Beni bilip tanıyanlar aşağıdaki 5 maddeli kısmı okumadan atlayabilirler, ama bilmeyenler için o kısmı okumak önemlidir.
Önümüzdeki Nisan Ayında Birlik Seçimimiz Var
130 DELEGE’YE BURADAN SESLENİYORUM!
Bazen diyorlar ki “sen toptancısın, ne karışıyorsun?” Bu sözdeki tınıyı duyuyor musunuz? Toptancılığın neden küçümsendiğini hiç anlamıyorum. Sanırım o noktada “kedinin ulaşamadığı ciğere mundar demesi” deyimi, bu küçümseme hallerini daha iyi anlatır ama bu yazıda konumuz bu değil. Yazıya böyle başlamamın nedeni, yazıyı hangi kimliğimle yazdığıma vurgu yapmak içindir.
Evet ben bir toptancı firmanın başkanıyım. Ama aynı zamanda bir gözlükçüyüm de. Ve bu yazıyı da gözlükçü kimliğimle yazıyorum.
Beni bilip tanıyanlar aşağıdaki 5 maddeli kısmı okumadan atlayabilirler, ama bilmeyenler için o kısmı okumak önemlidir, çünkü anlatacağım olayı kavramak için iş yaşamımdaki farklı kimliklerimi bilmek önem arz etmektedir.
- Dedemden, babamdan devraldığım gözlükçü kimliğim,
- Bugün, ülkemizin 33 ilinde bulunan 47 şubesiyle ve dinamik 460 kişiyi aşkın kadrosuyla, Türkiye’deki toplam 7,400 optisyenlik müessesesinin %86’sına kontak lens ve gözlük camı tedariği hizmeti sunan Opak Lens San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı kimliğim,
- Optik cam, kontak lens ve lens solüsyonu üretimi, ithalatı, ihracatı yapan Cihan Medikal San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Başkanı kimliğim,
- Optisyenlik müesseselerinin günlük gelişmeleri takip edebileceği, sektöre ilişkin haberleri hızla alabilecekleri ve kendilerine yönelik projelerle kendi seslerini duyurabilecekleri haber portalı Optik Gazete’nin bağlı bulunduğu şirket olan HC Kontak Lens Deposu Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı kimliğim,
- İzmir’de OPAKAY adı altında multifokal (RX) cam üretimi yapan Akay Optik San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı kimliğim.
Şimdi ana konuya geçiyorum ve tarihler veriyorum.
6 MART 2020
Optik Gazete’de bir yazım yayınlandı. Başlığı; “Oda ve Birlik Seçimlerinde Hepimizin Bir Oyu Var. Dikkatli Kullanalım.”
İlk fırsatta bu linke tıklayıp okumanız, “aman dikkat” diye o zaman yazdığım yazının bugüne etkilerini görmek açısından önemlidir. Yazıda özetle diyorum ki “ben başkanlığa aday olmayacağımı en başından beri söyledim. Derdim seçilmek değildir. Ama hepimizin birer oyu var. Oyunuzu kime vereceğinizi söyleyemem, ama kimlere vermemeniz gerektiğini yazıyorum ki, o değerli oylarımız boşa gitmesin. Birlik ve Oda oluşumlarımızda bizi temsil edecek kişiler yasalara uyan, ahlaklı, liyakat sahibi kişiler olsun. Oylarımız kendi cebini, kendi kazancını, kendi konumunu Oda ve Birlik’te yönetime gelerek yükseltmeyi hedefleyen kişilere gidip ziyan olmasın. Oylarımız sektörümüze zarar verecek kişileri o konumlara getirmeye vasıta olmasın.”
Ve o yazıda, tam da böyle bir risk taşıyan bir kişiyle ilgili bir olay anlatıyorum. Tabii ki isim vermiyorum. Ama dikkatli olmaları için tuzağa düşmek istemeyen okurları aydınlatacak bilgileri paylaşıyorum.
