Gül, “Göz kapakları gözümüzü dış etkenlere karşı koruyan ve kuru kalmasını engelleyen yapılardır. Bu yapılar bozulduğunda görme sorunları ve gözün ön yüzeyinin rahatsızlıkları ortaya çıkar. Üst kapakla ilgili en sık görülen sorun kapak düşüklüğüdür. Yetişkinlerde görmeyi engellemiyorsa kozmetik bir sorundur ve cerrahi zamanı hastanın isteğine bağlıdır. Çocukluk çağında kapak düşüklüğünde, kapağın göz bebeğinin ortasındaki siyah alanı örtüp örtmediğine bakılır. Eğer örtüyorsa ciddi boyutta görme azlığı ve göz tembelliği yapabilir. Böyle bir durumda en erken zamanda göz kapağı kaldırma ameliyatı yapılması gerekmektedir. Eğer siyah alanı örtmüyorsa ve astigmata yol açmıyorsa cerrahi zamanlama ailenin kararına bırakılmıştır” dedi.



Op. Dr. Adem Gül, “Alt kapak hastalıkları çoğunlukla ileri yaşlarda görülmektedir. Yaşla birlikte kapağın güzel bir pozisyonda durmasını sağlayan yapılarda gevşemeler olmaktadır. Bu gevşemeler sonucu kapak bazen iç tarafa bazen dış tarafa döner. İçe döndüğünde kirpikler ve kapak derisi göze sürtünerek gözde yaralara yol açıp hem batma ve kızarıklığa hem de görme bozukluğuna sebebiyet verebilirler. Dışa döndüğünde ise gözyaşının akması gereken yolun eğimi bozulur ve gözyaşı boşalacağı yer olan burun tarafındaki oluk yerine ciltten dışarıya dökülür. Hasta sürekli olarak elinde bir mendille gözünü silmek zorunda kalır. Hem içe hem dışa dönüklüğün tedavisi mümkündür. Hastayı bayıltmadan göz kapakları uyuşturularak her bir göz için yarım saatlik bir cerrahi ile düzeltilebilmektedir” diye konuştu.

Göz kapaklarında dikkat edilmesi gerekenlere değinen Gül, “Göz kapaklarında diğer dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri ise kitlelerdir. Özellikle ileri yaşlarda olan kişilerin kapaklarına dikkatle bakılmalı ve çok küçük kitleler dahi en azından fotoğraflanarak doktora danışılmalıdır. İhmal edildiğinde kitle büyümekte ve derin dokulara yayılarak daha ileri cerrahilere yol açabilmektedir” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.

Kaynak: http://www.gazetenizolsun.com