Güneş Dünya'dan 150 milyon kilometre uzaktadır. Isı, ışık ve UV radyasyonu yayar. Isı ve ışık dünyamızda yaşayan milyonlarca canlının yaşam kaynağıdır. Güneş hayattır. D vitamini sağlar. Psikolojik olarak pozitif enerji sağlar. Renklendirilmiş lensler, görünür ışık miktarının, UV radyasyonunun göze ulaşan miktarını azaltmak için kullanılır. Yoğun görünür ışık çoğu insan için görme kalitesini düşürür. Özellikle bu ışıklar parlak bir yüzeyden yansıyarak geliyorsa, görme kalitesini düşüren “glare” denilen parlamalara neden olur. Aşırı ışık göz içerisinde dağılır ve imaj kontrasını azaltır. (Görmeyi zayıflatır). İhtiyar ve yaşlılarda daha etkili olur. UV radyasyonunu gözlerimizle göremeyiz. 400 nm'nin altı UV radyasyonu olarak bilinir. UV radyasyonu güneş ışığının normal bir komponentidir. UVA-UVB-UVC kısa dalga boyları biyolojik olarak daha zararlı radyasyon yapacaktır. En tehlikeli olanı UV-C'dir. Ancak tamamı ozon tabakası tarafından tutulur, yeryüzüne ulaşamazlar. Dünyada ozon tabakasının azalması (incelmesi)nin anlamı, UV radyasyonunun geçmiş yıllardan daha yüksek düzeyde olduğudur. UV radyasyonu herkesi ilgilendiren bir halk sağlığı sorunudur.
Kısa dalga UV ışınları enerji bakımından daha yüklüdür. Canlı dokular için son derece zararlıdır ve dokuların zamanından önce yaşlanmasına sebep olur. Gün ışığından gelen UV miktarı saat 10–15 arası en yoğundur. Kum ve kar UV radyasyon miktarını artırır. Kumdan yansıma %20–30 oranındadır. Taze kar gelen ışığın %85–95'ini yansıtır. Adeta bir ayna vazifesi yapar. Otlarda yansıma oranı %30'dur. UV ihtiva eden diğer ışık kaynakları UV tipi ampuller ve kaynak makineleridir.
Güneş ışınlarının 400–700 nanometrelik çok az bir kısmını görebiliriz (1 nanometre milimetrenin milyonda bir büyüklüğünü ifade eder.) UV radyasyonu, güneş ışınlarının yüzde 5'ini oluşturmasına rağmen çok tehlikelidir. Radyasyonu gözlerimizle göremeyiz ve hissedemeyiz ancak zararlı etkilerini gözlemleyebiliriz. , "Ne kadar çok UV radyasyonuna maruz kalırsanız, hayatınızın sonraki evrelerinde katarakt hastası olma riskiniz artar. Kanıtlar hem UV-A' ya hem de UV-B' ye maruz kalındığı takdir de uzun veya kısa süreli göz ve görme hasarlarına yol açabilecekleri tezini desteklemektedir. UV ışınlarının göz üzerindeki şiddetli etkilerinin içinde, kornea ve irisin iltihaplanması (photokeratitis) ve göz kapaklarının içinde çizgiler halinde uzanan ince zar olan konjonktivin iltihaplanması (photoconjunctivitis) yer almaktadır. Gözün UV ışınlarına maruz kalması sonucunda, uzun vadede ortaya çıkan etkilerinin içinde pterygiumun gelişimi (korneaya bitişik olan beyaz veya krem rengindeki şeffaf olmayan büyüme) ve konjonktivin ışık geçirmez hücre kanseri yer alabilir. Şu anda dünyada 16 milyon insan katarakt nedeni ile kör olmaktadır ve Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) araştırmalarına göre bu insanların yüzde 20'sinde UV ışınlarına maruz kaldıkları için katarakta bağlı körlük oluşmuştur. UVR'nunun Cilt üzerinde de akut kronik zararlı etkileri vardır. Retinanın UV ışığından korunması zorunludur. Afaklar için bu korumaya mutlak gereklilik vardır.
Ultraviyole korumasına ihtiyacı en fazla olan bireyler;
Katarakt başlangıcı Makular dejenerasyon, afaki, olanlar,
Sulfonamid,tetrasiklin,diüretik Hipoglisemi ilaçları kullananlar,
Yazın saat 10–15 arasında dışarıda kalanlar, kar kayağı yapanlar, güneş banyosu yapanlar, yüksek irtifada bulunanlar, ekvatora yakın olanlar, uzun süre dışarıda kalanlar (Özellikle oynayan çocuklar),
Kaynakçılar, diş tabibi ve teknisyenleri, UV radyasyonu kullanılan endüstrisinde çalışanları sayabiliriz. Dışarıda uzun zaman oynayan çocuklar, kar kayağı yapanlar, yazın 10-15 saatleri arasında dışarıda kalanlar, güneş banyosu yapanlar, yüksek irtifada bulunanlar, kaynakçılar, diş tabipleri, UV radyasyonu kullanan endüstrilerde çalışanlar, Uluslar arası standartlara göre üretilmiş genel ya da özel kullanım amaçlı bir renklendirilmiş güneş gözlüğü kullanmalıdır.
İnsanlar tüm hayatları boyunca maruz kaldıkları, UV radyasyonunun yaklaşık olarak yüzde 80'ini 18 yaşına kadar almaktadır. Bu nedenle toplumların eğitiminin daha ilk yaşlardan itibaren başlaması, güneşlenme ve UV radyasyonundan korunma alışkanlıklarının kazandırılması halk sağlığı açısından çok önemlidir. Kısa dalga UV ışınları enerji bakımından daha yüklüdür. Canlı dokular için son derece zararlıdır ve dokuların zamanından önce yaşlanmasına sebep olur.
Haliyle renklendirilmiş lensler, arzu edilmeyen radyasyonu göze ulaşmadan azaltır ya da önler. Yöntem daha rahat güvenli ve konforlu görüşü mümkün kılar.
Renklendirilmiş lenslerin uluslararası bir standarda göre üretilmesi, bir optisyen ya da hekim tarafından önerilmesi göz ve görme sağlığını korur, göz ve yüzün yaralanmalara karşı güvenliğini sağlar. Kolaylıkla tutuşmaz, alerji ve tahriş yapmaz, kanserojen ve zehirli bir materyal içermez. Trafikte araç kullanırken, sinyal ışık renkleri kolaylıkla fark edilir. Tüketiciler dışarıdan bakarak ya da gözlemleyerek bu özellikleri asla anlayamazlar. Dikkat edilirse eğer bir profesyonel destek söz konusu değilse güneş gözlüğü alan tüketiciler arasında geçen konuşma genelde 'Gözlük yüzüme yakıştı mı?', 'Camın koyuluğu yeterli mi?' şeklindedir. Bu sorularla tüketicinin ihtiyacına göre doğru güneş gözlüğü seçimi yapılamaz "Gözlükçülük/optisyenlik bir formasyon mesleğidir. Renkli lenslerin bu eğitimi almayan insanlar tarafından satılması, önerilmesi, işportaya düşmesi, marketlerde özetle optisyenlik müessesesi dışına taşınması “Türkiye’de bir halk sağlığı “ sorununa dönüşmesine sebep olmuştur.
Yasal düzenleme ile her türlü kontrol ve denetimin Sağlık Bakanlığı eli ile yürütülmesi gerekir.
Taylan KÜÇÜKER
Eczacı Gözlükçü
Ege Gözlükçüler ve Optisyenler Dernekleri Federasyonu
Eğitim ve mevzuat komisyonu Başkanı