Opak Lens Yönetim Kurulu Başkanı kimliğimle yazdığım yazının olayı anlatan o kısmını buraya aynen alıntılıyorum:
“Bir müşterimiz var. Bir buçuk senedir aldığı ürünün ödemesini yapmıyor. Tahsilata gidenlere “ödeyemeyeceğim” diyor. “Mahkemeye verin,” diyor. Tüm süreçlerde tıkanınca, mecburen mahkemeye veriyoruz. Mahkemede ürünü aldığını inkar ediyor. Her şey faturalı, sipariş günü belli, teslimat kaydı var. Bir kerede değil, birçok kerede aldığı ürünlerin belgelerini bir sonraki davada delil olarak sunduğumuzda başı derde girecek. Şahsen tanıdığım birisi. Olay bana intikal ettiğinde “biz kendimizi aklarken, o yalan beyandan ötürü sorun yaşamasın” diye düşünerek dayanamayıp arıyorum. Bana söylediği şey şu; “zaman kazanmak için yaptım.” Bu cevap çok çarpıcıdır. Bu cevaptan o kişinin ticari ahlak seviyesini tespit etmek çok kolaydır. Bunu okur okumaz herkes benim gibi düşünecektir eminim. Bana göre ticari ahlakı sıfır olan böyle bir kişiyle olan tüm iş bağlantılarını derhal kesmek gerekir. Biz Opak Lens olarak zaman zaman bağımsız optiklere maddi sıkışıklıklar yaşadıklarında yardımcı oluyoruz ama takdir edersiniz ki, bu tip kişilere değil! Bunu söyleyen kişinin ismi şu anda …… Optisyen-Gözlükçüler Odası Başkanlığı asil listesinde… Bu kişinin oda yönetimine girdiğini düşünün, bu kişiye güvenebilir miyiz?”
BUGÜN
Yazıdaki kişi şu anda …… Optisyen-Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu’nda üst düzey bir görevdedir. Ve kendisinin, “seçilmiş” bir kişi olarak, seçildiği tarihte hemen koruma altına alındığını düşünmüştür.
Ama acaba öyle mi? Gelişmeleri izleyiniz…
23 MART 2020
Evet, Türk Optisyen-Gözlükçüler olarak henüz etik kurallarımızı çerçeveleyen bir Deontoloji Tüzüğümüz yok maalesef. Ama şu yukarıdaki olayı okuyunca bunun hiçbir şekilde iş ahlakına sığmayacak bir tavır olduğunu hepiniz takdir edersiniz eminim. Ve böyle bir kişinin geldiği pozisyonu kullanarak daha neler yapabileceğini de hayal edebilirsiniz. O nedenle ben de bu kişinin yönetime geçmesinden hemen sonra harekete geçtim.
Harekete geçme nedenim şuydu. Bu kişi maalesef tüm uyarılarımıza rağmen seçildi ve yönetimde görev aldı. Ancak birlikte görev aldığı kişilerin kiminle çalıştığını bilmesi, o Oda’nın sektörün hayrına iş yapması açısından çok önemlidir. Dolayısıyla kiminle çalıştıklarını bilmeleri ve gerekli işlemi yaparak Oda Yönetim Kurulunu ve Oda’yı etik açıdan temiz tutmaları için kendilerine resmi bir bilgilendirme ve talep yazısı gönderdim. Ve sektörümüzün kurucu bir yasayla temin edilen genel düzenleyici işlemlerine muhalefet eden bu şahsın derhal hakkında gerekli disiplin soruşturma ve kovuşturması yapılması talebimizi belirttim.
Cevap bile vermediler!
Resmi bir yazıya dönülmesi gereken sürenin üzerinde çok uzun bir süre bekledik, ancak bir cevap alamadık. Hayatım şaşırmakla geçiyor… Bu nasıl bir yönetimdir, bu nasıl bir bakış açısıdır, bu nasıl bir yaklaşımdır?
BUGÜN
Merak etmeyin, Konu cevapsız kalmadı. Biz yine cevabımızı aldık. Aldık, aldık ama, sebatkar olduğumuz için aldık.
