Neden Yerli Üretici İle Çalışmak Gerekir?
VE TİCARİ ETİK NASIL OLMALIDIR?
Değerli Meslektaşlarım,
Ülkemizin de tüm dünya ülkeleriyle aynı anda içinde bulunduğu bu “yeni normal” günlerinde ve ondan önceki pandeminin mecbur bıraktığı kısıtlamalar döneminde birçok kavram hakkında görüşlerimiz yer değiştirirken, bazı konuların önemini biraz daha yakından anladık. Ve hem günlük yaşamımız, hem de iş yapma biçimlerimiz sarsıcı bir şekilde değişti.
Geçen gün bu dönemlere ilişkin okuduğum bir raporda geleceğe yönelik bazı eğilimler ve fırsatlar sıralanmıştı. İçinden biri çok ilgimi çekti, hemen not ettim. Şöyle diyordu: “Tüm dünyada korumacılık duvarları daha da artacak. Ülkeler kendi içindeki üretim kabiliyetlerini en üst düzeye çıkarmaya çalışacak.”
Sektörümüzde de son yıllarda optik cam konusundaki yerli üretim; altyapı, tasarım, yatırım ve nitelikli insan gücü anlamında zaten hızlı bir gelişim yaşamaktaydı. Bu gelişmelerin, içinde bulunduğumuz bu dönemde ne kadar “daha” önemli olduğunu düşünmek beni hemen bu yazıyı kaleme almaya sevk etti.
İlk aklıma gelen soru şu oldu:
Neden yerli üretici ile çalışmak gerekir?
- Yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı.
Çocukluğumuzdaki yerli malı haftası kutlamalarını ve o dönemki bilinci düşünün. Bu bilincin en kısa zamanda yeniden kök salması gerekiyor ki, hemen çevremizde gelişen değerlerimize sahip çıkabilelim. - Sektörümüzü ele alınca bu sorunun cevaplarının çok katmanlı olduğunu görüyoruz.
- Ülkemizde üretim yapan, yerel olarak açılmış, sonra yabancı firmalara satılmış kurumlar var. %100 yerli sermayeli olan bu tesislerin, yabancı sermayeli tesislerden üretim anlamında fazla bir farkı yok. Aynı ülkelerden ham madde alıyor, benzer makine parklarını kullanıyor, eşdeğer yapıdaki tasarımlarla çalışıyorlar.
Tek fark ise kazanılan paranın yerli yatırıma değil, yabancı firmanın dev yapısını daha da büyütmeye akıtılmasında. Oysa yerel üretimi tercih etmenin en önemli nedeni kazancın ülke içerisinde kalmasıdır.
- Bizim sektörümüzde yabancı sermayeli üreticilerin şirket yapılaşmasından doğan ve düşününce çok tuhaf gelen bir başka katmanı daha var. Cam üreten firma aynı zamanda perakende bir mağaza zincirinin ortağı olabiliyor. Bu da o üretici firmadan ürün alan optisyenlik müessesesinin rakibin gelişmesi için kendi eliyle katkıda bulunması anlamına geliyor ki, düşünüyor düşünüyor bunun nasıl olduğunu anlayamıyorum.
Bir müessese neden rakip mağazaların gelişimine hizmet eden bir ürünü satmayı tercih edebilir ki?
Üç şık var:- Ya satın aldığı optik camı üreten firmanın yabancı mağaza zinciriyle birebir organik ortaklığı olduğunu bilmiyor, ya da biliyor da etkilerinin ne olacağına ilişkin bir çıkarımda bulunmuyor.
- Ya da umursamıyor.
- Ya da “belki göze girerim de, benim mağazamı da satın alırlar, zincirlerine katarlar” diye satılma hayalleri kuruyor.
- Ülkemizde üretim yapan, yerel olarak açılmış, sonra yabancı firmalara satılmış kurumlar var. %100 yerli sermayeli olan bu tesislerin, yabancı sermayeli tesislerden üretim anlamında fazla bir farkı yok. Aynı ülkelerden ham madde alıyor, benzer makine parklarını kullanıyor, eşdeğer yapıdaki tasarımlarla çalışıyorlar.
İşte bu noktada hemen ikinci bir soru devreye giriyor:
Ticari Etik Nasıl Olmalıdır?
Yukarıdaki üç şıktan sadece birincisi ticari etik çerçevesinde masumdur. Ancak unutulmamalı ki; bilmemek ayıplanmaz, öğrenmemek ayıptır. O nedenle bilgili olmak da işimizin bir parçasıdır.
İkinci şık benim hiçbir optisyen/gözlükçü meslektaşımdan ummadığım bir tutumdur. Umursamamak, özensizlik gibi tavırlar bizi yalnızca işten değil, kendi kendimize olan sorumluluklarımızdan da koparır.
Üçüncü şıktaki düşünce şekline sahip olanların çok azının o hayali gerçekleşebilir. Diğer hepsi hüsrana uğrayacaktır. Böyle boş hayallerle sektöre sekte vurmanın ağırlığı, her vicdanı ezer…
Yazımın bu noktasında şunu dile getirip, konuyu kapatmak istiyorum.
Yerli üreticilerden vaz geçmeyin. Markası yabancı olanın üretimi farklı değildir. Ama satın aldığımız tedarikçinin rakibimiz olması büyük tehdittir. Yabancı sermayenin büyümesi büyük balık, küçük balığı yutar şeklindedir.
Şimdi sizden ricam aşağıdaki linke tıklamanız.
https://www.opakay.com.tr/hakkimizda
İki video aynı anda yan yana seyredilebiliyor. Birinde Opak Lens’in lojistik hizmetleri, diğerinde Akay Optik’in üretimi kısacık ve akıcı biçimde anlatılmış. Biz Opakay camlarıyla gurur duyuyoruz. Her işimizi özenle yapıyoruz. Opakay sitesine girip bir dolaşın. Kestirme Yola tıklayın, nasıl dallı budaklı bir site haritası olduğuna bakın. Emeği görün. Yerli yatırımın hizmete dönüşmesini izleyin. Sonra tüm bu yazdıklarımı aklınızdan geçirin.
İlle bizden de alın demiyoruz. Opakay örneğini bize ait olduğu ve her noktasına taahhütümüzü koyabildiğimiz için sizinle paylaşıyorum. %100 yerli sermayeli birkaç tesis daha var. Onları da inceleyin. Yerli olandan vaz geçmeyin.
Nasrettin Hoca gibi bindiğimiz dalı kesmek, rakibimizin gelişmesine katkıda bulunacak alışveriş yapmak yerine; yerli üretime, yerli markalara yönelmekte geç kalmayın. İş işten geçtiğinde kaybettiğimiz sadece işimiz değil, emeğimiz, azmimiz, zaferimiz ve geleceğimiz olur…
Hele bir dolaşın Opakay sitesinin sayfaları arasında, siz de bana hak vereceksiniz...
Son olarak da şunu eklemek isterim. Benim bu sektöre inancım devam ediyor. Sizler bizi desteklediğiniz sürece biz yatırımlarımızı ve bağımsız optisyenlik müesseselerini desteklemeyi sürdüreceğiz.
Kalın sağlıcakla,
H. Erol Harbi
Yönetim Kurulu Başkanı
Opak Lens
Akay Optik
Cihan Medikal
Optik Gazete
Kazım Anlaşbay 4 Yıl Önce
Teşekkürler sizin gibu bu mesleğe hizmet edenlere.