Bizler Mezun olan ve okuyan optisyenler olarak, mesleki durumumuzun ne kadar vahim bir halde olduğunu anlatmak için, içinde bulunduğumuz durumu değerli yetkililere kısaca özetledik.
Optisyenlik Mesleği; Kurtuluş Savaşı sonrası Cumhuriyet’in ilanından sonra 1923 ile 1940 yılları arasında yapılan önemli reformların içerisinde ihmal edilmemiş ve 30.12.1940 tarih ve 3958 sayılı Kanunla kabul edilerek saygınlığı taçlandırılmış ve bu yasa 2 Ocak 1941 yılında uygulamaya başlanmıştır. Mesleğin yasal bir kimlik kazanmasıyla birlikte gelişimi de hızla artmıştır.
1992 yılına kadar Sağlık Bakanlığının düzenlediği kurslar dahilinde optisyen olunuyordu. Ancak 1992 de Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde açılan ilk optisyenlik programı ile optisyenliğin önlisans akademik eğitimi başlamış oldu. 2004’te 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun ile optisyenlik mesleğinin gelişimi tekrar hız kazandı ve aynı zamanda son kanun olarak da yerini koruyor. 1992’den bugüne kadar akademik olarak sürdürülen optisyenlik mesleği aynı zamanda 5193 sayılı OHK ile bir sağlık mesleği olarak nitelendirilmiştir. Yalnız optisyenlik bölümünün buna karşın halen kamu kurumları da tek sağlık bölümü (sağlık teknikeri) olarak ne yazık ki ataması bulunmamaktadır.
Optisyenlik bölümü mezunları ve okuyan öğrencileri olarak son yıllarda yaşananlarla birlikte sağlık mesleği olan optisyenlik mesleğinin geleceği konusunda ciddi kaygılarımız var. Örnek verecek olursak eskiden iki elin parmaklarını geçmeyen optisyenlik programları Özel Üniversitelerin ardı ardına açılmasıyla birlikte 2016 yılında 55 okul, yıllık ise 3.000 mezuna ulaşmıştır. Bir diğer örnek ise 2011 yılı dahil okul sayısı 9 iken mezun sayısı sadece 250 civarındaydı, aradaki fark ne yazık ki açık ve net ortada.
1992’den bu yana optisyenlik programları mezun veriyor ama halen devlet kadrolarında optisyen alımı, ataması yok. Aldığımız eğitimlerle ilişkili olarak; Kamu hastanelerinin göz polikliniklerinde ön aşama göz, lens ölçümü, göz tansiyonu ölçümü, reçete kaydetme, refraksiyon kusurları vb. İl Sağlık Müdürlüklerinin optik denetleme, ruhsatlandırma birimlerinde ve son olarak SGK Müdürlüklerinin optik reçete inceleme, denetleme, optik sözleşme servis ve birimlerinde istihdam edilmek, çalışmak kısacası ”atanmak” istiyoruz.
Aldığımız derslerde zaten bu yönde: Göz anatomisi ve Fizyolojisi, Optik Aletler Kullanımı, Tıbbi Terminoloji, Halk Sağlığı, Kontak Lensler, Optisyenlik Paket Program Uygulamaları, Refraksiyon Kusurları ve Laboratuvar, Göz Hastalıkları, Görme Optiği, Optik Reçete, Optisyenlik Kanunu Yönetmeliği ve Denetimi.
Görme sağlığı, optik uygulama, denetleme ve inceleme anlamında aldığımız dersler yukarıdaki gibidir. Bu anlamda Göz polikliniklerinde, İl Sağlık Müdürlüklerinde yada SGK Müdürlüklerinde optisyenlerin alanında niteliksiz düz memurların, ebelerin, hemşirelerin veya taşeron personelin çalıştırılması kabul edilemez. Bu kadar branşı ve kamu kurumlarında çalışma alanı olduğu halde ataması yapılmayan tek sağlık bölümü ne yazık ki optisyenliktir. Ayrıca sağlık meslek mensupları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarına dair 2014’de Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan ve 2016 da güncellenen yönetmelikte, optisyenlik ”Sağlık Teknikeri” unvanını almış ama ataması yukarıda açıkladığımız ilgili kurumlara olmamıştır.
Türkiye’de 1940 yılından itibaren geçen 75 yılda Sağlık Bakanlığı’nın açtığı kurslardan ve 1992 yılından sonra açılan optisyenlik programlarından mezun edilerek diploma alan, aktif olarak sahada faaliyet gösteren optisyen sayısı 7.000 civarındadır. Mevcut 55 optisyenlik programında ise 2016 yılı için açılan optisyen kontenjanı sayısı 3400’dür. Sadece 2 senede mezun edilecek optisyen sayısı mesleğin 76 yıllık tarihinde yetiştirilen optisyen sayısından ne yazık ki fazla olacaktır. Bu durumun kontrol edilebilir ve sürdürülebilir olması mümkün değildir. Osmanlıdan bizlere emanet kalan mesleğimiz itibarsızlaştırılıyor, biz okuyan gençlerin ise 2/3 işsiz kalıp mağdur ediliyor.
5193 Sayılı Optisyenlik Kanunu: Madde 1 fertlerin ve toplumun sağlığını korumak derken, sağlık bölümü olan optisyenliğin sağlığı bozan sadece mesul müdürlük diğer bir deyimle özel sektöre mahkum edilmesini ısrarla anlamıyoruz.
Optisyenlerin kamuda istihdamının sağlanmasının optik sektörünün geleceği ve halkın görme sağlığı açısından yararlı olacağını düşünüyoruz. Optisyenler olarak sağlık hizmeti veriyoruz ve özel sektörün beraberinde devlet kadrosunda eğitimini gördüğümüz ve hakettiğimiz kurumlarda çalışma hakkımızın olduğunu düşünüyoruz. Optisyenlerin kamuda istihdamı göz ve görme sağlığı açısından kalitesi daha yüksek bir sağlık hizmeti sunumuna imkan vereceği gibi kamu denetimi, kamu kayıp ve kaçakları ile de daha etkili bir mücadelenin yürütüleceğinin kesin kanısındayız.
Her yıl binlerce sağlıkçı atanırken biz optisyenler ise bu atamaları sadece uzaktan izliyoruz. Binlerce kadro değil sadece adil atama dağılımı istiyoruz. 2017 atamaları için Sağlık Bakanlığının sağlık bölümü olduğu halde tek ataması yapılmayan optisyenlik programına da diğer sağlıkçılar düzeyinde kadro verilip kamu yararı, göz sağlığı ve optisyenlik mesleğinin geleceği için yetkililerden talep ediyoruz.
M.A.
Kaynak : saglikaktuel.com