Sektörümüzün Ödediği Bedel Ağır Oluyor!

Sektörümüzün yabancı sermayeli firmalarında çalışan yönetici arkadaşlarımıza sesleniyorum.

Sektörümüzün Ödediği Bedel Ağır Oluyor!
11 Şubat 2019 Pazartesi 11:07

Yabancı Sermayeli Şirketlerde Çalışan
Ve Onları Yöneten Ülke İnsanımızın Dikkatine!

 

Değerli Meslektaşlarım,

Bugüne kadar yaptığım söylemlerde, yazdığım yazılarda hep yabancı sermayeli zincir mağazalara karşı dikkatli olmamız gerektiğini belirtiyorum. Yerli ve milli olanın desteklenmesi gerektiğinin altını çiziyorum. Kendi sektörümüz içinde bu tutumda olmazsak karşılaşabileceğimiz sorunları da dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum.

Yabancı, yerli derken ister istemez iki ayrı kutuptan bahsediyoruz, ancak buna dayanarak ayrımcılık yapıyorum, yabancı düşmanlığım var diye düşünülmesini istemem. Ülkemizde farklı sektörlerde hizmet veren yabancı sermayeli şirketlerin ülkemizdeki varlığına karşı çıkıyor değilim. Sadece bu serbest pazar ekonomisi içinde herkes bir yol alırken, yerli ve milli olanın da elden gitmeden korunması gerektiğini düşünüyorum.

Özellikle kendi sektörümüzde, birkaç küresel dünya devinin tüm ülkelere yerleşerek oradaki çeşitliliği ve yerel özellik taşıyan küçük işletmeleri yaşayamaz hale getirdiği hepimiz tarafından biliniyor. Asıl karşısında durmaya çalıştığımız oluşum budur. Ancak bu arada diğer yabancı sermayeli şirketlerin de hizmet vermeye geldikleri ülkelerde yerel yapının bozulmadan kalmasına destek vermesi, tam tersine gelişerek çeşitliliğini korumasına teşvik etmesine ihtiyaç vardır.

Bu nasıl olur? Evet elbette küresel anlaşmalar var. Elbette yurtdışı üst yönetimlerin beklenti ve hedefleri var. Ama bu firmaların yerel bölge çalışanları da kendi ülke dinamiklerini en iyi bilenler değil midir? Kendi ülke dinamiklerini yabancı üst yönetimlere anlatarak ülkelerindeki altyapı koruyup, zenginliklerini büyüterek hem kendi firmalarına, hem kendi ülkelerine yararlı olmaları mümkün değil midir?

Yabancı sermayeli şirketlerin ülkemizdeki çalışanları da yine bizim ülkemizin evladı. Onlar da en az yerli ve milli firmalarda çalışanlar kadar ülkesine bağlı. Hepimiz ülkemizin ileriye gitmesini, darboğazlardan çıkıp, bu ekonomi savaşlarından sıyrılıp, zenginliğe ve refaha ermesini istiyoruz.

İşte bu noktada kendimize, ailemize ve çalıştığımız şirkete karşı sorumluluklarımızın yanında gözden kaçırılmaması gereken bir sorumluluğumuz daha var. O da ülkemize karşı olan sorumluluğumuzdur.

Akıllı, yürekli, vatansever ve üretken insanlar hem kendi kazançlarını, hem çalıştıkları firmanın kazançlarını, hem sektörünün kazançlarını, hem de ülkelerinin kazançlarını arttırabilirler. Faydalı olmak, ancak bütünün faydasınaysa mümkündür.

Bu noktada yabancı firmalarda çalışanlara, yerli ve milli firmalarda çalışanlardan daha fazla iş düşmektedir. Nasıl?

