Göz Tansiyonu Belirtilerini Göstermeden Sizin Görme Yetinizi Elinizden Alabilir!

Tıp dilinde Glokom olarak tabir edilen göz tansiyonu, göz içi basıncının görme sinirini tahrip edecek derecede yükselmesi nedeni ile ortaya çıkan bir göz hastalığıdır. Normal sağlıklı bir gözde göz içi sıvısı devamlı olarak üretilir ve dengeli bir şekilde gereken durumda boşaltılır. Göz tansiyonu göz içi basıncını sinirleri tahrip edecek derecede arttırıp, görme problemine yol açar. Normal bir gözde göz içi sıvısı devamlı olarak üretilir ve gereken durumlarda boşaltılır. Böylece göz içindeki basınç normal düzeyde kalır.

GÖZ İÇİ BASINCININ YÜKSEK OLMASI GÖZ TANSİYONU BELİRTİSİDİR

Genelde 21 mm Hg'nin altındaki göz tansiyonu normal olarak kabul edilir. Ancak daha alt seviyelere düşen tansiyonda bile göz tansiyonu görülebilir. Üretilen göz sıvısının gözden çıkışı engellenirse göz içi basıncı artar ve glokom yani göz tansiyonu oluşur. Göz içi basıncının yüksek seviyede olması göz sinirine zarar verir ve tedavi edilmezse görme kaybına bile sebebiyet verebilir.

BEBEKLİK ÇAĞINDA DA GÖRÜLEBİLİR

Toplumda 40 yaş ve üzerinde yüzde 2, 60 yaş ve üzerinde ise yüzde 10 olarak görülmektedir. Bebeklik çağında da görülen glokom tipleri mevcuttur. Başlangıçta belirtiler kendini belli etmez ancak hastalık ilerlerse görme sinirindeki harabiyete sebep olarak görme alanında kör noktalar oluşur. Daha sonra da etraftaki nesneler görülmemeye başlar. Göz tansiyonunda en sık görülen tedavi yöntemleri arasında ilaç tedavisi görülür. Ancak ilaçların yan etkilerinin görülmesi de bazen göz tansiyonunu normal seviyelere düşüremeyebilir. ALT eskiden yaygın olarak kullanılan bir lazer ameliyat tedavi yöntemiydi. Ancak gözde kalıcı skar dokusu oluşturuyordu. Bu nedenle yerine SLT diye yeni etkili zararsız bir yöntem getirildi. Göz sıvısının kan damarlarına ulaşabilmesi için yeni bir boşaltım yolu açmak için ameliyat tedavisi uygulanabilir. Hastayı epey yoran bir yöntem olan bu tedavi şekli kanama ve enfeksiyon kapma riskini de beraberinde getirir. Glokoma sebep olan faktörler arasında, genetik yatkınlık, kortizon tedavisi, göz içi iltihabı, ileri yaş, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek miyop, göz yaralanmaları, migren ve kansızlık bulunabilir.

Kaynak : trgazete.com