Retina tabakasındaki damar yapısının bozulması sonucu oluşan diyabetik retinopati, başlangıçta herhangi bir belirti vermediği için sinsice ilerliyor. Bu sebeple, diyabet hastalarının diyabetik retinopati başta olmak üzere görme ile ilgili problemlere karşı sık sık kontrolden geçmeleri gerekiyor.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
“Diyabetik retinopatinin bir diğer önemli özelliğinin ise retina üzerinde yeni kan damarlarının oluşmasına sebep olmasıdır” diyen Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Hüseyin Sanisoğlu, bu damarların kolayca kanayabildiğini belirterek şunları söylüyor:
“Her diyabet hastası bir bulgu ile karşılaşmayı beklemeden periyodik olarak göz muayenesi, ayrıca her yıl en az bir kere göz dibi (fundus) kontrolü yaptırmalıdır. Fakat bazı hastalarda bulanık, çift ya da perdeli görme sorunları yaşanabilir, gözlerin önünde ışıklar yanıp sönebilir, renksiz ya da koyu renkli noktalar görülebilir. Yanı sıra gözlerde basınç ya da ağrı hissedilebilir, görme alanında daralma olabilir. Bu gibi semptomlar fark ediliyorsa diyabetik retinopatiden şüphelenilmeli ve mutlaka bir uzman desteğine başvurulma lıdır.”
TEDAVİYE, GÖZ İÇİNDEKİ KANAMA DERECESİNE GÖRE KARAR VERİLİYOR
Diyabetik retinopatinin en önemli sebebinin kontrolsüz diyabet ve ihmal edilen diyet olduğunu vurgulayan Dr. Sanisoğlu, kan şekeri verileri gerekli sınırlarda olmayan ve bu verilerin kontrolü sağlanmayan kişilerde uzun dönemde diyabetik retinopati ve körlüğün kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.
“Yeni damarların oluşumuyla gelişen diyabetik retinopatinin tedavisi için öncelikle göz içi ilaç enjeksiyonu uygun görülüyor” ifadesini kullanan Sanisoğlu, tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri veriyor:
“Diyabetik retinopatide sık karşılaşılan bir durum olan makula (sarı nokta) ödeminde kortizon içermeyen ilaçlar kullanılabilir. Gerektiğinde, kortizon içeren bir preparat olan ve gözün arkasında oluşan iltihabın tedavisinde kullanılan tedavi de kombine edilerek veya tek başına uygulanabilir.
Kaynak : ntv.com.tr