"Haksız Rekabet Yapılıyor! Yasa Çiğneniyor"
HAKSIZ REKABET YİNE GÜNDEMDE!
Reçete ile Markaya Yönlendirmenin
Perde Arkası
23 Ekim 2020 tarihinde Optik Gazete’de “Haksız Rekabet Yapılıyor! Yasa Çiğneniyor.” başlıklı bir yazım yayınlanmıştı. Bu yazının ana konusu; yasaya aykırı olduğu halde bazı göz hekimlerinin göz kırma kusurlarını reçetelerken optik cam konusunda marka yazması ve bunun haksız rekabete yol açmasıydı.
O dönemde bazı optiklerden gelen şikayetler üzerine böyle bir yazıyı kaleme alarak herkese duyurma gereği hissetmiştim. Reçeteye cam markası yazmak yasak olduğu için, bazı yabancı sermayeli optik cam üreticileri kanıt teşkil etmesin diye yan bir yol bulmuşlar, reçete yanında verilecek etiketler, kuponlar bastırmışlardı. Ben de bu bilgi üzerine yazdığım yazıda yönetmeliğe aykırı durumları şu şekilde özetlemiştim:
“Reçetenin üzerine herhangi bir marka yazılamayacağı gibi, reçetenin yanı sıra bir etiket, bir kupon, bir broşür ya da buna benzer basılı bir kağıt üzerinde optik cam markası verilemez, veya boş bir kağıt üzerine yazarak da verilemez. Ve hatta sözlü olarak da kullanıcı hekimler tarafından bir markaya yönlendirilemez.”
Maalesef bu sorun artarak devam ediyor!
Artmasının iki nedeni olabilir:
- Ya bazı optisyenlik müesseseleri bunun yaşandığını bildiği halde çok önemsemiyor. “Ne yapalım, reçete böyle geliyor,” diyerek, işine bakıyor. Yani duruma göz yumuyor!
- Ya da bu konu açıldığı zaman, “nasılsa bize bir ceza kesilmiyor,” diye düşünerek, yasa dışı bu duruma doğrudan destek veriyorlar.
Evet bu ceza, yönetmelik kapsamında, sadece reçeteye ürün ismi ya da marka yazan göz hekimine, o hekimin bulunduğu hastaneye ve o markanın üreticisi ya da Türkiye temsilcisine kesilebilir. Ama yasa kapsamında sorumlu olmasa da, her optisyenlik müessesesi böyle bir işten haberdar veya işbirlikçisi ise, ahlaki açıdan hemen şikayette bulunması gerekir. Çünkü burada gerçekten ekonomik açıdan ciddi bir haksız rekabet ve ahlaki açıdan da bir hak yeme durumu vardır.
Geçtiğimiz hafta, 17 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Optisyen-Gözlükçüler Odası bu konuyu da içine alan bir toplantı organize etti. Opak Lens-Akay Optik olarak biz de cam üreticileri için düzenlenen bu toplantıya temsilcilerimizi gönderdik. Bölge Oda’mızın daha önce dikkat çektiğimiz bu konuda aksiyon alması çok önemlidir. Kendilerini bu konuda harekete geçtikleri için ayrıca kutluyorum.
DİKKATİNİZİ ŞU NOKTAYA ÇEKMEK İSTİYORUM:
Bugüne kadar bu konuda şikayetlere konu olan ürün yönlendirmeli reçetelerin hep aynı yabancı sermayeli ya da yabancı ortaklı cam üreticisi firmalara ait olduğunu görüyoruz! Ve bu yönlendirmeli reçetelerin onda biri yerel optiklere gidiyorsa, inanın onda dokuzu da yabancı sermayeli zincir mağazalara gitmektedir.
Maalesef yasaya uyanlar bu durumda mağdur olmaktadırlar. Ve yabancı sermayeli bazı firmaların bu tavrı nedeniyle, yerli üreticiler ve yerel bağımsız optisyenlik müesseseleri mağdur olmaktadırlar.
BU KONUNUN ÇÖZÜMLENMESİNDE KİMLERE SORUMLULUK DÜŞMEKTEDİR?
- Şu anda %100 yerli sermayeli veya ortaklı olan yerel cam üreticisi firma sayısı 4-5 civarındadır. Bizim de içinde bulunduğumuz bu yerel üreticiler bu konuya sahip çıkmak durumundadırlar. Ve kendi satış yaptıkları kanallar üzerinden, sahada bu yasa dışı yürütülen yönlendirme işlemine denk geldiklerinde mutlaka harekete geçmelidirler.
- Tüm yerel bağımsız optisyenlik müesseseleri bu konuda uyanık davranmalıdırlar.
- Kendisine böyle bir reçete geldiği halde ilgili İl Sağlık Müdürlüğüne şikayet etmeden, “iş iştir” diye düşünerek satış yapmak, başkasının hakkını yemektir. Bir kereliğine bile olsa, böyle bir konu asla göz ardı edilmemelidir. Göz yummak aslında suç ortaklığıdır ve suçun genişlemesine, büyümesine yol açar.
- Kendisi de bu suçun bir parçası olarak hareket eden optikler ise, doğrudan yasa dışı olaya destek veriyorlar, komşusunun hakkını alenen yiyorlar demektir. Unutulmasın ki aslında çevresinde bir yabancı sermayeli zincir mağaza olduğunda, yabancı cam tedarikçisi bu yönlendirmeleri kendisine değil, yabancı zincir mağazaya kazandırmaya çalışacaktır.
