Göz tansiyonu adını sıklıkla duyduğumuz ancak genel olarak önlem almadığımız ve üzerinde durmadığımız ciddi sağlık problemlerinden birisidir. Göz tansiyonu genellikle risksiz bir durum olarak algılanır ancak gerekli müdahaleler yapılmadığı takdirde kişinin görme fonksiyonlarının bozulmasına dahi sebebiyet verebilir. Çeşitli nedenlerden oluşabilir. Göz tansiyonunun büyük bir kısmı oluşum sebebiyle eğer açık açılı bir şekilde meydana geldiyse ki çoğu zaman bu şekilde meydana geldiği söylenir, böyle durumlarda kişilerde belirti vermediği için tam olarak fark edilmemektedir.
Yoğun çalışma temposu, kişilerde meydana gelen fiziksel yorgunluklar ve özellikle bilgisayar başında fazla zaman geçirmek bir süre sonra gözün fazla yorulmasına neden olabilir. Ancak yapılacak kontrollerle birlikte hastalığın erken teşhis edilmesi mümkündür. Göz doktoruna gitmeyen ve sadece şikayetleri olduğu zaman bir doktora gitme ihtiyacı hisseden kişilerde hastalık ciddi boyutlara geldiği zaman yapılabileceklerin de kısıtlandığı ifade ediliyor.
Göz Tansiyonu Belirtileri Nelerdir?
Göz tansiyonu kendi arasında çeşitlere ayrılmaktadır. Bu sebeple belirtiler arasında da farklılıklar meydana gelebilir. Ancak göz içi basıncı normal olan kişilerde göz tansiyonunun oluşumu ile birlikte birtakım sinir hasarları ve görme kayıpları meydana gelmektedir. Ancak genellikle göz içi basıncı normal olan kişilerde herhangi bir belirti meydana gelmediği için ortaya çıkması zaman alabilir. Göz içi basıncının yüzde 30 oranında düşürülmesi ile birlikte bu anlamda göz tansiyonunun hızlı bir şekilde ilerlemesi yavaşlatılabilir. Bazı durumlarda bu müdahale pek işe yaramamaktadır. Kan basıncının düşürülmesine rağmen hastalık ilerleme göstermeye devam etmektedir.
Açık açılı olan göz tansiyonu belirtilerinde genellikle iki gözde birden etkilenmektedir. Ancak sinsi bir şekilde ilerlediği için herhangi bir ağrıya sebep olmaz. Bununla birlikte bu tür kişilerin sık sık göz muayenesinden geçmeleri gerekmektedir.
Kapalı açılı göz tansiyonu belirtilerinde ise göz tansiyonunda ani ve yükselmeler meydana geldiği için gözlerde ağrı, bulanık görme ve sulanma gibi çeşitli belirtiler meydana gelmektedir. Kişiler için televizyon izlemek bile büyük bir lüks haline gelir. Baş ağrısı ile birlikte mide bulantısı da yaşanmaktadır. Böyle kişilere acil müdahale gerekir. Çünkü riskli bir grup olduğu için 1-2 gün içerisinde kişilerde körlük dahi meydana gelmektedir.
Göz Tansiyonu Neden Oluşur?
Göz içi basıncının görme sinirlerini tahrip edecek kadar yükselmesi bir süre sonra gerekli önlemlerin alınmaması sonucunda gözdeki sinirlerin yapısını bozduğu için görme kayıplarına neden olmaktadır.
Tansiyonun yükselmesi, kan basıncında meydana gelen ani değişimler, strese bağlı olarak tansiyonun yükselmesi ve bununla birlikte yoğun çalışma temposu bir araya geldiği zaman göz tansiyonu meydana gelmektedir. Bu konuda çeşitli önlemler alınır. Genel olarak ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Bu en sık görülen tedavi yöntemidir. Ancak bazen ilaçların yan etkileri sürecin baltalanmasına neden olmaktadır. Özellikle yan etkilerin artış göstermesi göz tansiyonunun düşürülmesini engelleyebilir. Ayrıca ilaçlar başka hastalıkları da tetikleyebildiği için her zaman düzenli bir biçimde kullanılamayabilir.
Lazer tedavileri ile zararsız ve sorunsuz bir şekilde müdahale edilebildiği gibi ameliyat da bir tercih sebebidir. Bu durumda kan basıncının yeniden düzenlenmesi için bir yöntem olarak ifade edilir. Ancak ameliyata gelmeden önce kan basıncının düzenlenmesi için verilen ilaçların düzenli ve sorunsuz bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Gerekli müdahaleler doğru ve zamanında yapılmadığı takdirde körlüğe kadar giden sorunlar meydana gelebilir.
Kaynak: www.bankagazetesi.com