Gözlüğün henüz kullanılmaya başlamadığı zamanlarda görme kusuru olan insanlar, evlerinden dışarı çıkamıyor ve hayatlarının geri kalanını bu şekilde geçiriyorlardı. 13. yüzyılda mucidi bilinmeyen gözlük, pek çok kişinin yeniden hayata dönmesini ve üretime katılmasını sağladı. 1250-1280 yılları arasında Venedik'te yaşadığı sanılan gözlüğün mucidine, bugün tüm insanlık büyük bir teşekkür borçlu. İlk yapılmaya başlanan gözlükler dışbükeydi, yani büyüteç özelliğine sahip olduğu için yalnızca yakını görme problemi olanlar tarafından kullanılabiliyordu. Miyopluğun çok önemsenmemesi ve içbükey merceklerin pahalı olması, uzağı görme problemi olanların, bir yüzyıl daha beklemesine neden oldu. Ve ancak 15. yüzyıla gelindiğinde uzağı göremeyenlere de çözüm bulundu.
Sepet içinde gözlük deneyimi
Gözlüğe bugünkü kullanım şeklini İngiliz bilimadamı ve filozof Roger Bacon'ın verdiği biliniyor. Başlarda gözlük, elle tutulan "lorgnette" modelindeyken, daha sonra gözlerin önüne oturtulan "kelebek" model geliştirildi. Sonralarıysa göz çevresindeki kaslarla sıkıştırılarak taşınan "monokl" gözlükler kullanılmaya başladı. Edward Scarlett tarafından, 1730'da sabit gözlük sapının icat edilmesi, gözlüğün tarihindeki en son ve belki de en önemli buluş oldu. İlk gözlük dükkânının açılması ancak bu buluşun ardından gerçekleşebildi. 1738'de Philadelphia'da açılan dükkâna gelen müşteriler, sepetin içinden gözlükleri deneyerek kendilerine uygun olanı alıyorlardı.
İlk güneş gözlüğünü Çinliler kullandı
İlk güneş gözlüklerinin 1430'lu yıllarda Çinliler tarafından kullanıldığını biliyor muydunuz? Ateşte dumanın isi ile kararttıkları gözlükler görme kusurlarını düzeltmek için değildi. Sanılacağı gibi güneşten korunmak için de değildi. Çinliler başta mahkemeler olmak üzere birçok yerde gözleri görünmesin, düşünceleri göz ifadelerinden belli olmasın diye bu koyu renkli gözlükleri takıyorlardı. Daha sonraları italya'dan Çin'e numaralı gözlükler de getirildi ama Çinliler onların da çoğunu isle kararttılar.
Gözlük camı, ışığı istenilen şekilde odaklayabilen, iki yüzeyi de işlenmiş saydam bir optik materyaldir. Sferik camlar miyopi ve hipermetropide, silindirik camlar ise astigmatın düzeltilmesinde kullanılır. Gözlük camları yapıldıkları maddeye göre sınıflandırılır.
3D gözlükler
HD TV'lerin yaygınlaşması ve yüksek kaliteli içeriğin oluşmasıyla üç boyutlu çekimler 3D gözlükleri hayatımıza soktu. Çeşitli ülkelerde özellikle de futbol maçları ve tenis turnuvaları üç boyutlu kameralarla çekiliyor. Bu teknoloji televizyonu çok daha farklı bir izleme deneyimi veren bir cihaza dönüştürüyor.
Modanın olmazsa olmazı
İtalyanlar, gözlük camlarının şekli mercimeğe benzediği için, gözlüğe "mercimek" anlamına gelen lenticchie" eliyorlardı. Bu, günümüzde kullanılan "lens" kelimesinin de kökenini oluşturuyor. Pek çok insanın görme sıkıntısı yaşadığı için koptuğu hayata yeniden bağlanmasını sağlayan gözlüğün icadındaki en önemli etken ise Arap-İslam bilim adamları tarafından ışığın kırılmasının bulunuşu ve optik alanında kullanılması oldu. Bugün, moda olgusuyla beraber gözlük sektörü de büyük bir değişim gösterdi. Gözlük, sağlık alanında ihtiyaç duyulan bir nesne olmanın yanında estetik bir nitelik de kazandı ve aksesuar olarak kullanılmaya başladı. Şu an gözlük sektörü, numaralı gözlükler, güneş gözlükleri, sportif faaliyetlerde ve çalışma ortamında kullanılan koruyucu gözlükler başta olmak üzere, tasarımın ve malzemenin zenginliğinden ve teknolojiden yararlanıyor.
Kaynak: Onurair dergi