Uluslararası Şaşılık Derneği (ISA) Başkanı Prof. Dr. Seyhan Özkan, göz tembelliği hastalığının genelde ehliyet muayenesi sırasında ortaya çıktığını, bu yaşlarda da tedavi için çok geç kalındığını belirtti.
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaygın bir hastalık olan göz tembelliğinin, "görmeyi sağlayan sinir tabakası ve görme sinirinin sağlıklı olmasına rağmen beyindeki görme merkezinde oluşan görme azlığı" olarak tanımlandığını söyledi.
Göz tembelliğinin görme sisteminin gelişmekte olduğu 9-10 yaşına kadar tedavi edilebildiğini ancak ender olarak bazı bireylerde daha ileri yaşta da tedaviye cevap alınabildiğini belirten Özkan, tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı iyileşme şansının o denli yüksek olduğunu ifade etti.
Özellikle tek gözde ortaya çıkması durumunda ailelerin çocuklarındaki bu sorunu fark edemediklerine işaret eden Özkan, şunları kaydetti:
"Göz tembelliği şaşılık, gözün net görmesini engelleyen kırma kusurları, katarakt, kapak düşüklüğü gibi sorunlara bağlı ortaya çıkabilir. Bu sorunlarda ailesel bir yatkınlık söz konusudur. Bu yüzden her ailenin, 'çocuğum iyi görüyor mu’ sorusu dışında 'çocuğumun iki gözü de iyi görüyor mu' sorusunu kendilerine sormaları gerekiyor. Bu noktada ebeveynlere önemli görev düşüyor. Anne ve babaların yapabilecekleri basit birtakım gözlemler var. Örneğin çocuğun bir gözünü kapattığınızda oyuncağına bakarken keyif alıyor ama diğerini kapattığınızda farklı tepkiler gösteriyorsa, bu göz tembelliği için uyarıcı olmalıdır. Bunun dışında anneler bebeklerini emzirirken göz temasında sıkıntıyı fark edebilir."
Erken tanı tedavide çok önemli!
Prof. Dr. Özkan, göz muayenesi için yaş sınırı olmadığını ve ailenin gözde bir sorun olduğundan şüphelenmesi durumunda muayenenin her yaşta yapılabileceğini aktardı.
Şaşılık veya başka bir sorunu olmayan bir çocukta uygun muayene yaşının ailesinde göz tembelliği öyküsü bulunanlarda 1, diğerlerinde ise en geç 3 olduğuna dikkat çeken Özkan, ebeveynlerin duyarlı davranmasının önem taşıdığını vurguladı.
Göz tembelliği tedavisinde çoğu zaman geç kalındığını ve bireylerin tedavinin çok güçleştiği ileri yaşlarda bunun farkına varabildiklerini dile getiren Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Göz tembelliği, görme sisteminin gelişmekte olduğu dönem içinde tedavi edilebilir. Belirli bir yaştan sonra nasıl ki boy uzamıyorsa göz tembelliği tedavisi de mümkün olamıyor. Erken tanı hem tedavi süresini kısaltmakta hem de başarı şansını belirgin şekilde artırmaktadır. Ülkemizde göz tembelliği bulunan pek çok hasta, erken teşhis şansı bulamaması nedeniyle rahatsızlığını ehliyet muayenesi sırasında öğreniyor. O yaşta da tembellik tedavisi açısından maalesef iş işten geçmiş oluyor ve bu kişiler yaşam boyu görme sorunu olan insanlar olarak yaşamlarına devam etme konumunda olabiliyor."
Prof. Dr. Özkan, göz tembelliğinde en etkin tedavinin, sağlam gözün kapatılarak beynin sorunlu bölgesinin kendisini kullanmasını sağlamanması olduğunu kaydetti.
Kapama süresinin hekim tarafından tembellik derecesi ve hastanın yaşına göre belirlendiğini ifade eden Özkan, düzenli takibin şart olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: bugun.com.tr
İlgili Galeriler