Gözyaşı kanal tıkanıklığı göz sağlığını tehdit eden hastalıklardan birisi
Gözdeki görünmez tehlike
Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yeniad, gözde sulanma, iltihaplanma, gözyaşı kesesi bölgesinde şişlik, apse gibi belirtilerle ortaya çıkan gözyaşı kanal tıkanıklığı göz sağlığını tehdit eden hastalıklardan birisi olduğunu belirtti.
Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Barış Yeniad, “Gözyaşının fazla üretilmesi veya üretilen gözyaşının gözyaşı kanallarının tıkalı olmasına bağlı dışarı akmasına “epifora” denmektedir. Öncelikle epifora nedeninin ortaya çıkarılması gereksiz gözyaşı kanal ameliyatlarının yapılmasının önlenmesi amacı ile son derece önemlidir. Normalde gözyaşı, ana ve yardımcı gözyaşı bezlerinde üretilir. Üretilen gözyaşı alt ve üst gözkapaklarımızın iç kısmında bulunan ve “punktum” adı verilen ufak delikler yolu ile gözyaşı kanalımıza doğru akar. Gözyaşımızın son olarak ulaştığı yer gözyaşı kanalı vasıtası ile burnumuzun iç kısmıdır. Eğer tetkikler sonucunda gözyaşı kanalının tıkalı olduğu saptanırsa yapılacak tedavi cerrahidir ve gözyaşımızın buruna akacağı yeni bir kanal oluşturulması gereklidir” dedi.
Gözyaşı kanalı tıkanıklıklarında hastaların devamlı gözyaşı fazlalığından ve ellerinde devamlı mendil ile dolaşmaktan şikayetçi olduğunu anlatan Göz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr.Barış Yeniad, “Uzun süreli gözyaşı kanalı tıkanıklıklarında tıkalı bölümde infeksiyon üremesi nedeni ile ciddi göz infeksiyonları meydana gelmektedir. Bu tür durumlarda hastalarda kapaklarda şişlik, kızarıklık ve ciddi göz ağrısı ortaya çıkmaktadır. Tedavi edilmediğinde bu infeksiyonlar nadir de olsa görme kayıplarına yol açabilmektedir. Bu nedenle kanal tıkanıklıklarında cerrahi tedavi mümkün olduğunca erken dönemde yapılmalıdır. Tedavide laser veya açık cerrahi uygulanabilir. En yüksek başarı oranı açık yöntem ile yapılan ameliyatlarda sağlanmaktadır. Bu yöntemde burun kökünde nadiren çizgi şeklinde ufak bir iz kalabilmektedir. Bu izin minimum olması için mutlaka estetik dikişler kullanılmalıdır. Laser ile tedavide ise iz kalmaz ancak başarı oranları açık cerrahiye oranla daha düşüktür” diye konuştu.
Gözyaşı kanalı ameliyatının lokal veya genel anestezi altında yapılabilir ve yaklaşık 45 dakika sürdüğünü belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr.Barış Yeniad, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ameliyat sonrasında göz kapatılmaktadır ve ertesi gün pansuman için açılmaktadır. Bazı durumlarda gözyaşı kanalına silikon bir stent koyulmaktadır bu stent gözyaşı kanalının tekrar kapanma riski olan hastalarda bunu önlemek amacı ile yerleştirilir. Stent ameliyattan yaklaşık 1 ay sonra alınmaktadır. Ameliyat sonrasında hastalarda ağrı ve nadiren burundan sızıntı şeklinde kanama olabilir. Ancak bunlar ertesi gün geçmektedir. Hastalar yaklaşık 3 hafta boyunca burun spreyleri ve göz damlaları kullanırlar. Açık ameliyat uygulanmış ise dikişler ameliyattan 1 hafta sonra alınır.
Gözyaşı kanalı tıkanıklığına yönelik açık ameliyatlarda başarı oranları %80 nin üzerindedir. Ancak Burun içinde problemi olan hastalarda, ameliyat sonrasında bakım iyi yapılmamış ise ve cerrahi teknik yetersiz ise kanalda tekrar tıkanmalar görülebilmektedir. Ameliyat 2. Kez uygulanabilir ancak ilk ameliyata göre başarı şansı daha düşük olmaktadır.Çok kez kanal ameliyatı geçirmiş hastalarda veya gözyaşı kanalının başlangıcında tıkanıklığı olan hastalarda cam bir tüpün yerleştirildiği özel bir ameliyat yapılması gerekebilir.”
Kaynak: www.cnnturk.com
İlgili Galeriler