Ülkemizde önemli izler bırakmış ilk emekçi kadınları hatırlamaya ne dersiniz?
Selma Rıza Feraceli (Türkiye’nin ilk kadın gazetecisi ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin tek kadın üyesi)
1872 yılında doğdu. Avusturya’lı bir anne ve Türk bir babanın kızı olan Selma Rıza, Osmanlı döneminde entelektüel bir ailenin kızıydı. Selma Rıza, özel öğretmenlerin denetiminde dersler aldı ve 19.yüzyıl sonlarına doğru ailesinden gizli olarak İstanbul´dan kaçtı ve Paris´te bulunan Jöntürk liderlerinden ağabeyi Ahmet Rıza´nın yanına gitti.
Eğitimini Sorbonne Üniversitesi'nde yaptı. Selma Rıza Paris'te yaşadığı 10 yıl boyunca Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye oldu. Bu cemiyetin tek kadın üyesi olan Selma Rıza, Fransızca olarak Paris'te yayınlanan Meşveret Gazetesi'nde ve Türkçe olarak yayınlanan Şura-yı İmmet Gazetesi’nde çalıştı. 1908 yılında Meşrutiyet'in ilanının ardından İstanbul'a dönen Selma Rıza, dönüşünden sonra gazetecilik yapmadı ancak, Kızılay'ın kurulması için çalışmalara katıldı. 1931 yılında 59 yaşında öldü.
Safiye Ali (Türkiye’nin ilk kadın doktoru)
Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleriyle tanınmış bir ailenin kızı olan Safiye Ali, 1891 yılında İstanbul´da dünyaya gelmiş, özel eğitiminin yanısıra Amerikan Kız Koleji´nden mezun oldu. Balkan Savaşı günlerinde cepheden getirilen pek çok yaralıyı görüp doktor olmaya karar verir. Ancak onun bu isteğini gerçekleştirmek zor olacaktı. Çünkü o yıllarda bir kadının tıp öğrenimi görmesi olanaksızdı. Oldukça yetenekli ve başarılı bir kişi olarak dikkatleri çeken Safiye Ali, dönemin Maarif Vekili Şükrü Bey´in desteği ile Almanya´ya tıp eğitimine gönderilir. Bu ülkede kadın ve çocuk hastalıkları üzerine ihtisas yapan Safiye Ali, Kurtuluş Savaşı´nın sona erdiği günlerde yurda döner ve hemen işe başladı. Ayrıca Türkiye´yi yurtdışındaki tıp kongrelerinde temsil eden Safiye Ali, bir zaman sonra sağlık nedeniyle eşiyle birlikte Almanya´ya gider ve mesleğini burada sürdürdü.
İkinci Dünya Savaşı günlerinde Almanya´da yara alanların ve hastaların bakımını üstlenen Ali, savaşın ardından Türkiye´ye döner. Yakalandığı kanserden kurtulamayan Safiye Ali, 1952 yılında yaşamını yitirir.
Süreyya Ağaoğlu (Türkiye’nin ilk kadın avukatı )
1903 doğumlu olan Süreyya Ağaoğlu,Yassıada'da hukuk profesörü babasını savundu. Hür Fikirleri Yayma Derneği'nin kurucusu Çocuk Dostları Derneği'nin kurucusu. Milletlerarası Hukukçular Komisyon'u üyesi. Milletlerarası Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari Heyeti Üyesi. Yazar.. Kadın hakları savunucusu.
Süreyya Ağaoğlu tarihimize ilk kadın avukat olarak geçmiştir. Ağaoğlu yaşadığı dönemin en cesur entelektüel kadınlarından birisiydi. 58 yıl süreyle avukatlık yapan Süreyya Ağaoğlu Hukuk Profesörü Ahmet Ağaoğlu'nun kızıydı. Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırmak istediğinde ise o yıllarda kız öğrenci olmadığından üniversitenin rektörü olan Haldun Taner'in babası Selahattin Bey'e başvurdu. Dönemin kadınlarının henüz çarşafla dolaştığı bir zamanda başını bile kapatmadan görüşmeye giden Ağaoğlu, Selahattin Bey'e fakülteye girmek istediğini söylediğinde odanın içinde kahkahalar yankılanır. Ancak Süreyya Ağaoğlu bu direnişin ardından kendisi gibi avukat olmak isteyen 3 arkadaşını daha götürünce “size hemen fakülteyi açalım,” cevabını aldı. O yıllarda öğleden önce erkekler öğleden sonra ise kadınlar ders izleyebiliyordu. Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Süreyya Ağaoğlu avukatlığının yanı sıra sıkı bir kadın hakları savunucusu olur. 1948 yılında Berlin Milletlerarası Hukukçular Komisyonu Üyesi olan Ağaoğlu Hür Fikirleri Yayma Derneği Çocuk Dostları Derneği'nin de kurucusu oldu.
