Optisyenlere ve gözlükçülere düşen görev sıfır hatayla PD ve montaj yüksekliği ölçüsü alarak istenmeyen prizmatik etkiye yer vermemektir.
Şekil 1
Kişi primer bakış pozisyonda, herhangi bir refraksiyon kusuru olmadığı durumda, odaklandığı objenin görüntüsünü, gözde zaten var olan dört kırıcı ortamdan sırasıyla; kornea (saydam tabaka), humör aköz, lens (göz merceği) ve vitreustan geçirerek; retina (ağ tabakası), retina merkezi makula, makula merkezi foveaya düşürür (şekil 1). Gözün bu dört kırıcı ortamı görevini mükemmel bir şekilde idame ettirir.
Şekil 2
Göz, kırıcı ortamların oluşturduğu küçük, kısa ve komplike bir optik sistemdir. Şekil 2’de gördüğünüz optik eksen, gözün kırıcı ortamlarının merkezlerini birleştiren doğru olup pupillanın (göz bebeğinin) tam ortasından geçmektedir. Görme ekseni ise fovea ile bakılan objeyi birleştiren doğrudur. Optik eksen retinayı, fovea ile pupilla arasında bir noktada keser ve görme ekseni ile optik eksen arasında alfa açısı olarak bilinen 5 derecelik bir açı yapar.
Gözde herhangi bir refraktif kusur meydana geldiğinde, yani görüntü foveanın tam üzerinde değil de, önünde veya arkasında oluştuğu durumlarda optisyenler ve gözlükçüler, göz hekiminin yazmış olduğu reçete doğrultusunda gözün dört kırıcı ortamına ek bir mercek ekleyerek görüntüyü foveanın üstünde oluşturmakla mükellefler.
Şekil 3
Optisyenler ve gözlükçülerin amacı, en az bu dört kırıcı ortam kadar işlevini mükemmel bir şekilde yerine getirebilecek beşinci merceği eklemek olmalıdır. Bu mükemmeliyeti yakalamak ve istenmeyen prizmatik etkiye yer vermemek için optik eksen ile görme eksenini asal eksen boyunca aynı düzlemde çakıştırılmalıdır (şekil 3). Eğer gözlük kullanıcısının PD mesafesinde (göz bebekleri arası mesafe) ve montaj yüksekliğinde (göz bebeği ile çerçevenin en alt noktası arasındaki mesafe) yanlış karar verildiyse veya montajı sırasında yatay ve dikey merkezleme gerekleri yerine getirilmediyse, gözlüğü kullanacak olan kişi, camın optik merkezinin uzağından farklı bir noktadan bakacaktır. Bu durumda istenmeyen prizmatik etki meydana gelir.
Şekil 4
Şekil 4’te görüldüğü üzere bakılan obje “x” kadar yer değiştirilmiş olarak algılanır. Prizmadan ışınlar daima tabana doğru sapma gösterir. Prizmanın arkasından bakan kişi, prizmayı daima objeyi sapan ışın doğrultusunda algılar. Prizmatik etki, hem istenen hem de istenmeyen bir durum olarak karşımıza çıkabilir. İstenen prizmatik etki, doktor tarafından şaşılık tedavisi için reçetelendirilebilir. Ancak bizim burada detaylı olarak üzerinde duracağımız nokta, optik merkezden bakılmadığı durumlarda gelişen istenmeyen prizmatik etkidir.
Prentice Kuralı
İstenmeyen prizmatik etki, göz ile gözlüğün uyumunu zorlaştırır.
Prentice kuralında gördüğünüz üzere “C”, gözün optik merkezden uzaklaşma miktarı (cm cinsinden), “D” ise camın diyoptrisini ifade etmektedir. Buradan anlaşıldığı üzere cam diyoptrisi arttıkça istenmeyen prizmatik etki de doğru orantıda artacaktır. İstenmeyen prizmatik etki, uyumu zorlaştırmakla birlikte beynin bir kısmını meşgul ederek fazladan efor sarf etmesine yol açar. Bu durumda kullanıcının “gözlüğü takmak istememesi”, “baş ağrısı”, “göz yorgunluğu” gibi uyum semptomları ortaya çıkar. Camın diyoptrisi ne kadar yüksek olursa olsun, siz doğru ölçüleri aldıysanız prizmatik etkiye yol açmazsınız.
Şekil 5
Uzaklaşma miktarı arttıkça (pupilla ile optik merkez arasındaki uzaklık) istenmeyen prizmatik etki de artar. Bu uzaklaşma miktarı uzak-daimi gözlüklerde çok fazla önem taşımaktadır. Eğer PD ve montaj yükseklikleri doğru alındıysa, ∆=0xC diyoptriden ∆=0 olacaktır. Yani, prizmatik etki meydana gelmez. Optik merkez ile görme ekseni, asal eksen üzerinde çakışmadığı durumlarda ise şekil 5’da gördüğünüz gibi prizmatik etki gelişir. Prizma arkasından bakan kişinin baktığı objenin görme ekseni fovea üzerinde değil de, fovea dışında herhangi bir noktada oluşur. Bu istenen bir durum değildir. Örneğin, -5.00 numara bir camda 4 mm’lik bir merkezleme hatası yapıldığında 5×0.4(cm)=2∆ istenmeyen etki oluşur. Şekil 6’de ise optik merkez ile görme ekseni, asal eksen boyunca çakışmış olup görüntü foveanın tam üzerinde oluşmuştur.
Şekil 6
Optisyenlere ve gözlükçülere düşen görev sıfır hatayla PD ve montaj yüksekliği ölçüsü alarak istenmeyen prizmatik etkiye yer vermemektir. Her ne kadar küçük diyoptrili cam kesiyor olsanız da, işiniz bu mesleği düzgün yaparak gözlük kullanıcısına mükemmel görüşü sunmak olmalıdır. Bu da doğru çerçeve, doğru cam ve camın çerçeveye doğru montajı ile gerçekleşebilir.
Gözlük, kişiye özel yapılan optik sağlık gerecidir. Optisyenler sadece gözlük yapmaz aynı zamanda aldığı eğitim gereği sağlık danışmanıdır. Gözlükçüler ve Optisyenler Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Gözlükçü Taylan Küçüker’in de dediği gibi: Maalesef günümüzde; kanımızca optik sağlık gereci olan gözlüğü mal, optisyenlik müessesesini ticarethane, gözlük kullanıcısını müşteri olarak gören ticari zihniyetle mesleğimizi sağlık mesleği sınıfına taşımakta ciddi sıkıntılarımız var.
Kaynaklar: Opt. Çağatay Gülümser, “www.optisyen.info”
İlgili Galeriler