Genellikle göz kuruluğu ve göz seğirmesiyle karıştırıldığı için teşhis ve tedavisinde geç kalınan blefarospazm hastalığına karşı uzmanlar halkı farkında olmaya davet ediyor.
Hastalığın beyinde ve vücutta herhangi bir sorun olmadan göz kapağında istemsiz kasılmalara neden olduğuna dikkat çeken Dünyagöz Ataköy’den Op. Dr. Akın Banaz “Blefarospazm basit şikâyetlerden çok ağır formlara gidebilen bir hastalıktır. Hafif formlarda seyreden vakalar hastanın sosyal hayatını olumsuz etkilenmezken, hastalık ağır seyreden ileri vakalarda gözün tamamen kapanmasına ve hastanın tek başına sokağa çıkamamasına neden olabilir” diyor.
TEŞHİSTE GEÇ KALINMAMALI!
Blefarospazm hastalığındaki en büyük sorunun hastalara geç tanı konulması olduğunu belirten Op. Dr. Akın Banaz “İngiltere’de yapılan bir çalışma hastalığın başlangıcından ancak 3-4 yıl sonra tanı koyulabildiğini ortaya koyuyor. İnsanlarda hastalığa karşı farkındalığın artması ve artan vakalar eskiye kıyasla daha erken bir dönemde teşhise imkân sağlasa da bu süre hala 1-2 senenin altına inmedi” diyor.
Blefarospazm hastalarının ilk zamanlarda “Gözünü kırpma! Niye yapıyorsun?” diye tepkiler aldığına dikkat çeken Op. Dr. Banaz “Kırpma eylemi nedeniyle hastalık yakın çevre tarafından psikolojik olarak da yorumlanabiliyor. Ancak blefarospazm psikolojik bir bozukluk değildir fakat göz kapağında istemsiz gerçekleşen bu kasılmaların hastanın hem hayat kalitesini hem de psikolojisini olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır” diyor.
HASTALIĞIN BİR TANI TESTİ BULUNMUYOR:
Blefarospazm tanısında hastanın geçmiş şikâyetlerinin ve yüzünün değerlendirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Op. Dr. Akın Banaz “Maalesef hastalığı gösteren özel bir görüntüleme yöntemi ya da kan testi henüz mevcut değil. Bu nedenle teşhis için doğru ve emin adımlarla ilerlenmesi gerekiyor” diyor.
Tanı aşamasında 3 önemli noktanın altını çizen Op. Dr. Banaz “Öncelikle hastanın şikâyetleri dikkatlice değerlendirilmeli, hastanın beyin MR'ı ve nörolojik muayenesinde kasılmalara sebep olacak başka bir problem olmadığından emin olunmalıdır. Tabii bu aşamaların yanı sıra tanıyı koyacak olan hekimin vaka tecrübesi de göz ardı edilmemelidir” diyor.
BOTOKS İLE GEÇİCİ FELÇ TEDAVİSİ:
Blefarospazm tedavisinde botoksun başarı oranının çok yüksek olduğunu belirten Op. Dr. Akın Banaz “Göz kapağını kapayan ve aşağıya doğru indiren kaslardan spazma neden olanlarına botoks iğnesi uygulanarak kaslar geçici olarak felç edilir. İlk uygulamada botoksun etkisi 3-4 ay gibi bir süre olsa da düzenli yapılan enjeksiyonlar uygulama aralığını 6 ay ile 1 yıl gibi bir süreye uzatabilir” diyor.
Hastaları ayrıca uygulama noktasında uyaran Op. Dr. Banaz “Botoksun nereye, nasıl ve ne miktarda yapıldığı ve hangi kasa verildiği çok önemlidir. Hastaya özel olarak planlanan tedavi aşamasında da tıpkı teşhis aşamasında olduğu gibi doktor tecrübesi tedavi başarısı etkileyen en önemli unsurlar arasında yer almaktadır” diyor.
Kaynak: posta.com.tr