Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Hakkı Gürsöz, dünyada ilk kez Türkiye'de uygulanacak Ürün Takip Sistemi'ni (ÜTS) 2017 yılında hayata geçirmeyi planladıklarını belirterek, "Artık bizim takip edemediğimiz hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürün kalmayacak. Bizim açımızdan denetlemesi de son derece kolay hale gelecek. Piyasa gözetimi ve denetimini etkin şekilde yapacağız." dedi.
Gürsöz, Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim Araştırma Hastanesinde düzenlenen "Sağlıkta Kalite ve Hasta Güvenliği İçin Laboratuvar Paneli" öncesinde kurumun çalışmaları hakkında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Tıbbi cihazlar ile kozmetik ürünler için yeni kayıt ve takip projesi ÜTS hakkında bilgi veren Gürsöz, sistemin uygulanan İlaç Takip Sistemi'nin (İTS) benzeri olduğunu söyledi.
İTS ile her bir ilaç kutusunun üzerindeki barkod sayesinde üretim yerinden hastaya ulaşana kadar geçirdiği her aşamayı takip ettiklerine dikkati çeken Gürsöz, şunları belirtti:
"İTS ile ilacın üretiminden hastaya verilerek döngüsünü tamamlama aşamasına kadar tüm süreci rahatlıkla takip edebiliyoruz. Bu sistem bizim için çok kıymetli bir veri kaynağı. Böylelikle ilaç alanını da çok rahat yönetebiliyoruz. Şimdi aynısı tıbbı cihaz ve kozmetik ürünleri için yapacağız. ÜTS adını verdiğimiz bu proje, İTS'nin benzer mantığıyla yürütülecek. Özellikle tıbbi cihaz alanında tekil bazlı bir takip yapabileceğiz. Örneğin bir protezin katettiği yolları izleme şansımız olacak. Üretilen protez hangi hastaya kullanıldı, sonuçları ne oldu, tüm bunları takip edebileceğiz. Bu anlamda bizim için çok kıymetli bir veri kaynağı olacak."
Bunu TÜBİTAK ile ortak proje şeklinde yaptıklarını bildiren Gürsöz, "Bakanlığımız ile TÜBİTAK arasındaki iş birliğinin ürünü olacak. Şu anda hızlı şekilde ürünler sisteme kaydediliyor. Belli modüller de bitti. Önümüzdeki yılın yaz aylarında, haziran ya da temmuz gibi, en geç 2017 sonunda bu sistemi devreye sokacağız." diye konuştu.
Gürsöz, ÜTS ile izleyemeyecekleri hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürünü kalmayacağını vurgulayarak, "Artık bizim takip edemediğimiz hiçbir tıbbi cihaz ve kozmetik ürün kalmayacak. Bizim açımızdan denetlemesi de son derece kolay hale gelecek. Piyasa gözetimi ve denetimini etkin şekilde yapacağız. Halkımıza güvenli ürünleri oluşturma konusunda ya da güvensiz ürünleri hızla piyasadan çekme konusunda bu sistem bize çok büyük kolaylık sağlayacak. Devreye almayı 4 gözle bekliyoruz. Ekibimiz büyük gayretle çalışıyor. Belki de yıllar değil, aylar içerisinde sistemi çalışır vaziyette görebiliriz." ifadelerini kullandı.
- "İnternet üzerinden satılan ilaçların çoğu sahte ilaçlardır"
Gürsöz, kurum olarak sahte ilaç konusunda yürüttükleri çalışmalarda değinerek, en çok internet üzerinden satılan ilaçlar konusunda sorun yaşadıklarının altını çizdi.
İlaçların tek yasal satış yerinin eczaneler olduğuna işaret eden Gürsöz, şöyle devam etti:
"İTS ile bizim tedarik sistemimiz tamamen güvenlidir. Bu işin başındaki kişi olarak, ilacı yöneten kişi olarak bu konuyu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Bunu dünyada bu kadar rahatlıkla söyleyebilecek başka bir ülke yok. Üretimden hastaya ulaşana kadar bu sürecinde bir sıkıntı yok ancak bir ilaç eczane dışına çıkarsa, özellikle internet mecrasından satılmaya başlarsa sorun olmaya başlıyor. İTS'ye tabi olan ürünler ne kadar güvenliyse internetten satılan ürünler de o kadar güvensizdir. Zaten en başta bu işin yasal olmadığını söylemem gerekiyor. İnternetten satışı yapılan ürünlerin büyük çoğunluğuna yakalamalar yapılıyor, savcılıklara suç duyurunda bulunuyoruz ve internet sitelerini kapattırıyoruz. İnternet üzerinden satılan ilaçların çoğu sahte ilaçlardır, kaçak ilaçlardır. Yaptığımız tespitlerden çıkan sonuç budur. Biz bununla yoğun şekilde mücadele ediyoruz. Halkımızın da bu konuda bizim yanımızda olmasını istiyoruz."
- Reçetelere bitkisel ürünler yazılabilecek
Türkiye'nin muazzam bir bitki zenginliği olduğunu dile getiren Gürsöz, Avrupa kıtasındakinden daha çok sayıda bitkinin Türkiye'de yetiştiğini söyledi.
Gürsöz, Türkiye'de 11 bin 800 bitki türü bulunduğuna, bunların 3 bin 500 'ünün sadece Anadolu coğrafyasında yetiştiğine dikkati çeken Gürsoy, Anadolu'nun yaylalarında ve dağlarında yetişen 350 bitki türünün olduğunu anlattı.
Söz konusu bitkilerin sağlık alanında kullanılması için çalışma yapıldığını bildiren Gürsöz, şu değerlendirmede bulundu:
"Bunlar yaylalarımızdan, dağlarımızdan, tarlalarımızdan ürüne gitsin istiyoruz. Güvenli ürün haline gelsin, ambalaja girsin, eczanelerimizden ya da ilgili satış yerlerinden satılsın ve halkımız da güvenli şekilde kullansın istiyoruz. Bu konuda bir çalışmamız var. Bir yandan kurum olarak tıbbi bitkilerden elde edilen ürün sayısını arttırmaya çalışıyoruz, diğer yandan da doktorlarımız, yani reçete yazabilen hekimlerimiz bunun eğitimini almaya başladı. Yaklaşık 6 aydır 90 kişilik doktor grubu bitkilerle tedavi alanında eğitim alıyor. Bu eğitimin sonuna yaklaştık. Kısa bir süre sonra ilk grup mezun olacak. Sonrasında bu hekimlerimiz artık bu bitkilerin özelliklerini, kullanım alanlarını, etkilerini, yan etkilerini çok iyi öğrenmiş olacaklar. Artık reçetelerine bu tıbbi ürünleri yazmaya başlayacaklar, hastalarına artık bitkisel karışımlar tavsiye edecekler. Bunun ehil ihsanlar eliyle, hekimlerimiz eliyle olması çok önemli."
Gürsöz, aktif kullanımda 800 tıbbi ürün bulunan Almanya'da her iki reçetenin birinde tıbbi ürün yazıldığını vurgulayarak, kendilerinin de bu yolda ilerlemek istediklerini sözlerine ekledi.
Kaynak : saglikaktuel.com