Çağımızın en büyük sağlık problemlerinin başında gelen kanser, ülkemizde her yıl yüz binlerce insanı etkiliyor. Dünya Kanserle Savaş Haftası’nda hastalık konusunda toplumun bilinçlenmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Samuray Tuncer, “Gerçekleştirilecek detaylı bir göz muayenesi ile bazı kanser türleri gözden tespit edilebiliyor. Bu sebepten dolayı rutin göz muayenelerinin gerçekleştirilmesi; şeker, yüksek tansiyon ve bağışıklık sistemi rahatsızlıkları gibi problemlerin yanı sıra, kanser vakalarının da erken teşhisinin konulması açısından büyük rol oynuyor” diyor.
Erken Teşhis Hayat Kurtarabiliyor
Dünyaya açılan pencerelerimiz olan gözlerimizin, vücudumuzda kanser de dahil olmak üzere pek çok rahatsızlık hakkında önemli ipuçları barındırdığının altını çizen Prof. Dr. Samuray Tuncer, “Göz muayenelerinde, göz dibindeki pek çok farklı doku tespit edilebiliyor. Bu dokular gözde oluşan bir rahatsızlığın ön belirtileri olabilmenin yanı sıra, sistematik bir kanser türünün belirtileri de olabilirler. Yapılacak rutin muayeneler, sadece görme kusurları veya görmeyi etkileyen problemler hakkında bilgiler edinmemizi sağlamaz. Aynı zamanda, gözlerde oluşabilecek melanom gibi, erken teşhisi kimi durumlarda hayati önem taşıyan kanser türlerini de tespit etmemize yardımcı olabiliyor. Özellikle küçük çocuklar ve bebekler, gözlerindeki problemlerin farkına belirli bir yaşa gelene kadar varamıyor. Bebeklerin gözünde oluşabilecek beyaz parlamalar, retinoblastom adı verilen göz içi kanserinin dahi habercisi olabilir. Tüm bu sebeplerden dolayı, yeni doğan bebekler dahil herkese göz muayenelerini düzenli olarak yaptırmalarını tavsiye ediyoruz” diyor.
En Sık Görülen Göz İçi Kanseri Koroid Melanomu
Yetişkinlerde en sık gözlemlenen göz içi tümörünün koroid melanomu olduğunu belirten Prof. Dr. Samuray Tuncer, “Koroid melanomu, kendisini görmede azalma, ışık çakmaları, siyah gölgeler oluşması ve eğri görme gibi belirtiler ile gösteriyor. Ancak bu belirtiler, hastalığa sahip kişilerin üçte birinde kendisini göstermeyebiliyor. Ne yazık ki bu noktada, hastalığın belirtilerinin bariz olmadığı kişilerde tek teşhis yöntemi olarak düzenli göz muayeneleri öne çıkıyor. Teşhisin ardından, bu gibi göz içi tümörlerinin tedavisinde radyoaktif plak yöntemini kullanıyoruz. Hekim tecrübesi, gözün dışındaki sert beyaz tabaka skleraya dikişle uygulanan radyoaktif plak tedavisinde başarı için en önemli etkenlerin başında geliyor. Bu uygulama, hastaların ihtiyaçlarına göre hazırlanıyor ve özel bir bilgisayar programı aracılığı ile uygulanıyor. Göz içerisindeki tümörleri yok etmeyi amaçlayan bu tedavi yöntemi ile bugüne kadar pek çok hastamızı sağlığına kavuşturmayı başardık. Bu gibi tedavilere başlanmadan önce en önemli nokta ise, hastaların doğru olarak bilgilendirilmesidir.” ifadelerini kullanıyor.
Dünyaya açılan pencerelerimiz olan gözlerimizin, vücudumuzda kanser de dahil olmak üzere pek çok rahatsızlık hakkında önemli ipuçları barındırdığının altını çizen Prof. Dr. Samuray Tuncer, “Göz muayenelerinde, göz dibindeki pek çok farklı doku tespit edilebiliyor. Bu dokular gözde oluşan bir rahatsızlığın ön belirtileri olabilmenin yanı sıra, sistematik bir kanser türünün belirtileri de olabilirler. Yapılacak rutin muayeneler, sadece görme kusurları veya görmeyi etkileyen problemler hakkında bilgiler edinmemizi sağlamaz. Aynı zamanda, gözlerde oluşabilecek melanom gibi, erken teşhisi kimi durumlarda hayati önem taşıyan kanser türlerini de tespit etmemize yardımcı olabiliyor. Özellikle küçük çocuklar ve bebekler, gözlerindeki problemlerin farkına belirli bir yaşa gelene kadar varamıyor. Bebeklerin gözünde oluşabilecek beyaz parlamalar, retinoblastom adı verilen göz içi kanserinin dahi habercisi olabilir. Tüm bu sebeplerden dolayı, yeni doğan bebekler dahil herkese göz muayenelerini düzenli olarak yaptırmalarını tavsiye ediyoruz” diyor.
En Sık Görülen Göz İçi Kanseri Koroid Melanomu
Yetişkinlerde en sık gözlemlenen göz içi tümörünün koroid melanomu olduğunu belirten Prof. Dr. Samuray Tuncer, “Koroid melanomu, kendisini görmede azalma, ışık çakmaları, siyah gölgeler oluşması ve eğri görme gibi belirtiler ile gösteriyor. Ancak bu belirtiler, hastalığa sahip kişilerin üçte birinde kendisini göstermeyebiliyor. Ne yazık ki bu noktada, hastalığın belirtilerinin bariz olmadığı kişilerde tek teşhis yöntemi olarak düzenli göz muayeneleri öne çıkıyor. Teşhisin ardından, bu gibi göz içi tümörlerinin tedavisinde radyoaktif plak yöntemini kullanıyoruz. Hekim tecrübesi, gözün dışındaki sert beyaz tabaka skleraya dikişle uygulanan radyoaktif plak tedavisinde başarı için en önemli etkenlerin başında geliyor. Bu uygulama, hastaların ihtiyaçlarına göre hazırlanıyor ve özel bir bilgisayar programı aracılığı ile uygulanıyor. Göz içerisindeki tümörleri yok etmeyi amaçlayan bu tedavi yöntemi ile bugüne kadar pek çok hastamızı sağlığına kavuşturmayı başardık. Bu gibi tedavilere başlanmadan önce en önemli nokta ise, hastaların doğru olarak bilgilendirilmesidir.” ifadelerini kullanıyor.
İlgili Galeriler