3
Aranan Marka!
Bu dizinin ilk yazı-çizisinde dedik ki kullanıcı optik cam markası bilmez. Çerçeve ve güneş gözlüğü markasını bilir, çünkü onun her yerde reklamı vardır. Ama cam markası bilmez! Madem öyle kullanıcının camda marka aradığı bilgisi nereden geliyor?
Yok böyle bir bilgi. Sadece böyle bir algı var. Ve böyle bir algının yaratılması için çalışan yabancı üreticiler var.
Kullanıcıya televizyon, radyo, gazete, internet reklamıyla bir pazarlama çalışması yapılamayınca, dolaylı bir pazarlama çalışması yapılıyor. Optisyenlik müesseseleri bazı markaları kullanıcılara öyle bir anlatıyorlar ki, kullanıcı adını hiç duymadığı markayı almaya karar veriyor. 1-2 sene sonra dönüp geldiğinde sorsanız, adını hatırlamaz. Sadece optisyenlik müessesesinin kendisine anlattıklarından hatırladığı bilgileri söyleyerek, kopuk kopuk tariflerle ne aldığını söylemeye çalışır. O zaman bu markaya “aranan marka” diyebilir miyiz?
Aman dikkatli olalım. Farkında olmak ilk adımdır. Algı yaratma çalışmasının bir parçası olmayalım. Aslında aranan bir marka olmadığını fark ettiğimiz anda kullanıcıyı doğru ve bilinçli bir şekilde yönlendirmek konusunda daha yetkin olduğumuzu anlayabilir; yerli markaları araştırma ve onları daha iyi öğrenerek anlatmak konusunda kendimizi yeniliklere ve kendi gücümüzle büyümeye açık hissedebiliriz.
Aslında ortada aranan bir marka olmadığını “gördüğümüzde” ufkumuz da açılacaktır. Yerel bağımsız optisyenlik müesseselerinin gücünü elinde tutmasının önemli bir parçası da yarın kendisini zorda bırakacak bir yabancı markaya bağımlı hale gelmemesidir.
Geçmişte güneş gözlüğünde başımıza gelenler, optik camda da gelmesin diye yapacaklarımız da yarınki yazı-çizimizin konusu…