Son zamanlarda Türkiye'de de sık sık gündeme gelen sahte ilaç kavramı, özellikle 2013 yılında medyaya da yansıyan 30’un üzerinde sahte kanser ilacının Türkiye’de üretilip tüm dünyaya yayıldığı haberiyle dikkatleri çekmiştir. Bu habere göre, sahte ilaçları kullanan 95 kanser hastasının tespit edildiği ve hastaların sahte ilaçları kullanmaya başladıktan sonra durumlarının kötüleştiği, yapılan incelemelerde ise ilaçların etken madde içermediği ve tedavi edici etkilerinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sahtecilik tüm dünyayı ilgilendiren çok ciddi bir suçtur.
Sahte ilaç üretiminde özellikle;
- Amfetamin gibi uyarıcı maddelerin,
- Erektil disfonksiyon tedavisinde kullanılan sildenafil ve tadalafil içeren ürünlerin,
- Kanser ilaçları, antibiyotikler gibi maliyeti yüksek olan ilaçların tercih edildiği bilinmektedir.
Sahte ilaçlar en kolay internetten temin edilmekte, ilaçlar hızlı ve daha ucuz fiyata alınmaktadır. Özellikle çalışma saatlerinde eczaneye gidemeyen hastalar, sağlık profesyonelleri ile diyalog kurmakta zorlananlar ve sağlık durumunu ailesine ve işverenine açıklamak istemeyen hastalar ilaçlarını internet yoluyla ilaç almayı tercih etmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ne göre ilaçta sahtecilik nedenleri arasında
- İlaç mevzuatının ve yönetmeliğinin yetersizliği/ ortak olmayışı,
- İhracat yapan ülkelerin bu konuda yeterli tedbirleri almamaları,
- Paydaşlar arasında yetersiz işbirliği,
- Yüksek ilaç fiyatları ve
- Zayıf cezai yaptırımlar sayılmaktadır.
Sahte ilaç tipleri ve riskleri nededir?
Ambalajda belirtilen içerikten farklı etken madde içeren sahte ilaçlar, kazara doz aşımına, ilaç etkileşimine, hatta ölüme yol açabilir. Örneğin sahte ilaç kullanımına bağlı hipoglisemi oluştuğu bildirilen bir vakada, ambalajında tadalafil içerdiği belirtilen ilacın, düşük doz sildenafil ve oldukça yüksek doz glibenklamid içerdiği saptanmıştır. Hipoglisemik şoka bağlı ölüme neden olacak düzeyde glibenklamid içeren ilacın ambalajında sadece tadalafil içerdiğinin belirtilmesi, bu tür vakalarda tedavide de güçlüklere yol açmaktadır.
Etkin madde içermeyen veya eksik miktarda etken maddeye sahip ürünler de etkisizliğe bağlı olarak insan sağlığı üzerine ciddi advers etkilere yol açabilir. Sahte ilaç vakalarının birinde, AİDS tedavisinde kullanılmak üzere satılan ilaçların antidepresan floksamin ve kas gevşetici siklobenzopirin HCl içerdiği tespit edilmiş, hastaların bu ilaçları ucuz olduğu için tercih ettiği bildirilmiştir. Bu örnekte de olduğu gibi etkisizlik oldukça önemli bir advers etki olup, özellikle enfeksiyon hastalıkları, kalp rahatsızlıkları, diyabet ve kanser gibi hastalılar tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabileceği bilinmektedir.
Ambalajda belirtilenden yüksek miktarda etken madde içeren sahte ilaçlar da sağlık üzerine ciddi advers etkilere yol açabilmektedir: 2007-2010 yıllarında yapılan bir araştırmada, Brezilyada ilaç sahteciliğinin en fazla erektil disfonksiyon tedavisinde kullanılan sildenafil sitrat ve tadalafil içeren ürünlerde yapıldığı tespit edilmiştir. Çalışmada 43 orijinal ürün ve 65 sahte ilaç incelendiğinde, sahte ilaçların daha fazla aktif madde içerdiği bildirilmiştir.
Piyasadan çekilen etken maddelerin sahte ilaç olarak piyasada kullanımı ölüm riskini arttırmakladır. Örneğin bitkisel kaynaklı olduğu ileri sürülen birçok zayıflama ilacının içinde, 2010 yılında kalp krizi riskini arttırdığı gerekçesiyle piyasadan çekilen sibutramin etken maddesinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Sahtecilik her alanda zarar vericidir ama ilaçta sahtecilik hayati risk taşır!
Her yıl milyonlarca insan kalitesiz/sahte ilaç kullanımına bağlı hayatını kaybetmektedir. Bu ilaçlar doz aşımına, etkisizliğe, ilaca rezistans gelişmesine yol açarak ölüme neden olmaktadır. Bu konuda ilaç zincirinde yer alan tüm sağlık profesyonellerinin ciddi sorumlulukları vardır. Örneğin advers reaksiyon bildirimi yapılarak, sahte ilaç vakalarının daha hızlı saptanması sağlanabilir.
Gelişmiş/gelişmemiş bütün ülkelerin sorunu olan sahtecilik çok ciddi bir suçtur. Sahte ürüne karşı toplum bilincinin oluşması için, sahte kitap, sahte saat gibi sahteciliğin her alanına aynı mesafede durmamız gerekir.
Ülkemizde İlaç Takip Sistemi (İTS) yürürlüğe girdiğinden, eczanelerde sahte ilaç sakıncası kalmamıştır. Üreticiden ve ithalatçıdan tüketiciye kadar ilaçların kat ettiği yollar bilinmektedir.
Kaynak: pharmetic.org, Sipahi H, Peltekoglu K, Sencan N. Adverse effects of counterfeit drugs on public health. İstanbul Ecz Fak Derg (J Fac Pharm Istanbul), 44(1): 89-99 (2014)