Müezzinoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığının 2016 yılı bütçesi üzerine sunum yaptı.
Sağlık Bakanlığına ait verilere, SSK dâhil kamudan devralınan sağlık tesisleri donanım ve personel sayılarıyla sağlık tesislerinin donanım ve personel sayılarına hizmet alımlarının da dâhil olduğunu belirten Müezzinoğlu, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarına hizmet sunumu için ayrılan finansman hakkında bilgi verdi. Müezzinoğlu, "Bu kapsamda merkezi yönetim bütçesi 2015’te 20 milyar 378 milyon liradan 25 milyar 574 milyona; döner sermaye bütçesi de geçen yıl 22 milyar 782 milyon liradan 27 milyar 573 milyona çıktı" dedi.
Merkezi yönetim bütçesi ödenek karşılaştırmasıyla ilgili olarak Müezzinoğlu, personel ödeneklerinin 2016 yılında 14 milyar 930 milyon, mal ve hizmet alım giderlerinin 7 milyar 624 milyon, yatırım ödeneklerinin ise 3 milyar 20 milyon lira olduğunu ifade etti. Bu alandaki değişim oranının 2015’e göre yüzde 25,5 arttığını açıklayan Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2016 yılı merkezi yönetim bütçesine ilişkin şu bilgiyi verdi:
"Personel, diğer cari işlemler, yatırım ödenekleri dâhil Sağlık Bakanlığı bütçesi 4 milyar 213 milyon, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu 11 milyar 951 milyon, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 9 milyar 111 milyon, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 140 milyon, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 117 milyon ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı 42 milyon lira olmak üzere toplam 25 milyar 574 milyon lira."
Müezzinoğlu, Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında 12 yıl içinde birçok alanda önemli gelişmeler olduğunu vurgulayarak, 2002’de yüzde 72,5 olan doğumda beklenen yaşam süresinin 2014 yılında yüzde 77’ye çıktığını bildirdi. 2002-2014 yıllarına ilişkin verileri kıyaslayan Müezzinoğlu, bin canlı doğumda bebek ölüm hızının 31,5’ten 7,6’ya düştüğünü söyledi. Müezzinoğlu, bin canlı doğumda beş yaş altı ölüm hızının 40’tan 9,7’ye, yüz bin canlı doğumda anne ölüm oranının 64’ten 15,2’ye, cepten yapılan sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranının yüzde 19,8’den yüzde 17,8’e indiğini kaydetti. Müezzinoğlu, 2003 yılında yüzde 39,5 olan sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının da yüzde 71,2’ye yükseldiğini dile getirdi.
Koruyucu ve temel sağlık hizmetleri için ayrılan bütçenin yüzde 22 oranında arttığını belirten Müezzinoğlu, Türkiye’nin en geniş aşılama programı uygulayan ülkeler arasında yer aldığını vurguladı.
Müezzinoğlu, aşılama hizmetlerinin tamamen ücretsiz yapıldığının altını çizerek, "Erişkin aşılama programını genişletiyoruz. Dünyada ilk kez karekod destekli elektronik aşı takip ve soğuk zincir izleme sistemini uyguluyoruz" dedi.
Anne ve çocuk sağlığı hizmetleri hakkında da bilgi veren Müezzinoğlu, 2002-2016 yılları verilerine dayanarak hastanede yapılan doğum oranlarının yüzde 69’dan yüzde 99’a çıktığına dikkati çekti.
Müezzinoğlu, yenidoğan taramalarının kapsamını genişlettiklerine işaret ederek, "Doğuştan kalça çıkığı tarama programını yaygınlaştırıyoruz. Kistik Fibrozis taramasını başlattık. Konjinetial adrenal hiperplazi taramalarını başlatıyoruz" diye konuştu. Tarama programları ile hastalıklara ilişkin gelişmeden önleyici tedaviler uygulandığını belirten Müezzinoğlu, yenidoğan işitme taraması ile bir milyon 213 bin bebekten 2 bin 880’ine tanı konulduğunu ve işitme kaybına karşı tedavinin başlatıldığını vurguladı.
Sezaryende sosyal endikasyonun risk oluşturduğunu kaydeden Müezzinoğlu, "Ülkemizde doğumların yarıya yakını sezaryen ile yapılıyor. Sezaryen ile doğum, sonraki doğumlarda sezaryen ihtiyacını artırıyor. Primer sezaryen olarak adlandırılan ilk sezaryenin kadın sağlığını riske sokacak şekilde gereksiz yere yapılmasını önleme kararlılığındayız. Bu hususta hem Sağlık Bakanlığı hem de Sosyal Güvenlik Kurumu yeni yatırımlarını gündemine almaktadır” dedi.
Aile hekimi başına düşen nüfusun 3 bin 609 olduğunu aktaran Müezzinoğlu, "Aile hekimi başına düşen nüfusu 2016 yılında 3 bin 200’ün altına düşürmeyi hedefliyoruz. Aile hekimlerini diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimcisi gibi personel ile desteklemeye başladık. Nüfus yoğunluğu ve coğrafi yerleşime göre ’Güçlendirilmiş Aile Sağlığı Merkezleri’ yapıyoruz. Bu merkezler 12 saat çalışan, görüntüleme yapabilen ve hekim dışı sağlık personelinin kendi alanında hizmet verebildiği merkezler olacak" açıklamasında bulundu.