Cevabı nasıl aldık biliyor musunuz?
2 TEMMUZ 2020
Mahkemeye başvurduk. Başkası olsa bu konuyu belki sineye çekebilir. Ancak benim için konu “sektörümüzün bir bölge odasının yönetiminde olan böyle bir kişinin sektöre zarar verme risk”ini barındırıyor ise ve o Bölge Oda Yönetimi bu konudaki resmi başvuruya cevap vermeyip, kulağının üzerine yatıyorsa o durum sineye çekilebilecek bir durum değildir.
Şimdi size de “bu söz konusu şahıs”, bu Bölge Oda Yönetimi tarafından korunuyor gibi görünmüyor mu?
Tabii ki çalışma arkadaşlarını korursun, yanlışlık yapıldıysa çözüm bulmaya çalışırsın. Yanlışlıklar insanidir. Ancak ortada yetki sahibi bir kişiyle ilgili etik bir sorun varsa o zaman “koruman” gereken şey Oda’nın kendisidir, itibarıdır ve onların da öncesinde korunması gereken şey sektördür.
Mahkemeye başvurunca ne oldu dersiniz?
5 MART 2021
Yapılan duruşmada pandemi öne sürülerek, bahaneler sıralandı! Mahkemede “salgın hastalık nedeniyle idare nezdinde toplantıların yapılamadığı, davacının başvurusunun ardından yapılan ilk toplantıda şikayet başvurusunun Disiplin Kurulu'na sevkine yönelik olarak karar alındığı,” şeklinde bir savunma yapıldı.
Yani mahkemeye sundukları beyanda diyorlar ki, aslında ihtarnamemizi alınca o şahsı Disiplin Kurulu’na sevk etmek üzere karar almışlar. Almışlar da aradan geçen aylar boyunca sevk etmemişler. Bize de Disiplin Kurulu’na sevk edeceklerini haber vermeyi gerek görmemişler.
Ahlaki konular en özenle, en titizlikle, en hassas teraziyle ve zaman geçirmeden, ivedilikle ele alınması gereken konulardır. Burada durum böyle olmadığı gibi, mahkeme baskısı gelmeden kılını bile kıpırdatmamış bir yönetimden söz ediyoruz!
BUGÜN
Yazık değil mi?
Zamana, emeğe, harcanan paraya yazık değil mi?
Optisyenlik müesseseleri 1 yıldır sürmekte olan pandemiye dayanmak için canlarını dişlerine takmış çalışıyorlar. Herkes 3 kuruşunun hesabını yaparken, Oda ve Birlik yönetimine aidat vermenin en zor olduğu dönemde, bu mahkemenin dava masrafları ve avukatlık bedeli o zar zor kazanılan, dişten tırnaktan arttırılmış paradan ödenecek. Yazık değil mi?
Hesap sorulması gerekmiyor mu şimdi bu yönetim kuruluna külliyen?
Evet, söz konusu dava sonuçlandı. Duruşma günü belirlenerek taraflara tebliğinin edildikten sonra söz konusu Bölge Gözlükçü-Optisyenler Odası 27.02.2021 tarihinde hemen alelacele bir dilekçe hazırlayarak yaptığımız şikayet başvurusuna ilişkin gerekli disiplin işlemine başlandığını beyan etmiş ve bundan 5 gün önce de bu konuda Oda’nın karar aldığını bildirmiş.
Tebliğ ardından gelen bu dilekçe, salgını da göz önünde bulundurarak mahkeme tarafından kabul edilmiş ve bu konudaki mahkeme sürecimiz davanın konusuz kaldığı kararıyla tamamlanmıştır.
Karar iki yönden çok manidardır. Aşağıya kopyalıyorum, dikkatlice okumanızı öneririm.
‘’Açıklanan nedenlerle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer
olmadığına, davanın açılmasına yol açtığından dolayı aşağıda dökümü yapılan 276,90-TL
yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için
belirlenen 3,110,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan
posta ücretinin istegi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren otuz
(30) gün içinde Ankara Bölge Idare Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere,
05/03/2021 tarihinde, oy birligi ile karar verildi.’’
