Göz hastalıklarında sık kullanılan tedavi yöntemlerinden biri olan kornea nakli tedavisinde doku bağışının önemini belirten Doç. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Göz rahatsızlıklarında tedavi yöntemi olarak kullandığımız nakil operasyonları organ ve doku bağışı ile birebir ilişkilidir. Kornea dokusu bağışlarında ne yazık ki gözün tamamının alındığı sanılarak kornea bağışına olumsuz bakılıyor” diyor.
Gözün en ön kısmında yer alan kornea, ışığı odaklama ve gözü dış etkenlerden koruma gibi görme işlevleri adına önemli bir rol üstleniyor. Kornea, doğuştan, genetik kökenli veya mikrobik pek çok rahatsızlık sebebiyle saydamlığını ve şeklini kaybedebilir. Bu gibi durumlarda, kornea nakli operasyonu ile görme yetisini tekrar kazanabilir. Ancak kornea nakli operasyonlarının ülke çapında daha sık yapılabilmesi için organ ve doku bağışının yaygınlaşması gerektiğini belirten Doç. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Kornea nakli, yaşamını yitirmiş bir kimsenin şeffaf kornea dokusu ile işlevini yitirmiş korneanın değiştirilmesi işlemidir. Kornea bir organ olmadığından, doku uyumu için özel testlerin yapılmasına gerek yoktur. Son yıllarda Sağlık Bakanlığı tarafından bu konuda yürütülen kampanyalar sonucu, toplumsal duyarlılık belirgin artış olsa da doku ve organ nakillerinde istenen sayılara henüz ulaşmak mümkün olmamıştır. Kornea bağışlarında bu sayılar daha iyidir. Bağışlarda sadece şeffaf kornea dokusunun alınması, göz bütünlüğünün kısmen korunmuş olması bunda etkendir.
İleri derecede keratokonus, keratit, kuru göz sendromu, korneal ödemler, lekeler, korneada oluşabilecek mikrobik ülserler veya kazalar sonucu gelişen opasiteler gibi hastalıklarda, kornea nakli ameliyatları ile hastalar tekrar görmeye kavuşabilmektedir. Günümüzde gelişen teknolojilerle ileri teknikler uygulanarak daha güvenli nakil ameliyatları yapılabilmekteyiz. Artık güncel kornea nakillerinde, hangi tabakada problem varsa sadece o tabakayı değiştirebiliyoruz. Bu sayede, kornea nakillerinde çok daha başarılı sonuçlar almakla kalmıyor, ameliyat sonrası gelişebilecek birçok komplikasyonların da önüne geçilebiliyoruz ” diyor.
Kornea Naklinde Tedavi Yöntemleri
Günümüzde kornea nakilleri, kornea dokusundaki hastalık korneanın hangi tabakasını tutuyorsa ona yönelik olarak yapılmaktadır. Kornea dokusunun en iç tabakasında yer alan ve korneanın şeffaf kalmasını sağlayan endotel hücresinin durumuna göre nakil tekniklerinin değiştiğini belirten Doç. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Korneanın ön tabakasının değiştirildiği kornea nakilleri ön lamellar keratoplasti (DALK) ve endotelin değiştirildiği kornea nakilleri endotelyal kornea nakli (DSAEK, DMEK) olarak adlandırılmaktadır.
Amerika gibi gelişmiş ülkelerde kornea nakillerinin %50’den fazlası bu yeni yöntemlerle yapılmaktadır. Klasik tam kat kornea nakilleri ise artık hastaların çok azında, sadece zorunlu durumlarda uygulanmaktadır.
Endotelin sağlam olduğu keratokonus ve kornea lekelerinde DALK adı verilen ön lameller keratoplastilerde, korneanın ön %85-90 kalınlığındaki bölümü değiştirilmektedir. Bu tür kornea nakillerinde verici dokunun reddi ihtimali çok azalır veya neredeyse ortadan kalkar. Dokunun yaşam şansı (ömrü) hastanın sağlam gözüyle eşit hale gelir.
Kornea ödemi veya daha önceden yapılmış kornea naklinin reddedildiği endotelin yetersiz olduğu gözlerde, DSAEK veya DMEK adı verilen küçük kesiden dikişsiz endotel hücre nakli yapılmaktadır. Bu tür kornea nakillerinde hastalar birkaç haftada normal hayatlarına dönebilmektedir.
Klasik nakillerdeki gibi hastalar bir yıl kadar yara iyileşmesi ve dikiş alınması için beklememektedir. Bu gözlerde kornea nakli sonrası, göz numarası değişmemekte ve astigmat ortaya çıkmamaktadır. Hasta ve verici kornealar trepan adı verilen bıçaklar yerine, Femtosaniye lazer ile planlanan şekillerde kesilebilmektedir. Femtosaniye lazer kesili kornea nakillerinde daha az astigmatizma ortaya çıkmakta ve hastalar daha iyi görebilmektedir” diyerek sözlerini tamamlıyor.
İlgili Galeriler