Gözlük Takmak Demans Riskini Azaltabiliyor

Görme sorunlarının tedavisi, bunama vakalarının beşte birini önleyebilir.

Araştırmaya göre yaşlı insanlarda demans vakalarının %19'u görme bozukluklarından kaynaklanıyor olabilir.

Demans vakalarının yarısının önlenebilir nitelikte olup, işitme cihazı ve gözlük kullanımına ihtiyaç duyan kişiler için bu durumun hayati önem taşıdığı ifade edildi. 

Yaşlılarda görülen bunama vakalarının beşte birinin, görme sorunlarının önlenmesi veya tedavi edilmesiyle önlenebileceği araştırmalarla ortaya konuldu.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre dünya genelinde yaklaşık 55 milyon demans hastası bulunuyor .

Ancak uzmanlar uzun zamandır bu tür durumların yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası olmadığını vurguluyor ve son araştırmalar , ele alındığında demans vakalarının %45'ini önleyebilecek veya geciktirebilecek 14 risk faktörüne işaret ediyor .

Ancak söz konusu çalışma, bunama vakalarının yaklaşık %2'sinin ileri yaşlarda tedavi edilmeyen görme kaybına bağlanabileceğini öne sürerken, daha geniş yelpazede görme bozukluklarını ele alan yeni bir çalışma, yaşlı insanlardaki bunama vakalarının %19'unun görme bozukluklarına bağlanabileceğini öne sürüyor.

Çalışmaları Jama Ophthalmology dergisinde yayımlanan araştırmacılar , "İleri yaştaki görme bozukluğunun demansa olan toplam katkısı önemli olabilir ve demans önleme stratejilerini bilgilendirmek için daha fazla incelemeyi hak ediyor" dedi.

ABD'de yaşayan, sağlık sigortası olan ve bakım evi veya diğer tesislerde yaşamayan 65 yaş ve üzeri 2.767 kişinin görsel fonksiyon değerlendirmeleri ve bilişsel fonksiyon verileri analiz edildi.

Ekip, görme bozukluğu ile bunama arasındaki ilişkinin gücünü kullanarak, nedensel bir ilişki olduğunu varsayarak, üç tip görme bozukluğuna atfedilebilecek bunama vakalarının oranını hesapladı.

Sonuçlar, bunama nedenlerinin yaklaşık %5'inin uzak görme bozukluğundan, yaklaşık %10'unun yakın görme bozukluğundan ve yaklaşık %15'inin kontrast duyarlılığındaki (gölge ve rengi ayırt etme yeteneği) sorunlardan kaynaklandığını göstermektedir.

Ekip, genel olarak demans vakalarının %19'unun en azından bu tür bir soruna bağlanabileceğini, bu rakamın 71-79 yaş aralığındaki kişilerde, kadınlarda ve Hispanik olmayan beyazlarda daha yüksek olduğunu söyledi.

"Daha da önemlisi, görme bozukluklarının yüzde 90'ından fazlası önlenebilir veya düzeltilebilir" dediler.

Çalışmaya katılmayan Loughborough Üniversitesi'nden Prof. Eef Hogervorst, araştırmalarının zayıf görsel hassasiyetin, demansı teşhisten 12 yıl önce tahmin edebileceğini gösterdiğini söyledi.

Bir olasılık, hem göz sorunlarının hem de bunamanın arkasında ortak bir mekanizmanın olabileceği, bir diğeri ise görme sorunlarının insanların sosyalleşme gibi bunamaya karşı koruma sağlayan aktivitelere katılma olasılığının daha düşük olması anlamına gelebileceğiydi. Üçüncü olasılık, görme kaybının bunamaya neden olabileceğiydi çünkü gözlerini daha az kullanan kişilerde dejenerasyon ve beyne daha az kan akışı vardı.

Hogervorst, "Son olarak birçok ülkedeki sosyal yoksunluk ve yoksulluk, insanların tıbbi yardım, randevu ve tedavi almasını zorlaştırıyor ve bunlar demans için önemli risk faktörleridir" dedi.

University College London'dan Prof. Anthony Khawaja, çalışmanın görme bozukluğunun tedavi edilmesi veya önlenmesinin bunama riskini azaltabileceğine dair artan kanıtlara katkıda bulunduğunu belirterek, göz muayenelerinin önemini vurguladı.

"Gelecekte, yerel göz doktorunuza yapacağınız bir ziyaret, sadece göz hastalıkları için değil, aynı zamanda diğer yaygın hastalık nedenleri (demans ve kardiyovasküler hastalıklar dahil) için de etkili bir tarama aracı olabilir" dedi.

Ancak Oxford Üniversitesi'nden Dr. Thomas Littlejohns, çalışmanın görme sorunlarının bunamaya neden olduğunu kanıtlayamayacağı konusunda uyardı. Çalışma, ABD'de sağlık sigortası olan küçük bir nüfus üzerinde yapıldı; bu da sonuçların daha geniş bir kitleye uygulanamayabileceği anlamına geliyor.

"Görme bozukluğunun bunamaya neden olup olmadığı konusunda jüri henüz karara varamamış olsa da, eğer öyleyse, bu durum çok çeşitli değiştirilebilir ve değiştirilemez risk faktörleri bağlamında olacaktır ve bunu hesaba katmak, daha geniş popülasyonda bunama riskini azaltmak için önemli olacaktır" dedi.

Kaynak: www.theguardian.com