Yukarıdaki mahkeme kararının son bölümünde özellikle altını çizdiğim üzere, “DAVANIN AÇILMASINA YOL AÇTIĞINDAN DOLAYI” ifadesi 1 sene boyunca gereğinin yapılmaması ve şahsın Oda tarafından korunup kollanması üzerine verilmiş bir karardır.
Ve bu karar oy birliği ile verilmiştir.
Ve elbette ki “davanın açılmasına yol açtığından dolayı” ifadesinden de anlaşıldığı üzere mahkeme sonucunda davanın tüm masraflarının ödeme yükümlülüğü, böyle önemli bir konuda bu kadar duyarsız davranan söz konusu Bölge Optisyen-Gözlükçü Odası’na verilmiştir.
Toplam 3,386.90 TL söz konusu Bölge Optisyen-Gözlükçüler Odası tarafından davayı açan şirket Opak Lens’e ödenecektir.
Lütfen bu meblağı optisyenlik müessessenizde ne zorluklarla kazanıp kenara koyduğunuzu düşünün.
Yazık değil midir?
Hukuka aykırılık sebebiyle davaya konu edilen bu olay nedeniyle ortaya çıkan bu bedel o Oda’nın masraf defterlerinde yer alacak, ama o bölgede çalışan gözlükçü-optisyenlerin cebinden çıkacaktır. Aslında yapılması gereken en doğru şey bu kişiye bu masrafların Oda’ya geri ödetilmesi veya huzur hakkı diye aldıkları maaştan kesilmesidir.
Ben bu kadarını söylüyorum, siz daha fazlasını anlarsınız diye umuyorum.
Bu noktada bir not düşmekte de ayrıca bir fayda var. Doğal olarak ben bu mahkemeyi açarken tüm süreçlerin ödemelerini yapmıştım. Bu benim en başından itibaren, hak yerini bulsun diye başlattığım çalışma karşılığında zaten göze aldığım ve ödediğim bir meblağ idi. Dolayısıyla Oda’nın ödeyeceği avukatlık masrafları benim gözümde bir kazanç değildir. Söz konusu 3.386.90 TL davayı açan şirketimizin adına Mehmetçik Vakfı hesabına bağış olarak daha bize geri ödeme yapılmadan şimdiden yatırılmıştır. Bağış belgesini aşağıda görebilirsiniz.
Bir diğer notum da ahlaklı, çalışkan ve gerçekten bölgesinde bulunan meslektaşlarına hizmet sunmak üzere görev almış Oda ve Birlik yöneticilerine. Bu bahsettiğim konunun onların şahsıyla bir alakası yoktur. Alakası olanlar kendilerini her zaman çok iyi biliyorlar. Ve bu tür ticari ahlaksızlıklar karşısında yılmadan sonuna kadar mücadele edeceğimi ve doğru bildiğimi yapmaktan geri durmayacağımı da biliyorlar…..
SEÇİLMİŞ OLMANIZ, YASALARA AYKIRI DAVRANDIĞINIZ TAKDİRDE SİZİ KORUMAZ.
Önümüzde Türk Optisyenler ve Gözlükçüler Birliği’nin seçimi var. Buradan meslektaşlarıma seslenmek istiyorum. Seçeceğimiz kişileri ince eleyip sık dokuyalım ve meslek etiğine uygun gördüğümüz kişileri seçelim. Aksine dokunulmazlık ve rant sağlamak istedikleri için bu mevkilere gelmek isteyen kişileri seçmeyelim.
Lütfen hepimiz bu konularda uyanık olalım. Her türlü haksızlık ve adaletsizlik karşısında durmak hepimizin mesleki ve vatani görevidir. Sağlıcakla kalın.
H. Erol Harbi
Yönetim Kurulu Başkanı
Harbi Optik
Opak Lens
Akay Optik
Cihan Medikal
Optik Gazete
İlgili Galeriler