Sivas’ta 16. eczaneyi açan ve 40 yıldır Eczacı olarak faaliyet gösteren Taylan Küçüker, iki mesleğini bir arada sürdürüyor. Küçüker, mesleğine oğlu ile birlikte devam ediyor.
-Sizi tanıyabilir miyiz?
1955 yılında Sivas’ta dünyaya geldim. Atalarımız 93 Rus savaşında daha güvenli olduğu için Sivas merkezde Çavuşbaşına yerleşmiştir. Esnaf bir ailenin çocuğuyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Eczane ve optisyenlik mesleklerinde faaliyet gösteriyorum.
-Mesleğe nasıl başladınız?
Rus Savaşında büyüklerimiz Sivas’ın güvenli olması nedeniyle 93 Rus savaşında Sivas’ta gelmiş ve Çavuşbaşı bölgesine yerleşmişlerdir. Dedem ve babam Sivas’ta yıllarca kasap olarak esnaflık hayatını devam ettirdi. Okullar tatil olduğu zaman ve hafta sonlarında babamın yanına giderek yardımcı oluyorduk. Baba mesleğinin ne kadar zor olduğunu gördük. Annem, benim ve kardeşlerimin okumasını ve farklı bir meslek seçmemiz için büyük gayret gösterdi. Bizlere derslerimizde yardımcı oldu ve teşvik etti. İlk, orta ve lise tahsilimi yaptıktan sonra Eskişehir Üniversitesi Eczacılık Fakültesini kazandım. 1976 yılında mezun oldum.
-Kendi işyerinizi ne zaman açtınız?
Kongre Lisesinden mezun olduktan sonra hedefim ve idealim doktor olmaktı. O zaman ki imkânlar yeterli olmadığı için gayret göstermeme rağmen Tıp Fakültesini 14 puanla kaçırdım. Diğer bütün bölümlere girebilmeme rağmen tercih etmedim ve Eczacılığın, tıp mesleğine yakın olması nedeniyle seçtim. 1976 yılında Eczacılık Fakültesinden mezun olduktan sonra Rahmetli Şevket Çubukçu ‘ya ait Şifa eczanesinde stajımı yaparak Sivas’ta 16. Eczaneyi açtım. 40 yıldır da mesleğimi severek yapıyorum.
-Mesleğinizi seviyor musunuz?
Sivas’ta hem Eczacı hem de gözlükçü olarak faaliyet gösteren 4 kişiden biri de benim. Yıllardır iki mesleği birlikte yaparak, vatandaşlarımıza daha güzel hizmetlerde bulunmaya gayret göstermeye çalışıyorum.
İnsan hasta olduğu zaman veya gözlerinde sıkıntı yaşadığı zaman mutlaka eczanemize uğruyor. Çoğu zaman onlara yardımcı oluyoruz. Temiz ve insan sirkülâsyonunun fazla olduğu bu meslekte faaliyet göstermek herkese de nasip olmaz
diye düşünüyorum. Eczacı-Gözlükçü olduğum için hiçbir zaman pişman olmadım. Bir daha dünyaya gelsem tercihim yine aynı olur.
-Gözlük sektörüne girmek nereden aklınıza geldi?
Yılladır Sivas’ta eczacı olarak esnaflık hayatımı devam ettiriyorum. 1984 ‘de eczanemin üst katında Nevin Şimşek isminde bir göz doktoru vardı. Bu hekim benim hayatımın akışını değiştirdi. Bana Sağlık Bakanlığının Gözlükçülük Kursu açtığını, bu kursa katılarak ruhsat almamı önerdi. Bende üst komşum olan Göz Doktorunun önerisiyle 4 ay kursa katılarak Fenni Gözlükçü Ruhsatı aldım. Resmi işlemlerimi tamamladıktan sonra eczaneme birde optik reyonu ekledim. Sivas ta Eczacı- gözlükçü olarak faaliyet gösteriyorum.
Gözlük sektörüne girdikten sonra 1992 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda Optisyenlik programı açıldı. Bu programda 2000 yılına kadar burada, daha sonra ise bir süre Eskişehir Osman Gazi Üniversitesinde hocalık yaptık. Daha sonra Sağlık Bakanlığı 2004 yılında 6 aylık kurs açtı. Bu kursa da iştirak ederek Bakanlık adına kurslarda okutulacak gözlükçülük kitabının hazırlanmasında görev aldım. Bu güne kadar bildiğim her şeyimi de paylaştım.