- Bazı optikler ise böyle yönlendirmeleri başkalarına kaptırmamak için kabul ettiklerini belirtiyor; bölgelerindeki doktorlardan gelen reçeteleri kaçırmamak için spesifik cam üreticilerinin ürünlerini satmak durumunda kaldıklarını ifade ediyorlar. Bu da her yönüyle etik dışı bir davranıştır. Ve suça iştirak etmektir.
- Türkiye Optisyen-Gözlükçüler Birliği ve tüm bölgelerin Optisyen-Gözlükçüler Odalarına bu konuda önemli görev düşmektedir. Aynı İstanbul Optisyen-Gözlükçüler Odası gibi bu konuda hassas davranarak gerekli önlemleri almaları ve tespit edilen her durumu şikayet ederek cezai işlemlerin uygulanması sağlanmalıdır.
Bu arada bazı optisyenlik müesseselerinin iki ürünü karıştırmamaları açısından, hemen şu bilgiyi de aktarmakta fayda görüyorum: Göz hekimleri kontak lensleri marka ve model yazarak reçeteleyebilirler. Bu yasal bir uygulamadır. Kontak lens doğrudan korneaya temas ettiği için, lensin materyali de kullanım parametreleri içinde yer alır ve materyali içeren marka reçeteye yazılabilir, hatta yazılması daha doğru olur. Ancak gözlük camının yapımı ve malzemesi kullanım parametrelerini etkilemediği için marka yönlendirmesi yapmanın göz sağlığı açısından bir faydası olmadığı gibi, tam tersine ekonomik açıdan yerli sermayenin aleyhine bir durum yaratır.
Bu nedenle optiklerin bilmesi gereken şey, kontak lensler reçetelenirken marka ve model yazılması yasal iken, optik cam reçetelenirken marka model yönlendirmesi yasa dışı bir uygulamadır!
Biz Opak Lens olarak bu sorunu da yakından takip ediyoruz. Bu tip yasa dışı uygulamalara ilişkin optiklerden bize bildirilen reçeteleri derhal ilgili kurumlara şikayet ediyoruz. Bugüne kadar ilgili kurumlara bu şikayetlerimizin muhatabı olarak yalnızca göz hekimleri, hastane ve ürünün/markanın sahibini bildiriyorduk. Bundan sonra bu yasa dışı marka yazılı reçeteleri şikayet etmeden kabul ederek satış yaptığını tespit ettiğimiz işbirliğinde bulunan optikleri de şikayetimizin muhatabı olarak bildireceğiz ve ürün tedariğimizi de keseceğiz.
Bu noktada durup hemen bir konuya açıklık getirmek isterim. Kendi işini layığıyla yapan ve asla bu tür yasa ve iş ahlakının dışında kalan konulardan uzak duran tüm hekimlerimizi ve optisyen/gözlükçü meslektaşlarımı tenzi ederim. Aynı şekilde tüm yabancı sermayeli üreticiler ve hastaneler de böyle davranıyor diye algılanmasını istemem. İşini doğru yapan, kurallara uyan herkes ve her kurum bu söylediklerimin dışındadır. Bu tip yasa ve etik dışı davranışta bulunmayan herkese de teşekkür ediyorum. Ayrıca onlar da bu durum karşısında aynı bizler gibi mağdur taraftadırlar.
Tabii ki mağdur olduk diye, durup oturmayacağız elbette. Önceki yazımda belirttiğim gibi; sektörümüze sahip çıkmak hepimizin görevidir. Ve yasalara uygun hareket etmek hepimizin sorumluluğudur. BAZI YABANCI SERMAYE VE ONLARIN ORTAKLARINI YASALARA UYMAYA, HAKSIZ REKABETTE BULUNMAMAYA DAVET EDİYORUM. Buna aykırı hareket edenler olduğunu tespit ettiğimizde de suskun durmamak, hemen aksiyona geçmek de aynı derecede önemli görev ve sorumluluğumuzdur. Sektörümüzün yerli ve milli kanattaki gücünü elimizde tutmak; YASALARA UYMAK son derecede önemlidir.
Aşağıdaki linkte bu konuda gerekli önlemlerin alınması için bildirimde bulunduğumuz Türk Oftalmoloji Derneği Başkanlığına yazdığımız yazı bulunmaktadır. Ayrıca Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’ne aykırı davranışta bulunan hekimlerin Tabibler Odası’na bildirilmesi için İl Sağlık Müdürlüğü’ne yazdığı yazı da bir örnek olarak incelemeniz üzere ektedir.
Sektör olarak kalkınmamız, ilerlememiz için adil rekabet ortamı içinde çalışmamız esastır. Bunu baltalayan kurum ve kuruluşların her zaman karşısında olacağız ve mücadeleye devam edeceğiz.
Kalın sağlıcakla,
H. Erol Harbi
Yönetim Kurulu Başkanı
Opak Lens
Akay Optik
Cihan Medikal
Optik Gazete
Harbi Optik
Türk Oftalmoloji Derneği Başkanlığına yazdığımız yazı için tıklayınız
İlgili Galeriler