1949 yılında Milletlerarası Barolar Birliği Yönetim Kurulu İdari Heyeti'ne seçilen Ağaoğlu 29 Aralık 1989'da İstanbul’da öldü. İstanbul’da katıldığı “Kadın Hakları ve Çağdaşlaşma” konulu panelden ayrılırken düşen Ağaoğlu, beyin kanaması geçirdi ve tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.
Afife Jale (Türkiye’nin ilk kadın sanatçısı)
1902 yılında İstanbul'da doğdu. Dr. Sait Paşa'nın torunudur. Türk ve Müslüman kadınlarının sahneye çıkmasının yasak olduğu dönemde, Darülbedai'de (Şehir Tiyatroları) açılan sınava girdi. Kadıköy'deki Apollon Tiyatrosu'nda sahnelenen, "Yamalar" adlı oyunda, "Emel" karakterini canlandıran, ermeni kökenli Eliza Binemeciyan yurt dışına gitti. Onun yerine Afife Jale sahneye çıktı. Bu olayla sahneye çıkan ilk Türk ve Müslüman kadın oldu.
İçişleri Bakanlığı, bu olayı soruşturdu ve yasağı yineleyen bir bildiri yayınladı. Ortalık durulunca, birkaç yıl sonra Burhanettin Tepsi Kumpanyası ile Anadolu'da turneye çıktı. Yeni tiyatro topluluğuyla Kadıköy'de oynadı. Daha sonra da Fikret Şadi'nin Milli Sahne'siyle çeşitli kentlerde temsiller verdi. 24 Temmuz 1941 tarihinde öldü.
Prof Dr. Remziye Hisar (Türkiye’deki ilk kadın kimyacı)
1902 yılında Üsküp´te doğan Prof. Dr. Remziye Hisar, birçok ilke imzasını atmış bir Türk kadını. Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk kadın kimyacısı olmasının yanı sıra, Fransa´nın Sorbonne Üniversitesi´nden mezun olan ilk Türk kadını. Davutpaşa´daki üç yıllık Mekteb-i İptidayiyi bir yılda başarıyla tamamlayıp mezun olmuş ve dokuz yaşında ilk şahadetnamesini almıştı. Daha sonra, İttihat ve Terakki Mektebi ve Emirgan, İnas Rüştiyesi´ne devam etti.
Mezun olmasının ardından Darülfünun´un kimya bölümüne kaydını yaptıran Remziye Hisar, kimya bölümünü yeğlerken Türkiye´yi temsil eden bir ismin bulunmamasının kendisini üzmüş olmasından ötürü seçtiğini yakınlarına anlattı. Kız öğrencilerin erkek öğrencilerden ayrı saatlerde ders aldığı bu dönemde, öğretmeni ve okul arkadaşlarıyla birlikte Bakü´ye gitti. Ancak Sovyet Rusya´nın Azerbaycan´ın bağımsızlığına son vermesi ile İstanbul´a döndü hemen ardından, bilgisini geliştirmek için Paris´e gitti.
Adını bilim dünyasında duyurmak amacı ile Sorbonne´da kimya bölümünde öğrenim görmeye başladı. Biyokimya sertifikası alan Hisar, doktora tezini tamamlamasının ardından, Türkiye´ye döndü. 1933 - 1936 yılları arasında İstanbul Üniversitesi´nde kimya ve fızikokimya doçenti olarak görev yaptı. Daha sonra, Ankara Hıfsısıhha Müessesesi´ne farmakodinami şubesi hayati kimya mütehassısı olarak atandı. 1947 yılında İTÜ Makine ve Kimya doçentliği görevine başlayan Hisar, 1959 yılında profesör olduktan sonra 1973 yılında da, emekliye ayrıldı.
Sabiha Gökçen (Türkiye’nin ilk kadın havacısı)
Sabiha Hanım 1913 yılında Bursa'da doğdu. II. Abdülhamid tarafından Bursa'ya sürgün gönderilen vilayet baş katibi Hafız Mustafa İzzet'in kızıdır. İlkokula gittiği yıllarda babasını kaybetti ve kardeşlerinin yardımıyla öğrenimini sürdürdü. Atatürk, 1925 yılında çıktığı Bursa gezisinde Sabiha Gökçen'le tanıştı ve içinde bulunduğu güç yaşama şartlarını öğrenince de onu evlat edindi. Ankara Çankaya İlkokulu'nu, daha sonra da Üsküdar Kız Koleji'ni bitiren Sabiha Hanım, Türk Hava Kurumu'nun Havacılık Okulu'na girdi (1935). Burada geçirdiği başarılı öğrenim hayatından sonra, yüksek planörcülük kurslarına katılmak üzere Sovyetler Birliği'ne gönderildi. Dönüşte Eskişehir Hava Okulu'na girdi, aynı zamanda 1.Tayyare Alayı'nda av ve bombardıman uçakları alanında uzmanlaştı.