-Teknolojinin gelişmesi sektörünüzü nasıl etkiledi?
Teknoloji geliştikçe ilaç ve gözlük sektöründe de değişimler yaşanıyor. Satış yaptığımız ürünlerde sürekli yenilikler çıkıyor. Eskiden bazı ilaçları elde yapardık. Şimdi ilaç sıkıntısı yaşanmıyor. Gözlük sektöründe ise teknolojik gelişmeler bizleri mağdur ediyor. Piyasada kalitesiz gözlükler satılıyor, internet ortamında yapılan satışlarda bizleri mağdur ediyor. Büyük mağazalarda gözlük satışlarının yapılması sektörü çok etkiliyor.
-Eczacı ve gözlükçü meslektaşlarınıza tavsiyeleriniz nelerdir?
Ben eczacı ve gözlükçü meslektaşıma tavsiyelerime gelince meslekler bitmez sadece el değiştirir. Geleneksel yapılarını bozmasınlar, değişeceğiz gelişeceğiz masallarına inanmasınlar. Efendisi ve sahibi olduğumuz iş yerlerinde çalışan işçi pozisyonunda olacaksak biz böyle bir değişimi ve yenileşmeyi şiddetle reddetmeliyiz.
Gözlükçüler olarak çok sayıda problemimiz var. Oda birlik, kamuda istihdam, Reklamlar, internet satışları, mülkiyet hakkımızı kaybetmemiz dolayısıyla yabancı zincir mağazalarla rekabet, SGK hakkediş süreleri vs
Acıları ile birlikte mutlu bir hayat yaşadım. Teşbihte hata olmaz, artık koyun kadar bir ömrümüz kaldı. Meslekte sona geldik. Tüm meslektaşlarıma başarı ve mutluluklar diliyorum .
-Mesleki teşkilatlarınızda görev aldınız mı?
Hem eczacılık sektöründe hem de optisyenlik sektöründe öncü olmaya ve gençlere yardımcı olmaya gayret gösterdim. Sivas Eczacılar Odasında değişik dönemlerde genel sekreterlik, saymanlık ve üye olarak görev yaptım. Şu anda mesleğimde delege olarak devam ediyorum.
Sivas Optisyenler ve Gözlükçüler Derneğinin kurucu başkanıyım. 3 dönem yönetim k Daha sonra 3 Federasyonu birleştirerek Gözlükçüler ve Optiyenler Dernekleri Konfederasyonunu kurduk. Konfederasyon Yüksek Kurulunda görev yaptım. Şu anda EGOD Federasyonu Eğitim Komisyonu Başkanlığı yapmaktayım.
Gözlükçüler Eczacılara gibi özel meslek kanunları olmasına rağmen Oda ve birlik olmada çeşitli sebeplerle geç kalmışlar. Oda birlik konusunda çalışmalarımız ve girişimlerimiz devam ediyor.
-İki oğlunuz var onlarda sizin mesleği mi yapıyor.
İki oğlum var, ikisi de baba mesleğini tercih etti. Uğur ve Emre Küçüker baba mesleğini tercih ederek optisyenlik sektöründü hizmet veriyorlar. Uğur Küçüker oğlum rahmetli olunca dükkanı birleştirerek diğer oğlum Emre ile birlikte çalışmaya başladık. Şu anda eczane ve gözlükçü olarak faaliyetimizi devam ettiriyoruz. Oğlum Emre Küçüker’in eşi Şeyda Küçüker de Cumhuriyet Üniversitesi Kimya Bölümünden mezun oldu. İkinci üniversite olarak ta şu anda Cumhuriyet Üniversitesi SHMYO Optisyenlik Programında okuyor. Mezun olduktan sonra da optisyen olacak. Aile bireyleri olarak aynı meslek mensupları olacağız.
-Meslekle eleman yetiştirdiniz mi?
