Klima, ortamdaki havayı kurutur. Kuru hava da gözyaşı salgısının normalden az üretilmesine ya da kalitesinin bozulmasına neden olabilir. Bu durum, bazı göz hastalıklarına davetiye çıkarabilir.
Soğuk ve kasvetli bir kış mevsiminin ardından dört gözle beklenen yaz nihayet geldi. Güneşin gülen yüzünü gösterdiği bu sıcak günlerde 7'den 70'e herkes açık havanın keyfini doyasıya yaşamaya çalışırken, göz sağlığımız için birçok tehdit de kapıda bekliyor. Kudret Göz İstanbul Başhekimi Göz Hastalıkları Uzm. Op. Dr. Nail Sönmez; yaz aylarının göz sağlığımız için doğurduğu riskler konusunda uyarılarda bulunarak, alınacak bazı önlemleri anlattı...
GÜNEŞ DOSTUMUZ DA OLABİLİR, DÜŞMANIMIZ DA...
Vücudumuzun; kemik gelişimi, eski kemik dokularının yenilenmesi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi gibi sağlığımızın bazı temel ihtiyaçları için D vitaminine ihtiyacı vardır. Besinler, ihtiyaç duyulan miktarda D vitaminini karşılamakta yeterli olmazken; güneş bu gereksinimi karşılamada eşsiz bir kaynaktır. Uygun miktarda ve doğru zamanlarda güneşlenmek sağlığımız için ne kadar gerekliyse, güneş ışınlarına haddinden fazla maruz kalmak da sağlığımız için bir o kadar risklidir. Açık havada daha çok vakit geçirdiğimiz bu yaz günlerinde, ozon tabakasındaki incelmeler nedeniyle UV ışınlarının zararlarından daha çok etkileniyoruz.
Güneşin zararlı ışınlarından etkilenen organlarımızdan biri de gözlerimizdir. Güneş ışınları; katarakt, sarı nokta ve pterjium hastalıklarının oluşumunda ve gelişiminde önemli faktörlerden biridir.
YOĞUN GÜNEŞ KATARAKT SEBEBİ
Halk arasında kuş ya da melek kanadı, gözde et yürümesi gibi farklı isimlerle bilinen pterjium hastalığı, şiddetli ve uzun süre maruz kalınan güneş ışınlarının etkisiyle özellikle açık havada çalışanlarda ve açık hava sporlarıyla uğraşanlarda görülüyor.
Cerrahi yöntemlerle tedavisi mümkün olan bu hastalık, zamanında müdahale edilmezse astigmat ve görme işlevinde bozukluklara neden olabiliyor. Güneş ışınlarının olumsuz etkisine uzun süre maruz kalanlarda gelişebilen bir diğer hastalık da katarakt. Özellikle 60 yaş üzeri kişilerde görülmekle birlikte, her yaş grubundan kişide çeşitli faktörlerin etkisiyle oluşabiliyor. Uzun süre güneş ışığına maruz kalanlar ile genç yaşlardan itibaren açık havada çalışanlarda hastalık riski yükseliyor. Güneşli gün sayısının fazla olduğu ülkelerde katarakt vakalarının görülme oranı artarken, hastaların yaş ortalaması da düşüyor. Sarı nokta hastalarının ya da ailesinde bu hastalığı taşıyanların da her mevsim, özellikle de yaz aylarında güneş ışınlarından korunmaya özen göstermeleri gerekir.
Tıbben makula dejenerasyonu olarak adlandırdığımız sarı nokta hastalığı, yaşın ilerlemesiyle birlikte görülür ve ciddi görme kayıplarına neden olabilir.
Genellikle 55 yaş üzerinde, kalıtımsal nedenlerle ortaya çıkan hastalığa; güneş ışığına yoğun olarak maruz kalanlarda, beyaz tenlilerde, göz rengi açık olanlarda daha sık rastlanır.
HAVUZLARDAKİ ENFEKSİYON RİSKİ
Yazın gözlerimizi bekleyen tehlikelerden biri de, tıbben konjonktivit olarak adlandırdığımız göz iltihapları. Konjonktivit, virüs ya da bakteri kaynaklı enfeksiyonlar, alerjiler, lens kullanımı, çevresel uyaranlar gibi sebeplerle ortaya çıkar. Yüzme havuzlarının kullanımı, hastalığın bulaşmasını kolaylaştırdığı için yaz aylarında görülme sıklığı artar. Ayrıca yüzme havuzundaki klor da gözlerde tahrişe yol açarak konjonktivite neden olabilir.