Sabiha Gökçen, 1937 1938'de yaptığı Balkan turuyla ününü Avrupa'ya yaydı. 1938'de Türkkuşu'nda başöğretmenliğe atandı ve 1955'te uçuculuktan ayrıldı. Türk Hava Kurumu Yönetim Kurulu üyesi oldu.
Atatürk’ün manevi kızı, Türkiye’nin ilk kadın havacısı Sabiha Gökçen, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde (GATA) 22 Mart 2001 de kalp ve solunum durması sonucu vefat etti.
Benal Arıman(Türkiye’nin ilk kadın milletvekili)
Seçilme hakkını kullanan ilk kadın olan Benal Arıman 1935 yılında Atatürk'ün meclisinde bileğinin hakkıyla kazanan ilk kadın milletvekilidir. İzmirli gazeteci Tevfik Nevzat Bey'in kızıdır. Sorbonne Üniversitesi'nde edebiyat eğitimi alan Arıman daha sonra İzmir'de Halk Partisi'nde görev almış kadınların partilere girmediği o yıllarda latin alfabesinin öğrenilmesi ve yaygınlaşabilmesi için çaba harcadı. Daha sonra milletvekili seçilen Arıman belediye ve parti üyeliğinden sonra bir kadın olarak konumundan ötürü hiçbir rahatsızlık yaşamamış olduğunu dile getirmektedir. 16 yıl süreyle kadın milletvekili olarak görev yaptı.
Esma Deniz (Türkiye’nin ilk kadın hemşiresi)
Esma Deniz, 1924 yılında Amerikan Hastanesi Hemşirelik okulunu bitirmesinin ardından, Amerika´da New York Columbia Üniversitesi, Teachres Colege´e giden Deniz, 1929 yılında mezun olduktan sonra, bir yıl Amerika´da kalarak çalışmasının ardından yurda dönerek hemşireliğini sürdürdü.
Esma Deniz, 73 yılını hemşireliğe adadı. 95 yaşında hayata gözlerini yuman Deniz, 1943 yılında açılan Türk Hemşire Derneği´nin kurucularından olup bu derneğin 18 yıl süreyle başkanlık görevini üstlendi. Türk hemşirelerini Uluslararası Hemşireler Birliği´nde temsil eden Esma Deniz, Türkiye´nin Toplum Sağlığı Hemşiresi ünvanına sahipti. Kızılay Özel Hemşirelik Lisesi´nin organizasyonunda görev aldı. Florence Nightingale Hemşirelik Okulu´nun kurulmasına da katkılarda bulunmuştu.
Leman Bozkurt Altınçekiç (Türkiye’nin ilk kadın jet pilotu. NATO kuvvetlerinin de ilk ve uzun zaman boyunca tek kadın jet pilotu )
1933 yılında Sarıkamış, Kars’ta doğdu. Liseyi bitirdiği yıl Türkkuşu İnönü Tesisleri'nde planör eğitimi aldı. Hemen ardından Türkkuşu Motorlu Okulu'na öğretmen adayı olarak katıldı. 1954 yılında Silahlı Kuvvetler'e kadınların da alınmasıyla ilgili karar çıkınca İzmir Hava Harp Okulu'na başvurdu ve Ekim 1955'te burada eğitime başladı. Pervaneli uçaklarla eğitimini tamamlayarak 30 Ağustos 1957'de mezun oldu.
Daha hızlı ve daha yüksekten uçmak arzusuyla jet pilotu eğitimi almak istedi. Ağustos 1958'de Eskişehir'deki jet eğitim filosuna katıldı ve kısa sürede eğitimini başarıyla tamamladı.
Kasım 1958'de jet pilotu brövesini takan Leman Bozkurt, dokuz yıl süreyle F-84 ve T-33 jet uçaklarında uçtu. Sonraki yıllarda Hava Kuvvetleri'nin karargâh hizmetlerinde çalıştı. Personel Plan Şube Müdürü ve Merkez Şube Müdürü olarak görev yapan Leman Bozkurt Altınçekiç, kıdemli albay olarak Hava Kuvvetleri'nden emekli oldu. Leman Bozkurt Altınçekiç, 4 Mayıs 2001'de İzmir'de hayatını kaybetti.
İlgili Galeriler