Göz sorunlarının neredeyse tamamı ilk üç yaş döneminde oluşuyor.
Yaptığı 2 bin 300'ün üzerinde kornea nakli ile dünyadaki sayılı uzmanlar arasında yer alan Göz Hastalıkları ve Göz Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Levent Alimgil, bebeklik döneminde takibi yapılmayan göz hastalıklarının ileriki yaşlarda ortaya çıkarttığı göz hastalıklarına dikkat çekiyor. Alimgil, çocuklara ilk üç yılda yapılan doğru tedavi ile özellikle katarakt ve göz tansiyonundan kaynaklı oluşabilecek körlüğün önlenebileceğini belirtiyor.
Görme duyusu anne karnında gelişimini tamamlayan bir yeti değil! Aksine doğduğumuz andan itibaren hızla gelişen bir süreç. En hızlı ve en önemli gelişimini ise ilk üç yaş içinde gerçekleştiriyor. Ebeveynlerin çocuklarının şikâyeti üzerine genellikle okula başlama yaşlarında tespit ettiği göz sorunlarının neredeyse tamamı da ilk üç yaş döneminde oluşuyor. Bu nedenle hayatın ilk üç yılında göz sorunlarına yapılan müdahale çocuğun yetişkinlik dönemindeki yaşayacağı göz hastalıklarının da önüne geçiyor.
Bebeğin ilk göz muayenesinin dokuz ila 12 ay arasında yapılması durumunda pek çok göz sağlığı sorununun çözüme kavuşacağını anlatan Göz Hastalıkları ve Göz Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Levent Alimgil, erken müdahale ile körlüğün önlenebileceği görüşünde.
Alimgil, “Çocukların görme gelişimini bozan üç temel etken vardır. Doğduğunda hemen hemen her çocuk hipermetroptur. Hipermetropi göz küresinin henüz tam erişkin boyutuna ulaşmamış olmasına bağlıdır. Eğer 4 derecenin üzerinde ise göz tembelliği ve şaşılık riski olacağından önlem alınması gerekir. İki göz arasında göz derece farkı olması yani anizometropi ise bir diğer sorundur. Yapılan muayenede gözlerin saptanan dereceleri arasında iki ve üzerinde fark var ise mutlaka önlem alınmalıdır. Bir diğer faktör de şaşılıktır. Yeni doğan bebeklerde beynin göz hareketlerini kontrol mekanizması tam olarak gelişmemiş olabilir ve kısa süreli göz kaymaları gözlenebilir. Bu durumda paniğe kapılmamak gerekir. Ancak sürekli bir kayma fark edilir ise hemen bir göz hekimine başvurulması önemlidir” diyor.
İri gözlü bebeklerde göz tansiyonu riski…
Doğuştan katarakt ve göz tansiyonunun ileri yaşlarda körlüğe kadar uzanacak önemli sorunlara yol açan ve sık rastlanan rahatsızlıklardan olduğunu anlatan Alimgil, “Bazen annenin hamilelik sırasında geçirdiği hastalıklara, aldığı ilaçlara bağlı olarak bebeklerde katarakt olabilir. Görme gelişimini olumsuz etkileyebilecek düzeyde olanların en kısa sürede ameliyat edilmeleri gerekir. Zaman geçirilir ise ileride düzeltilmesi mümkün olmayacak göz tembellikleri kaçınılmazdır” diyor.
İri gözlü bebeklerde göz tansiyonu olabileceğine dikkat çeken Alimgil; “Bebeklerde göz tansiyonu, gelişime bağlı anomalilerden kaynaklanır. Gözün içinde dokuları besleyen bir sıvı üretilir. Bu sıvının fazlası göz kanalları ile atılır. Eğer bu kanallar doğuştan tıkalı ise sıvı birikimi nedeniyle göz içinde basınç oluşur. Bebeklerde göz cidarı ince olduğu için göz olduğundan daha iri görünür. Bu nedenle çok iri gözlü çocukların erken dönemde mutlaka kontrollerinin yapılması gerekir” dedi.
Prematüre bebekler de risk altında…
Prematüre bebeklerde de göz kontrollerinin çok sıkı takip edilmesi gerektiğini anlatan Alimgil, Prematüre Retinopatisi hastalığına da dikkat çekiyor. Alimgil: “Prematüre Retinopatisi erken doğum sebebi ile doğum ağırlıkları 1500 gr altında olan ve kuvözde oksijen tedavisi alan bebeklerde karşılaşılan bir hastalıktır. Doğumun hemen ertesinde beş ila altı günde bir gözdibi muayeneleri yapılarak retina damar yapısının gelişim süreci izlenmelidir. Bu bebeklerde gerekli önlemler alınmaz ise retinada kalıcı ve tedavisi mümkün olmayan hasarlar ortaya çıkabilir” diyor.
Gelişen teknoloji sayesinde bebeklerde göz muayenesinin gittikçe daha da pratik bir hale geldiğini belirten Alimgil, “Gelişen teknoloji ile bebeklerin göz kontrolleri artık kolayca yapılabiliyor. Yeni teknolojilerle bebeğin gözlerini damlalı muayene ediyor ve çıkan sonuçlara göre ihtiyaç var ise önlem alabiliyoruz. Bu protokolü uygulayarak bebeklik kaynaklı ileride görme kusuruna neden olacak sorunları tespit ediyor ve tedavisini erken dönemde yapabiliyoruz” dedi.
İlgili Galeriler