Havaların giderek ısınması, boğucu yaz sıcağında serinlemek için klima kullanımının artması; bir diğer göz hastalığı olan göz kuruluğu riskini beraberinde getiriyor. Gözyaşı, gözün nemli kalmasını ve göz kapaklarının rahat hareket etmesini sağlayarak gözün ön bölümü olan kornea tabakasının tahrişini önler. Yaygın olarak kullanılan klimaların neden olduğu kuru hava, gözyaşı salgısının normalden az üretilmesine ya da kalitesinin bozulmasına neden olabiliyor. Göz kuruluğu, konjonktivit ve kornea ülseri gibi hastalıklara davetiye çıkarıyor.
YAZ KEYFİNİZİ KORUYACAK ÖNERİLER
Güneş gözlüğü, kıyafetinizi tamamlayan şık bir aksesuar olabilir ama birincil işlevinin gözlerinizi korumak olduğunu unutmayın. Güneş gözlüğü seçerken tasarımından önce camlarının UV koruma özelliğini değerlendirin. Hem UVA, hem UVB ışınlarına karşı yüzde 100 koruma sağlayan minimum UV400 filtreli güneş gözlüklerini tercih edin.
Güneş ışınlarının dik açıyla geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında dışarıda olmamaya özen gösterin.
Geniş kenarlı ya da siperli şapkalar, güneş çarpmasının yanı sıra gözlerinizi güneş ışınlarından korumakta fayda sağlayacaktır.
Güneş gözlüğü seçiminde, camlarının koruyucu özelliğinin yanı sıra büyüklüğüne ve yüze iyi oturmasına da dikkat edilmesi gerekir. Özellikle açık havada çalışanlar; gözleri yukarıdan, yanlardan ve yansıma ile aşağıdan gelen güneş ışınlarına karşı koruyacak uygun büyüklükteki gözlükleri tercih etmelidir.
Denize, havuza girmeden ve duş almadan önce kontak lenslerinizi her zaman çıkarın.
Rafting, sörf, yüzme gibi sporlarla uğraşanlar; suyun güneş ışınlarını yansıtma etkisini de göz önünde bulundurarak, ilgilendikleri alana uygun UV filtreli su sporları gözlükleri kullanmalı. Aynı zamanda trekking, dağcılık gibi uzun süre açık havada bulunmayı gerektiren sporlarla uğraşanların da gözlük kullanımına dikkat etmeleri gerekir.
Kendisinde mevcut bir hastalık olmasa da ailesinde katarakt, sarı nokta ve pterjium hastalığı olanlar, beyaz tenliler ve açık renk gözlüler; güneş gözlüğü kullanımına daha çok özen göstermelidir.
KONTAK LENS KULLANANLAR DİKKAT!
Yaz aylarında karşılaştığımız akut vakaların büyük bir bölümünü kontak lens kullanan hastalarımız oluşturuyor. Özellikle gençlerin denize, havuza lenslerini çıkarmadan girmeleri, enfeksiyon riskini artırarak konjonktivit ve kornea ülseri gibi birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Kumsalda göze kaçacak küçücük bir kum tanesi bile, lens ve kornea arasına girerek kornea yüzeyinin zedelenmesine yol açabilir. Bu da kornea ülserinin oluşumuna zemin hazırlar.
Kontak lens kullananları bekleyen en büyük risk ise akantamoba enfeksiyonudur. Su ve toprakta bulunan bir parazitin yol açtığı enfeksiyon, kalıcı körlüğe neden olabilecek kadar tehlikelidir. Kontak lensler, ne kadar dikkatli kullanılırsa kullanılsın, gözde az ya da çok tahrişe neden olur. Kontak lensin yol açtığı tahrişler, parazitin göze nüfuz etmesi için zemin hazırlar. Hastalığın tedavi süreci zorludur, kornea nakline gerek duyulabilir. Suda yaşayan bu parazitlere karşı korunmak için denize, havuza girmeden ve duş almadan önce her zaman kontak lensleri çıkarmak gerekir.
Kaynak : yeniakit.com.tr
İlgili Galeriler