Birinci basamak sağlık tesislerinin de yenilendiğini belirten Müezzinoğlu, yerel özellikler ve ihtiyaç çeşitliliği göz önüne alınarak 32 ayrı tip projenin geliştirildiğini ifade etti.
-“Akciğer kanserlerini yüzde 10 oranında azalttık”
Sağlık Yaşam Kültürünü Teşvik Programları kapsamında, Obezite ile Mücadele, Diyabet Önleme ve Kontrol, Tütünle Mücadele, Kalp ve Damar Hastalıklarını Önleme ve Kontrol, Solunum Yolu Hastalıklarına Karşı Küresel İttifak (GARD) ve Ruh Sağlığı Kontrol programlarının yürütüldüğünü anlatan Müezzinoğlu, obezite ile mücadele programı kapsamında 2015’te 40 bin adet bisiklet dağıtıldığını ve 250 bin bisikletin dağıtımının yapılmasının planlandığını söyledi.
Müezzinoğlu, Obezite ile Mücadele Programı kapsamında önemli çalışmalar yürütüldüğünü vurgulayarak, "Hekimlerin egzersiz programı reçete etmeleri için pilot çalışma başlattık. Bunun yanı sıra sağlık dostu okul, sağlık gönüllüsü öğretmen, okul sağlık elçisi öğrenci, sınıf sağlık temsilcisi öğrenci gibi uygulamalarını başlatıyoruz" diye konuştu.
Türkiye Sağlık Beslenme ve Hareketli Hayat Programı kapsamında da sağlık beslenme alışkanlığı kazandırılması, hareket alışkanlığının artırılması ve daha aktif hayat tarzına uygun çevrenin hazırlanması için çalışıldığının altını çizen Müezzinoğlu, bu kapsamda ekmekte kepek oranının daha da artırılması ve tam buğday ekmeğinin yaygınlaştırılmasına çalışıldığını kaydetti. Müezzinoğlu, "Hazır gıdalarda trans yağların kullanılmasını engelleyecek politikalar geliştiriyoruz. Toplu yemek tüketilen yerlerde sağlıklı menü uygulamalarını yaygınlaştırıyoruz" dedi.
Türkiye’de günlük tuz tüketiminin Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyesinden üç kat fazla olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, daha az tuz tüketimi yapılması, yüksek enerjili gıdaların tüketiminden kaçınılması ve medyada ’sağlıklı beslenme, obezite ve tuz’ konularında farkındalık oluşturulması için çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Müezzinoğlu, Diyabet Önleme ve Kontrol Programı kapsamında da diyabetteki artış eğiliminin durdurulmasının hedeflendiğini belirterek, hastalığa bağlı komplikasyonları engelleyici programların geliştirildiğini bildirdi.
Tütünle Mücadele Programı dâhilinde de 2015-2018 yıllarını kapsayacak eylem planının güncellendiğini kaydeden Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Yürüyüş yolu ve çocuk parkı gibi kamuya açık alanlarda tütün kullanımının önlenmesine yönelik adımlar atıyoruz. Sigara bırakma polikliniklerinde hekimlerimizin karar vereceği kişilere ücretsiz ilaç imkânı sunmaya devam ediyoruz. ALO 171 Sigara Bırakma Hattı ile günlük ortalama 4 bin 800 vatandaşımıza hizmet veriyoruz. Tütünle mücadelenin sonucu olarak akciğer kanserlerini yüzde 10 oranında azalttık. Tütünle mücadele programında yakaladığımız başarıyı sürdürebilmek için yeni bir eylem planı hazırlıyoruz.
Tütünle mücadele programında dünya birincisi olduk. Ülkemiz, bundaki başarısından ötürü Dünya Sağlık örgütü tarafından 4 kez ödüllendirildi."
Müezzinoğlu, Ruh Sağlığı Kontrol Programı kapsamında da otizmin erken tanısı için ulusal programlar geliştirildiğini belirterek çocuğun psikososyal gelişiminin desteklenmesi programının yaygınlaştırılmasıyla ruhsal bozukluklara erken müdahale edildiğini söyledi.
Bağımlılıkla mücadele kapsamında da ALO 191 Uyuşturucu ili Mücadele Danışma ve Destek Hattını kurduklarını anımsatan Müezzinoğlu, "Bu kapsamda 63 bin kişiye hizmet verdik. Bilimsel danışma kurulları oluşturduk. Tütün, alkol, uyuşturucu ve diğer madde kullanımlarını azaltmak için mücadele ediyoruz. Eğitim kurumlarına yönelik tedbirleri artırıyoruz. Tüm illerimizde uyuşturucu ile mücadelede narkotimlerle birlikte çalışıyoruz. Tedavi merkezlerinin etkinliklerini artırıyoruz. Tedavi mekanizmalarını güçlendiriyoruz" diye konuştu.