  • Firma kuralları, firmanın küresel yaklaşımları, öngördüğü çalışma yöntemleri, hedefleri ne olursa olsun, o firmanın çalışanları ve yöneticileri rapor ettikleri yabancı yönetime kendi ülke dinamiklerini mutlaka çok doğru bir şekilde aktarabilmelidirler.
  • Kendi ülkelerinin yerli ve milli varlıklarının korunmasını sağlamalıdırlar.
  • Küresel anlaşması olan firmalara zaten eğitimler veriliyor. Yerli ve milli olanların gelişmesini sağlamak için yerli perakende firmaların eğitim fırsatlarından daha fazla faydalanabilmelerini sağlamalıdırlar.
  • Küresel anlaşmalı firmalarla zaten baştan en iyi fiyatlarla anlaşılmış. Yerli sermayesiyle ayakta kalmaya çalışan toptancıların önemi anlatılarak onların gelişmesine destek verilmelidir.

Olması gereken budur ve böyle davranan yönetici ve çalışanlar olduğunu da biliyorum. Gelgelelim sektörümüzde bunun tam tersi örnekler de mevcut. Sadece kendi gelirine odaklanıp sektörünü hiç önemsemeden umarsızca hareket eden, örneği caizse züccaciye dükkanına girmiş fil gibi her şeyi kırıp dökenler de var.

Ama yazıktır. Milli servetimize, öz servetimize yazıktır. Yatırım yapıp sektörünü geliştirmek isteyen, istihdam oluşturarak vatandaşına iş sağlayan, vergisini tam vererek ülkesine kazanç üreten milli ve yerli sermayeli şirketlere karşı bayrak açarak ilerlemek, ilerlemek midir? “Yabancı sermayeli firmaların isteği bu” diye bahaneler ardına saklanarak kendi ülkenden doğan girişimleri ekonomik olarak zora sokarak parçalamaya çalışmak hangi hırsın sonucudur?

Hatta bazı firmaların yöneticileri bu yolda öyle bir kendilerini unutmuş şekilde hareket ediyorlar ki, yine kendi çıkarını düşünmekten fazlasını üretemeyecek olanlarla el ele vererek sektörü parçalara ayırmayı bile göze alıyorlar. Kendilerine doğal ortamda gelir üretemeyip dernek çatıları altında ticari işlere ortam kurgulayıp kazançlarını artıran sözde Sivil Toplum Kuruluşu yöneticileriyle, kooperatif adı altında sadece yönetimdeki birkaç optik mağaza sahibinin para kazanabildiği oluşumları da arkalarına almayı marifet sayıyorlar. Sektörümüzün bu hırslara karşı ödediği bedel ağır oluyor.

Sektörümüzün yabancı sermayeli firmalarında çalışan yönetici arkadaşlarımıza sesleniyorum. Kendinizin ve çalıştığınız firmanın hakkını nasıl önemli ve değerli bir hak olarak koruyorsanız, lütfen sağlığını korumak durumunda olduğumuz fertlerin ve toplumun da hakkını öyle koruyunuz. Hepimizi besleyen, büyüten sektörümüzün de hakkını öyle koruyunuz. Yerli ve milli olanı destekleyiniz ve bizi biz yapan, bizi topraklarında yaşatan, koruyan ve doyuran ülkemizin de hakkını öyle koruyunuz.

Elbette ki birkaç yanlış hareket eden kişi herkesin birden karalanmasına neden olmaz, ama hepimizin arzusu bu tip bakış açısı olan kişilerin hiç olmaması yönündedir. Sizin uyanık olmanız, bu konulara hassas ve özenli yaklaşmanız birkaç yanlış hareket eden kişinin de zaman içinde fark edilip gitmesine zemin hazırlayacaktır.

Bu sektörü hep birlikte iyi düşünüp, iyi hareket eden, toplumuna, sektörüne, ülkesine bağlı kişiler ileri götürecektir. Buna en içten duygularımla inanıyorum.

Kalın sağlıcakla,

H. Erol Harbi
Opak Lens Yönetim Kurulu Başkanı


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.