Amstel biralarına da adını veren Amstel nehri, şehirde aynı zamanda yüzlerce kanala da hayat vermektedir.
Tam 400 yıldır denizden toprak kazanılarak büyümeye devam eden, 177 ülkeden insan barındırması ve bu sayıyla dünyanın en kozmopolit kenti olduğu belirtilen büyülü kent Amsterdam, Amstel'in üzerindeki baraj anlamına geliyor. Şehrin hemen güneydoğusundan geçen dünyaca ünlü Amstel biralarına da adını veren Amstel nehri, şehirde aynı zamanda yüzlerce kanala da hayat vermektedir. Amsterdam 'nın başkentidir. Ancak ülke hükümetin ve meclisin bulunduğu 'den yönetilir.
12. yüzyılda ufak bir balıkçı kasabası olarak kurulan kent, deniz seviyesinin 6 m altında bulunan rakımı ile ilginç bir özellik taşımaktadır. İç içe halkalar görünümünde olan Prinsengracht, Keizergracht, Singelgracht ve Herengracht adlı kanallar, Amsterdam'ın en önemli kanallarıdır. Yüz kadar kanalın bulunması ile gerek Amstel Irmağının gerekse Kuzey Denizi sularının şehri sular altında bırakması önlenmiştir. Singel kanalı üzerinde dünyanın en dar evlerini görmek mümkündür.
Sokaklarındaki evlerin, lezzetli birer pastayı andırdığı, 16. yüzyılda zengin tüccarların yaptırdığı bitişik nizam, dar ve uzun, sivri çatılı, beş katlı binaları ile her türlü özgürlüğün tavan yaptığı dünyada eşi benzeri olmayan bir kent olan Amsterdam, aynı zamanda bir sanat kentidir. Van Gogh'un kendi adını taşıyan müzesinde ünlü ressama ait beş yüze yakın eseri bulunmaktadır. Hollanda'nın en büyük sanat ve tarih müzesi Rijksmuseum'da ise ışığın ressamı Rembrandt'ın sayısız orijinal eseri sergilenmektedir. Belediye müzesi olan Stedelijk Museum ise daha çok modern sanat koleksiyonu barındırmaktadır. Müze aynı zamanda çağdaş sergilere de ev sahipliği yapmakta olup ana binanın arkasında bir de heykel bahçesi bulunmaktadır.
Gece yaşamını bir ölçüde Berlin'e kaptıran Amsterdam için gecelerin kenti demek yerinde olur. Eğlencenin, yılın her günü sabahın ilk ışıklarına kadar kesintisiz sürdüğü Amsterdam'da özellikle Leidseplein, sayısız pub, bar ve gece kulübüne ev sahipliği yapan bir meydandır. Dünyaca meşhur Red Light Street ise şehrin en büyük ve görkemli meydanı Dam ile merkez istasyonu arasındadır. Kırmızı Fenerli Cadde, aslında bir caddeden öte bir mahalleye verilen addır. Tüm değerlerin anlamını yitirmiş gibi göründüğü, milyonlarca turistin son derece büyük bir rahatlıkla ziyaret ettiği bu caddede özgürlüğün sınırları aslında hiç çizilmemiştir. Amsterdam'da "Coffee Shops" denilen mekanlarda hafif olarak tanımlanan uyuşturucu maddelerini satmak da kullanmak da serbesttir. Buna göre, Coffee Shops'larda yeşil-beyaz etiketli marihuana ve haşhaşlı sigaralar, otlar, kekler çay ve kahvelerin yanında tüketilmektedir. Bu maddeleri tüketenler özellikle içki kullanmamaya özen gösterirken, ağırlıklı olarak sokak aralarında satılan eroin, kokain gibi uyuşturucular ise tamamıyla yasaktır.
Bir kenti keşfetmenin en iyi yolunun yürümek olduğu düşünülürse bunun için en iyi imkanı sunan kentlerin başında Amsterdam gelir. Burada gidilecek olan her neresi ise hiçbir zaman uzak değildir. Kanallar üzerinde kurulu bulunan binden fazla köprünün her birinin ayrı bir güzelliğini görmek büyük bir şanstır. Özellikle Amstel üzerinde bulunan Slender Köprüsü tarifi imkânsız bir güzellikle aydınlatılmış ve şehri bir masallar diyarı haline getirmiştir.
Dar ve karışık sokaklarında kaybolmanın insanı mutlu ettiği bu kenti tanımanın bir başka yolu ise kanal turu yapmaktan geçer. Bir çok firma tarafından organize edilen özellikle akşam saatlerinde, güneşli bir günde yapılan turlarda, kentin zemininin tamamen kum olmasının bir neticesi olarak kanal kıyılarındaki evlerin eğik duruşlarını gözlemlemek mümkündür.
Amsterdam'da birçok cadde araç trafiğine kapalıdır. Ayrıca Amsterdam, pazar alışverişleriyle de oldukça ünlü bir şehirdir. Bu pazarlarda elektronik eşyalardan, ipek dokumalara kadar aradığınız birçok ürünü bir arada bulabilirsiniz. Özellikle Waterloo Meydanı'nda kurulan bit pazarında oldukça ilginç ve bir o kadar da değişik ürünleri bir arada bulabilmek mümkündür.
Amsterdam alışılmışın dışında, kırmızı fenerli bir kenttir. Burada olanları yadırgamak yerine, şehrin bohem ama bir o kadar da kuzeyli soğuk yönü ile diğer yandaki çılgın ve fantastik yüzünü yaşamak daha keyiflidir.
Avukat Suat ŞİMŞEK
İlgili Galeriler