Bu tekerlekli sandalye, göz komutuyla çalışıyor!

MS hastaları ya da omuriliği sakatlığı geçirenler yürüyemeseler de gözler, doğrudan beyne bağlı olduğu için bu organlarını hareket ettirebiliyorlar. Mevcut teknoloji engellilerin bir bilgisayar programındaki oka bakarak, tekerlekli sandalyelerini hareket ettirmelerini sağlıyor. Ancak bu teknoloji sorunsuz değil; gözlerin bakması ve tekerlekli sandalyenin hareket etmesi arasında zaman farkı bu sorunlardan biri.

Kirubin Pillay, “Şu andaki yazılım programında, ekrandaki yerlere bakmanız gerekiyor. Buradaki en büyük sorun yazılımın çok basit olması ve bu nedenle de kullanıcının kolayca dikkatinin dağılması. Dikkatleri dağılınca da yoldaki engelleri farkedemiyorlar,” şeklinde konuşuyor.

Londra’daki Imperial College’da görevli Doktor Aldo Faisal ve ekibi, bakılan yöne doğru hareket eden bir yazılım geliştirilmiş: “Gözlerimiz sadece ruhumuza açılan bir pencere değil, aynı zamanda isteklerimizi gösteren bir pencere. Örneğin şuraya gitmek istiyorsam oraya farklı bir şekilde bakarım. Bakışlarımızı analiz edebilen bir bilgisayar sistemi geliştirebiliriz. Göz hareketlerimizi takip edebilen bir sistem sayesinde hareketlerimizi anlayabilir ve tekerlekli sandalyeyi istediğimiz tarafa yönlendirebiliriz.”

Gözlere odaklı iki kamera göz hareketlerini takip ederek, kişinin çevresine mi baktığını yoksa belli bir yöne hareket etmek mi istediğini belirleyebiliyor.

William Abbott, “Gözbebeğini takip ediyoruz, geliştirdiğimiz sistem sayesinde nereye bakıldığını anlayabiliyoruz” diyor.

Gözdeki bu hareketi algılayan kameralar, on milisaniye içerisinde bir algoritmaya dayanarak analizini yapıyor ve gidilmesi gereken yön hakkında neredeyse anında komut veriyor.

Pillay, “Şu anda sadece yere bakarak hareket ediyorum, gitmek istediğim noktaya bakıyorum ve tekerlekli sandalye de hareket ediyor. Eğer biraz sağa, Will’e doğru bakarsam, oraya doğru gideceğim. Eğer sola bakarsam, oraya gideceğim. Sadece gözümün bakışına ve yönüne tepki veriyor,” diyor.

Kamera sistemi seksen beş dolar civarında çünkü işin büyük kısmını algoritmalar yapıyor, yani pahalı bir donanıma gerek yok. Sistemi geliştiren ekip, yazılım programını üç yıla kadar piyasaya sürmeye hazırlanıyor.