birisiyiz." dedi.
Hastanenin Kornea Birimi hekimlerinden Doç. Dr. Aysu Karatay Arsan ise Türkiye'nin en büyük göz bankasının hastanelerinde bulunduğunu söyledi. Kadavradan alınan korneaların yüzde 99'unu kendilerinin kullandığını belirten Arsan, "Senede 600 ameliyat yapıyoruz. Bu ameliyatlardan da yüzde 80-90' başarılı sonuçlanıyor." diye konuştu.
Meslek hayatı boyunca Çankırı'nın bir köyünden gelen 50 yaşındaki bir hastasını unutamadığından da bahseden Arsan, şöyle konuştu:
"İsmi Güllü Yukarısu'ydu. 50 yaşına kadar gözündeki rahatsızlık nedeniyle hiç görmemişti. Ameliyatın ardından görmeye başladı. 50 yaşına kadar hiç görmemiş, hep birilerine bağımlı yaşamış. Bana sarılışını hiç unutmuyorum. Hastalarımızın bizimle iletişimleri çok güzeldir. Onun için motivasyonumuz da yüksek."
Operatör Dr. Osman Şalkacı ise kadavradan alınan korneada öncelikle gerekli incelemelerin yapıldığını, nakle uygun olduğu tespit edildiğinde özel solisyonlar içinde saklandığını anlattı.
Alıcı belirlendiğinde naklin hızlı şekilde tamamlandığına değinen Şalkacı, "Özellikle hiç görmeden, yakınlarının eline tutunarak gelip, buradan görerek giden çokça hastamız var. Biz onların dualarıyla ayaktayız ve zaten motivasyonumuzu yüksek tutan şeylerden birisi de hakikaten o hastaların tebessümüdür." dedi.
Kaynak: www.timeturk.com/