Avrupada en saygın meslekler arasında yer alan Optisyenlik maalesef ülkemizde lobilere kurban edilmektedir.
Eczaneler ve optisyenlik müesseseleri sağlık hizmeti veren birbirine benzer iki kuruluştur.
Bu kuruluşların ruhsatlandırmasını ve denetlemesini Sağlık Bakanlığı yapmaktadır.
Ne var ki bu iki işletmenin Sağlık bakanlığınca görünüşü çok farklıdır. Tam bir çifte standart söz konusudur.
Eczacıların bir oda ile temsil ediliyor olması ve büyük oranda ortak hareket edebilmeleri sebebiyle çağımıza uygun mesleğin ihtiyacı olan yasaları bakanlık ve meclisten çıkarttırabilmektedirler.
Optisyenlik müesseseleri bu konuda ismi kalabalık Federasyon, konfederasyon, dernek vs. vs kurmuşlar ancak bu birliklerin başındaki yetkililer birbirleri ile kavga etmek ve sorunların içinden çıkılmaz hale gelmesi için ne gerekiyorsa yapmaktadırlar.
Optisyenlik müesseselerinin başlıca sorunlarını şöyle sıralayabiliriz:
1) Yerleşim yerlerinde ihtiyaçtan fazla müessese açılmasına müsade edilmesi,
İhtiyaçtan fazla açılan müessesler sebebiyle her yıl onlarca müessese kapanmak zorunda kalmaktadır. Mağaza teşrifatları, sıfır alınan makinaların 2.ele düşmesinden oluşan değer kaybı, cam ve çerçeve toptancılarına ödenemeyen milyonlarca para, haksız rekabet, fiyatların ve karlılıkların kurtarmayacak seviyelere çekilmesi ve top yekün o bölgenin bu meslek açısından zarar etmesine sebep olmaktadır. Bu olay eczanelerde de görülmüş ve yeni yayınlanan eczacılık kanununda (12 Nisan 2014 , 28970 nolu resmi gazete) bir bölgede açılacak eczane 3500 kişiye bir eczane sınırlaması getirilmiş ve buna göre düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler adalet gereği optisyenlik müesseseleri içinde gerekli şartlar tanımlanıp uygulanmalıdır.
2)Mesul müdürlük sisteminin eczanelerde uygulandığı gibi uygulanması,
Yine 12 Nisan 2014 te yayınlanıp yürürlüğe giren eczanelerle ilgili kanunda 5.Madde 1.Fıkrasında "eczaneler bir eczacının sahip ve mesul müdürlüğünde açılır" ibaresi yer almaktadır. Buna göre bir eczane açacak bir kişi veya şirket açacağı eczaneyi oradaki mesul müdürün üzerine yapmak zorundadır. Bu eczane işletmeciliğinde zincirleşmenin önüne geçmekte ve mesleğe doğal bir koruma sağlamaktadır. Benzer işleri yapan optisyenlik müesseseleri maalesef mesul müdür çalıştırarak zincirleşmeye gidip küçük esnaf niteliğindeki optisyenlik müesseselerinin önünü kesmektedir.
3) Hastaların muayene imkanına ulaşması çok zor
Göz muayenesi olmak isteyen bir hasta 15-20 gün sonrasına sıra alabilmektedir. AB ülkelerinde 12.000 kişiye bir göz doktoru düşerken türkiyede bu ortalama 26.315 kişiye bir göz doktoru düşmektedir. Ayrıca AB ülkelerinde göz doktorları sayısının en az 2 aktı Optometrist bulunmakta ve optometristler de ön göz muayenesi ve ölçümü yapmaktadırlar. AB ülkelerinde ortalama gözlük kullanımı %55-60 arası iken Türkiyede bu oran %15-17 arasındadır. Bu ülkemizde göz sağlığının çok iyi olmasından değil muayene imkanın çok kısıtlı olmasındandır.
4) İşportada satılan numaralı gözlük ve güneş gözlüklerinin satışının önlenmesi,
Gözlük bir sağlık gerecidir ve reçete ile satılması gerekir ancak oyuncak ve hediyelik eşya diye ithal edilen numaralı gözlükler okuma gözlüğü adı altında hem internette hem de pazarlarda tezgahlarda satılmaktadır. Hatta bilinen zincir marketler bile indirim sepetlerinde 5-10 TL ye bu ürünleri satmaktadırlar. Aynı durum güneşin zararlı ışınlarından koruması gereken güneş gözlükleri için de geçerlidir. Bu gözlüklerin satıldığı tezgahlarda mide hapların, kanser ilaçlarının, öksürük şuruplarının satıldığını hayal edin. Bunu engelleyen kolluk kuvvetleri neden konu gözlük olunca yeterli denetlemeleri yapmamaktadır.
