Uzmanlar, yaz döneminin yaklaşmasıyla birlikte güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için gözlük seçiminde nelere dikkat edilmesi gerektiği ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Yaz döneminin yaklaşmasıyla birlikte güneş gözlüğü satışlarında artış olduğunu kaydeden Optisyen Gülcan Türkmen, “ yeni modellere ve modaya olan ilgiye göre gözlük seçimi değişiyor. Cam özelliklerine göre kişiler; yaşam tarzlarını da düşünüp, ona göre gözlük seçmelilerdir.
Yapay yansımayı engelleyen polarize cam gözlük, daha çok güneşte kalıp araç kullananlar için tercih edilmesi gereken bir gözlüktür” dedi. Polarize cam tercihinin, Aydın’da daha çok tercih edildiğini söyleyen Türkmen, “ yağmurun ve güneşin az olduğu ülkelerde üretilen gözlüklerin hiçbiri polarize cam ile üretilmiyor. Bunun sebebi de hava şartlarından dolayıdır” dedi.
İki cam seçeneği olduğunu ifade eden Türkmen, “ kristal ve organik cam var. Organik cam düştüğünde kırılmaz ama erken çizilir. Diğeri ise kırılma riski yüksek fakat çizilmez “ dedi.
“ Pazardan Gözlük Almayın “
Güneş ışınlarının, duyarlı bünyelerde alerjik sorunlara yol açtığını söyleyen göz hastalıkları Uzmanı Harika Çeviker, “Bizim coğrafyada Pterjium adı verilen et oluşumu var. Kronik güneş ışınlarına ve toza maruz kalma ile oluşuyor. Bundan dolayı bizim coğrafyada güneş gözlüğü kullanmak bu hastalıktan korunmak için önemli bir objedir” dedi.
Ultraviyole koruması olmayan gözlüklerin göze zarar vereceğine vurgu yapan Çeviker, “Pazardan alınan gözlüklerin hiçbir koruma özelliği yok. Süs olsun diye alınan gözlük, gözünüze fayda sağlamaz aksine zarar verir. Optikçiler, sağlık bakanlığınca denetlendiği için ultraviyole koruması muhakkak olmak zorundadır” dedi.
Kendimizin de basitçe gözlüğün kaliteli olmasını test edebileceğimizin altını çizen Çeviker,“ Kendimiz de basitçe kaliteli bir gözlük olup olmadığı konusunda test edebiliriz. Gözlüğü dikey çizgiye doğru tutup dikey pozisyonda hareket ettirdiğiniz takdirde çizgi hareket etmiyorsa aldığınız gözlük kaliteli demektir. Gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz” dedi. Koyu ve açık renk olmasının ultraviyole koruması ile alakalı bir durum olmadığını belirten Çeviker, “Çok koyu renkler gözün adaptasyonunu biraz zorlaştırıyor. Yine de hassas gözlerde kullanılabilir. Ultraviyole korumasının da dereceleri olduğunu söyleyip, “ %70 ile %90 arası koruma faktörlü almalıyız ki gözümüzü zararlı ışınlardan korusun.” şeklinde konuştu.
Kaynak: Aydın Denge Gazetesi- Hatice Hoş
İlgili Galeriler