Müezzinoğlu, tedavi sonrasında da rehabilitasyon merkezlerini genişlettiklerinin altını çizerek, yeni ortaya çıkan zararlı maddelerin jenerik sınıflandırmayla hızla yasa kapsamına alındığına dikkati çekti.
Başbakanlık Genelgesiyle "Uyuşturucu ile Mücadele Yüksek Kurulu" oluşturulduğunu hatırlatan Müezzinoğlu, kanserle mücadele kapsamında ise İzmir Kanser Kayıt Merkezi’nin Dünya Sağlık Örgütü tarafından Avrupa Bölgesi Eğitim Merkezi olarak tescil edildiğini aktardı. Müezzinoğlu, "Tüm illerimizde aktif kanser kayıtçılığı yöntemiyle veri toplamaya başladık. Türkiye nüfusunun tamamında aktif olarak kanser kaydı yapıyoruz. Yılda 5 milyon vatandaşımıza ücretsiz tarama hizmeti veriyoruz" dedi.
Taramalara aile hekimlerinin dâhil edildiğini vurgulayan Müezzinoğlu, Sağlıklı Yaşam Kültürünün Teşviki kapsamında da kronik böbrek hastalıklarını önleme ve kontrol programlarının yürütüldüğünü, ayrıca Sağlıklı Yaşlanma Eylem Planı ve Uygulama Programı ile Kas ve İskelet Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programının da hayata geçirildiğini ifade etti.
Evde sağlık hizmetleri kapsamında 2015’te 652 bin kişiye ulaşıldığına dikkati çeken Müezzinoğlu, görme engelli vatandaşlar için ilkyardım, sağlıklı beslenme, gebelik ve sağlık, fiziksel aktivite ve egzersiz konularında toplam 67 sesli kitap uygulamasının hizmete sunulduğunu söyledi.
Bulaşıcı hastalıklarla da mücadelenin devam ettiğini belirten Müezzinoğlu, sıtma yerli vaka sayısının 2015 yılında sıfırlandığını, 2002’de 24 bin 390 olan tifo vaka sayısının da geçen yıl 12’ye düştüğünü bildirdi. Müezzinoğlu, halk sağlığı tehditlerini izlemek ve yönetmek üzere 7/24 esaslı çalışan Erken Uyarı Cevap Sisteminin hayata geçirildiğini anlatarak, "H1N1 virüsün aktivitesini yakın takip ediyor ve uluslararası akredite laboratuvarlarımızda kontrol ediyoruz. Hastanelere, aile ve toplum sağlığı merkezlerine reçetesi ile başvuran herkese ücretsiz ilacını veriyoruz. Hastalığa yönelik aşı ve ilaç da eczanelerimizde bulunuyor. Ayrıca, Zika virüsüne ilişkin de dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve gerekli önlemleri alıyoruz. Hastalığın görüldüğü ülkelere gidecek olanlar için internet sitemizden bilgilendirme yapıyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Öte yandan şebeke sularının coğrafi bilgi sistemi üzerinden etkin takibini ve risk haritalarının oluşturulması için sürecin başlatıldığını belirten Müezzinoğlu, ambalajlı suların elektronik takip sistemiyle izlendiğini söyledi. Biyosidal ürünlerin de elektronik ortamda takip edildiğini vurgulayan Müezzinoğlu, yüzme suyu kalite sonuçlarının anlık olarak paylaşıldığını ifade etti.
Müezzinoğlu, bakanlık koordinatörlüğünde Çok Paydaşlı Sağlık Sorumluluğu Geliştirme Programı’nın geliştirildiğini anımsatarak, bu programla yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının rolünün güçlendirilmesinin amaçlandığını bildirdi. Sağlık okuryazarlığının ve sağlık bilincinin geliştirilmesi için çalışıldığını dile getiren Müezzinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamalarının altyapısı tamamlandı, sertifikasyon standartları belirlendi. Yetkisiz ve ehil olmayan ellerde istismarı önlemeyi hedefliyoruz. Toplam 51 sağlık kuruluşuna yetki verdik. Ayrıca, 6 üniversite araştırma hastanesine eğitim programı düzenleme yetkisi verdik.
Öte yandan uluslararası önemi haiz halk sağlığı risklerinin ülkemize girmesini önlemek amacıyla uluslararası giriş noktalarında her türlü tedbiri alıyoruz. Yurt dışına gidenlere aşılama hizmeti veriyoruz. Ayrıca, 24 saat esasına göre uluslararası düzeyde sağlık danışmanlığı ve acil yardım hizmeti veriyoruz."
Müezzinoğlu, Dünya Sağlık Örgütü İcra Kurulu üyeliğinin de bu yılın Mayıs ayında başladığını belirterek, "2016 ve 2017 yıllarında İslam İşbirliği Teşkilatı Yönlendirme Komitesinin Dönem Başkanlığını yürüteceğiz" dedi.
Kaynak: Eczacının Sesi