Gelin bu hafta tiroid rahatsızlığının en belirgin bulgusu olan göz fırlaması durumunu ve tedavi yöntemlerini inceleyelim.
Göz fırlaması nasıl tedavi edilir?
Türkiye’de yaşayan her 100 kişiden 30’u guatr hastalığı riski altında. Toplumdaki her 100 kişiden 60’ında ise, başlangıç seviyesinde guatr hastalığı var. Cinsiyet oranı ise yine kadınların aleyhinde ne yazık ki. Gelin bu hafta tiroid rahatsızlığının en belirgin bulgusu olan göz fırlaması durumunu ve tedavi yöntemlerini inceleyelim.
Tiroit, vücudun metabolizma ayarını yapan en önemli endokrin (kana hormon salgılayan) bezlerden birisi. Yani tiroit, metabolizmamızdan sorumludur. Guatra bağlı göz tutulumu tiroidoftalmopati olarak tanımlanır. Tiroid rahatsızlığının en sık izlenen ek bulgusu gözde ileri doğru çıkma yani göz fırlamasıdır. Hastalığın belirtileri arasında gözde çıkıklık, çift görme ve körlük görülebilir.
Gözlerde ortaya çıkan bulgular nelerdir?
Göz fırlaklığı, hastanın yüzüne asık bir görünüm verir. Bu görünümün sonradan yerleştiği, hastanın eski fotoğraflarıyla karşılaştırma yapılırsa doğrulanır. Göz yuvarlarında gerçek bir öne çıkma söz konusudur. Ayrıca yüzde hayret etmiş, sinirlenmiş ifadesi oluşturan fırlak göz görüntüsü, hasta için estetik açıdan rahatsız edicidir. Kişinin sosyal hayatını olumsuz etkiler. Bu hastalıkta erken dönemde gözlerde kızarıklık, sabahları kapak şişliği ve kapak ödemi izlenirken, daha geç dönemde gece uyurken ve daha da ileri dönemlerde gün içinde de gözün kapanamaması nedeniyle gözde kuruma ve korneada erimeler izlenebilir. Gözün bu tablosunda sebep gözün arkasında orbitada yani göz çukurunda ödem, gözü hareket ettiren kaslarda şişlik ve göz sinirinde ezilmedir.
Tedavi planı nasıl olmalı?
Gözlerinizde tiroide bağlı bulgular kapak açıklığı, gözde çıkıklık, çift görme ve görme azalması olabilir. Bunların her biri tek tek ilgilenilmesi gereken, gözde farklı dokuları tutan bir tablodur. Örneğin göz kapağındaki açılma göz kapak tutulumunu, gözdeki çıkıklık orbitada ödemi, çift görme gözü hareket ettiren kaslarda kalınlaşmayı düşündürür. Bu olgularda erken tedavi gözün ileri doğru çıkmasını engelleyebilir. Erken dönemde tiroid testlerinin düzeltilmesi, sigaranın bırakılması ve basit göz damlaları önerilirken, ciddi olgularda kortizon tedavisi gerekebilir.
Geç dönemde gözün ileri doğru çıkması engellenemez ise gözün tekrar içeri alınması için Transpalpebral Dekompresyon uygulanır. Geç dönemde verilen kortizon gözü yerine oturtmakta faydasız ve kullanımı da gereksiz olup, kortizonun yan etkilerinden başka bir getirisi yoktur. Bunun tedavisinde transpalpebral dekompresyon cerrahisi gereklidir.
Transpalpebral dekompresyon cerrahisi nedir?
Gözün etrafındaki ve orbita içindeki artmış yağ dokusunun alınmasını içeren bir cerrahidir. Göz çukuru (orbita), göz küresi ve çevresindeki kaslar ile sinirleri içerisinde barındıran kemik yapıdır. Kemik duvarların sert olması nedeni ile bu duvarlar esneyemezler. Göz ve çevresinde hacim artışına neden olan tümör veya tiroide bağlı oftalmopati (Graves) gibi durumlarda, kemik duvarlar esneyemediği için, göz küresi ve göz siniri basınç altında kalır.
Bu hastalarda, göz çevresindeki kas ve yağ dokularında artış meydana gelir. Orbita duvarlarının kemik yapısı nedeniyle, bu hastalarda göz öne doğru itilir ve arkada görme siniri (optik sinir) sıkışmaya başlar. Bu durumun uzun sürmesi halinde, görme siniri hasar görecektir. Ayrıca bu hastalar göz ve çevresinde belirgin basınç artışı ve ağrıdan şikâyet ederler. Bu tür olgularda, transpalpebral dekompresyon ameliyatı göz ve optik sinir çevresindeki basınç artışı normale indirilmiş olur.
Cerrahi işlem genel anestezi ile yapılır. İşlem esnasında göz çukurunun (orbitanın) etrafındaki genişlemiş intraorbital yağ dokusu alınır. Bu işlemler bittiğinde, öne doğru itilmiş olan göz küresi tekrar geriye gelecektir ve daha doğal bir görünüme kavuşacaktır. Transpalpebral dekompresyon cerrahisi uzun süren gözün en zor ameliyatlarından biridir. Bu hastaya uzun süre anestezi vermemek ve göz işlemden sonra 3 gün kapalı tutulacağı için gözler aynı anda ameliyat edilmezler. Bunun dışında 3-4 gün ara ile gözler ameliyat edilmesi uygundur. Bu nedenle yaklaşık 1 hafta hastanede yatış süresi öngörülür. Gözdeki şişliklerin 15 gün ve dikişlerin 1 hafta sonra alınacağı planlanırsa yaklaşık 20-25 gün hasta evinde istirahat edecektir.
Kaynak:www.posta.com.tr
İlgili Galeriler