5) İhtiyaçtan fazla optisyen yetiştirilmektedir
AB ülkelerinde ortalama 12.000 kişiye bir optisyenlik müessesi düşmektedir. Bu baz alındığında ülkemizde 6.000 optisyenlik müessesi olması gerekir. Bu meslek için gerekli gelecek planlaması yapılmamıştır. Son yıllarda özel üniversiteler ücretli öğrenci kabul edebilmek için Optisyenlik bölümü açmışlar ve bölüm sayısı 37 ye çıkmıştır. Her üniversite yıllık ort.40 öğrenci mezun ederse 1480 yeni optisyen mezun olmuş olacak ve bunlarda yeni işyeri açma girişiminde bulunacaklardır. Açılan bir işletme ort.25 yıl faaliyet gösterse bu hızla gidere 25 yılda mezun olan öğrencilerin yarısı bile işletme açsa 25x1480/2 = 18.500 işletme yapar buda olması gereken sayının 3 katı fazladır.
6) Optisyenlik bölümü mezunları kamuda istihdam edilmelidir
Optisyenlik bölümünden mezun olanlar Optisyen ünvanıyla adlandırılır. Bugüne kadar kamu atamalarında Optisyen ünvanı ile atama yapılmamıştır. Oysa Optisyenlik müesseselerinin açılması, denetlenmesi ve takibi aşamalarını optisyen olmayan şahıslar yapmaktadır. Eczacıyı denetleyen eczacı iken optisyeni denetleyen sağlık memuru veya başka branştan bir memurdur. Bu birçok problemlere yol açmaktadır. Sağlıklı denetimlerin yapılamaması da bundan kaynaklanmaktadır. Ayrıca sözleşme yaptığımız SGK da Optik sözleşmesini yapan kişi, bizim her ay gönderdiğimiz reçeteleri denetleyen kişiler de optisyen değildir ve bu durumda ciddi problemlere yol açmaktadır. Ayrıca göz doktorlarının yanında göz ölçümü yapan kişiler de optisyen veya doktor değil ya hemşire yada taşeron firma çalışanıdır. Optisyenlere tanınmayan bu hizmet lise mezunu bireylere yaptırılmaktadır.
7) Optometri bölümü ülkemizde bilinçli olarak engellenmektedir
AB ülkelerinin tamamında ve dünya ülkelerinin ülkemiz hariç hemen hemen tamamında bulunan optometri bölümü ülkemizde maalesef belirli lobilerin engeline takılmaktadır. Diğer dallarda olduğu gibi göz alanında da teknikerlik mühendislik doktorluk kademeleri tamamlanmalıdır. Optisyenler isterse optometri bölümünde lisans tamamlama fırsatını yakalamalılar. Optometristler diğer dünya devletlerinde olduğu gibi ön göz ölçümlerini yapacak görme kusuru olan hastaların kolaylıkla gözlük almasını göz hastalıkları olan hastaların oftalmoloğa sevkedilmesini sağlayarak hem erken teşhise katkıda bulunacak hem de halkımızın kolaylıkla göz muayenesi imkanına kavuşmasını sağlayacaklardır. 1992 yılında açılan ancak lobiler tarafından optisyenliğe çevrilen optometri bölümü acilen açılmalıdır.
8) İnternetten numaralı lens ve gözlük satış engellenmelidir
Birçok internet sitesi numaralı lens ve gözlük satışı yapmaktadır. İnternetten ilaç satılması yasak olduğu gibi kontak lens ve gözlük satışı da yasak olmasına rağmen yeterli denetim ve yaptırımlar olmadığı ve acele edilip bu siteler kapatılmadığı için internet üzerinde satış yapan site sayıları her geçen gün artmaktadır. Burada da çifte standart gözlenmektedir. Eczanelerin satışını yaptığı ilaçların internet üzerinden satışı yapıldığında sağlık bakanlığı, ticaret bakanlığı ve diğer kurumlar alarma geçerken söz konusu optisyenlik müesseseleri olunca aynı duyarlılık gösterilmemektedir.
8) Optisyenlik firmalarının TV reklamları engellenmelidir
Kanuna aykırı olarak TV de reklam veren zincir optik mağazalar ceza almalarına rağmen aynı fiili tekrar tekrar yapmaktadırlar. Cezayı şubelerine pay ederek reklam parası gibi göstermekte ve yasak olan reklamlarını tekrar yayınlattırmaktadırlar. Böylece bilinirliklerini daha çok sağlayıp haksız rekabet etmektedirler. Bu durumda olan optik mağazalar 1.ve 2. Cezadan sonra süresiz kapatmaya gidecek olsalar bu reklamlara devam edebileceklermidir. Verilen ceza bir optik işletmesi için fazla olmakla beraber 50-60 şubesi olan bir zincir mağazaları için mağaza başı küçük bir rakam teşkil etmekte ve caydırıcılığını kaybetmektedir.
9) SGK ile yapılan anlaşmalarda ödenen ücretler yeniden düzenlenmelidir
SGK 2004 yılından bu yana yaklaşık aynı rakamları ödemektedir. Yıllık enflasyon oranında bir artış olması kaçınılmazken bu bile yapılmamıştır. Ayrıca 2 yılda bir hastaya verilen gözlük hakkı 3 yılda bir e çıkartılmıştır. Bu konunun derhal yeniden gözden geçirilmeye ihtiyacı vardır.
10) Gözlük ithalatı, imalatı, yeniden tanımlanmalı
Koruyucu gurupta olan güneş gözlükleri optik gözlükler statüsüne sokulup ithalatı ona göre düzenlenmesi gerekmektedir.
Optisyen VEDAT SAKARYA
Kaynak:optisyence.blogspot.com
İlgili Galeriler