Gerek eczacılık sektöründe gerekse de optiyenlik mesleğinde çok sayıda eleman yetiştirdim. Cumhuriyet Üniversitesinde açılan optisyenlik programında 8 sene hocalık yaptım. Ayrıca Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde hocalık yaptım. 750’den fazla optisyen/gözlükçü yetişmesine katkı sağladım. Eczacılık sektöründe de işletmemde onlarca kalfa yetiştirerek farklı ecanelerde teknisyen olarak çalışmalarında öncülük ettim.
ECZACILIK VE GÖZLÜKÇÜLÜK ALANINDA AVRUPA İLE KIYASLADIĞINDA NE POZİSYONDAYIZ?
Sağlık AB müktesebatı değildir. Üye her ülke ekonomik imkânlarına ve sağlık ihtiyaçlarına göre düzenleme yapabilir. Ülkemizde Eczacılıkta gözlükçülük te tam bir sağlık mesleği olarak düzenlenmiştir. Sağlıkta dönüşümle birlikte ülkemizde sağlık hizmetleri yaygınlaştı ama son derece ucuzladı. Eczacılık açısından en önemli kazanımız mülkiyet hakkımızın devam ediyor olmasıdır. Yani Eczanenin sahibi ve mesul müdürü eczacıdır. Bu çok önemli AB ülkelerinde kuzey ülkelerinde zincir eczaneler mevcuttur. Gözlükçüler ise Tüm AB ülkelerinde ve ülkemizde mülkiyet haklarını kaybetmişlerdir. Zincir dikey, geleneksel müesseseler yatay büyür. Bir sermaye sahibinin 500 tane eczanesi ya da 500 tane gözlükçü müessesesinin olmasını ben gelişmişlik karinesi olarak değerlendirmiyorum. Bu meslektaşın İşçileştirilmesi ulusal sermayeye terk edilmesidir. Bize nüfusu yakın Almanya da 12000 optisyenlik müessesesi mevcut. İlk onda bulunan sermaye zincirlerinin mağaza sayısı 1.555 gibi az bir sayıda olmasına rağmen pazarın %45 ne hâkimler. Zincir bir mağazada günde 30 gözlük yapılırken geleneksel müesseselerde 2 adet dir. 2.000 kadar optisyen işsizdir. Meslek Ticaret mesleği olarak kurgulanmıştır. Bize örnek olamaz. Kamu sağlığının korunması için bizdeki yapı muhafaza edilmeli ve desteklenmelidir.
AVM LERDEKİ MEVZUATA AYKIRI ÇALIŞMA SAATLERİ HALK SAĞLIĞINI ETKİLER Mİ?
AVM lerdeki Zincir optisyenlik müesseseleri sabah 10:00 akşam 10:00, 12 SAAT, haftada 7 gün 84 saat çalışma kanununa aykırı faaliyet sürdürüyor haksız rekabet yapıyorlar. Oysa mevzuata göre haftada bir gün tatil olmak üzere 45 saattir. Çalışma saatlerinin eczanelerde olduğu gibi İl sağlık müdürlüklerince tüm müesseseler için düzenlemesini sağlayacak yasal mevzuat düzenlemelerine ihtiyacımız var. BU uzun yasalara aykırı çalışma saatleri, haksız rekabete sebep olduğu gibi kamu sağlığını da olumsuz etkiliyor. Eczanelerde olduğu gibi nüfusa göre müessese açılması için bir sınırlandırma getirilmesi, mezun olan öğrencilerin bir yıl yardımcı optisyen olarak çalıştıktan sonra mesleğe atılmaları gerekiyor. İşportada satılan güneş gözlükleri için yasal düzenleme şart. Güneş gözlüğü denetim ve kontrollerinin Sağlık Bakanlı eliyle yürütülmemesini istiyoruz.
Halkımızın da optik ürün satın alırken, senede iki kez denetlenen optisyenlik müesseselerini tercih etmelerini göz ve görme sağlıkları için öneriyoruz. İnternet üzerinden sahte ürünlere itibar etmesinler. Periyodik göz muayenelerini ihmal etmesinler. Gözlerimiz vücudumuzun dünya ya açılan pencereleridir. Öğrendiklerimizin%83nü gözlerimizle sağlarız. Gözlük çağdaş bir toplum inşa etmenin anahtarıdır.
Hikmet KURU
Memleket Gazetesi
Sivas