Göze uygulanan aşırı baskı uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna ve göz yüzeyinde travmalara ve keratokonusa sebep olabilir.
Göz ovuşturanlar dikkat!
Gözünü ovuştururken retinanıza zarar verebilirsiniz. Uzmanlar uyardı. Ovuştururken elinizdeki mikropları göze taşıyorsunuz. Göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna ve göz yüzeyinde travmalara ve keratokonusa sebep olabilir.
Gözünü ovuştururken retinanıza zarar verebilirsiniz. Uzmanlar uyardı. Ovuştururken elinizdeki mikropları göze taşıyorsunuz. Göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna ve göz yüzeyinde travmalara ve keratokonusa sebep olabilir.
Göz ovuşturmanın bazı göz sağlığı problemlerine neden olabileceğine dikkat çeken Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Yamiç, “Göz ovuşturmak; elimizle mikropları gözümüze taşıdığımız için göz enfeksiyonlarına, göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna ve göz yüzeyinde travmalara ve keratokonusa sebep olabilir” dedi.
Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Yamiç, göz ovuşturmanın neden olabileceği sağlık problemleri ve keratokonus (kornea hastalıkları) hakkında açıklamalarda bulundu.
“Göz Enfeksiyonlarına Neden Olabilir”
Gözlerimizi ovuşturmanın bazı göz sağlığı problemlerine neden olabileceğine değinen Op. Dr. Yamiç, “Göz ovuşturmak; elimizle mikropları gözümüze taşıdığımız için göz enfeksiyonlarına, göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna, göz yüzeyinde travmalara sebep olabilir. Aynı zamanda korneanın şeklini değiştirdiği için astigmata da neden olabilir” şeklinde konuştu.
“Keratokonus Zamanla Görme Kaybına Sebep Olabilir”
Göz ovuşturmanın ayrıca keratokonus adlı kornea hastalığına da yol açabildiğine dikkat çeken Op. Dr. Yamiç, “Keratokonus, gözümüzün ön kısmında bulunan ve şeffaf bir yapıya sahip olan korneanın öne doğru sivrilerek koni şeklini almasıdır. Sebebini tam olarak bilmediğimiz bu hastalığın yapılan bilimsel çalışmalarla genetik geçiş sonucunda ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bazı bağ dokusu hastalıkları ve gözü ovalamak, risk faktörleri arasında gösterilebilir. Korneanın şeklinin bozulmasıyla gözün kırıcılık gücü değişir ve ilerleyici miyop ve astigmat oluşur. Bu da kişinin görme kalitesini bozarak ilerleyen zamanlarda görme kaybına sebep olabilir” diye konuştu.
“En Sık 10-20 Yaş Arasında Görülüyor”
Hastalığın görülme yaşlarından bahseden Op. Dr. Yamiç, “Keratokonus değişkenlik göstermekle birlikte en sık 10-20 yaş arasında görülmektedir. Hastalık 10-20’li yaşlarda daha sık görülüyor. Bu yaşlarda daha sık görülmesinin sebebi, gözün gelişiminin ve büyümesinin devam etmesi ve 40 yaş sonrası vücudun doğal olarak korneayı güçlendirerek hastalığı stabil hale getirmesidir” dedi.
“Her İki Gözü De Etkiler”
Keratokonus hastalığının belirtilerini anlatan Op. Dr. Yamiç, “Genellikle her iki gözü de etkiler. İki göz arasında çok farklı sorunlara neden olabilir. Belirtiler her gözde farklı seyredebilir ve zaman içinde değişiklik gösterir” dedi.
“Gözde Kızarıklık Ve Görüşte Bulanıklık Belirtilerine Dikkat”
Op. Dr. Yamiç, erken aşamadaki keratokonus belirtilerini şöyle açıkladı:
“Görüşte hafif bulanıklık, düz çizgilerin bükülmüş veya dalgalı görünmesi nedeniyle görmede hafif bozulma, ışığa ve parlamaya hassasiyet, gözde kızarıklık veya şişme.”
“İleri Aşamalarda Kontak Lensler Göze Uymayabilir”
İleri aşamalarda belirtilerin daha belirgin hale geldiğini dile getiren Op. Dr. Yamiç, ileri aşama keratokonus belirtilerinin ise görme bozukluğu ve bulanık görmede artış, miyop veya astigmatizm bulgularında artış ve gözlük gereksinimi, korneada çıkıntı yaptığı için kontakt lenslerin göze uymaması ya da rahatsızlık vermesi şeklinde olduğunu ifade etti.
“Kornea Aniden Şişebilir”
Keratokonusun erken evreden geç evreye geçişinin genellikle yıllar sürdüğünü aktaran Op. Dr. Yamiç, “Fakat bazı insanlarda kötüye gidiş daha hızlı bir şekilde gerçekleşir. Kornea aniden şişebilir ve korneada skarlaşma adı verilen kalıcı sertleşme başlayabilir. Kornea; skar adı verilen bu yara dokusu ortaya çıktığında, yumuşaklığını ve berraklığını kaybeder. Sonuçta görüş daha da bozuk ve bulanık bir hale gelir” dedi.
“Göz Numaraları Çok Sık Değişir”
Keratokonus hastalığında, ilerleyici miyop ve astigmat oluşturduğu için hastanın bulanık gördüğünü belirten Op. Dr. Yamiç, “Göz numaraları çok sık değişir, hastalar gözlük kullanmasına rağmen uzağı net göremez. Keratokonus hastalığı tamamen ortadan kaldırılamasa da, hastalık belli başlı tedavilerle durdurulabilir. 40 yaş sonrası ilerleme olmaz” diye konuştu.
“Tedavisi Hastanın Yaşına Göre Değişir”
Keretokonus hastalığının, tedavi edilmediği takdirde ilerleyici görme kaybına neden olabileceğini vurgulayan Op. Dr. Yamiç, hastalığın tedavisinin, hastalığın düzeyine ve hastanın yaşına göre değiştiğini söyledi. Op. Dr. Yamiç, uygulanabilecek tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı:
“Cross-linking (korneal çapraz bağlanma), korneal halka, PTK lazer, hibrit lazer, kontakt lens, sert kontakt lens, hibrit lens ve jornea nakli.”
Kaynak: www.yeniakit.com.tr
İlgili Galeriler