Tedavi edilmediğinde oluşan görme kaybı % 100 oranına kadar gider.
Göz tansiyonu gözün içinde bulunan sıvı tarafından oluşturulan basıncı ifade eder. Sağlıklı kişilerde göz içi basıncının normal seviyeleri 6-21 mmHg arasında olmalıdır. Göz tansiyonu olan hastalarda bu oran 20 mmHg üzerinde olur. Gözün içinde bulunan bu sıvı, gözün beslenmesini sağlar. Göz içindeki sıvı kanallar yardımıyla dışarı atılırken, bir taraftan üretimi devam eder. Kanallarda oluşan tıkanıklıklarda, içerideki sıvı boşalamaz. Bu sebeple göz içinde olan basınçta yükselme meydana gelir. Bu basınç yükselmesine göz tansiyonu ya da glokom adı verilir. Basıncın yükselmesi, görme sinirinde hasara sebep olur. Görme sinirlerinin hasar görmesi, kişide zamanla görme kaybına neden olur. Tedavi edilmediğinde oluşan görme kaybı % 100 oranına kadar gider. Gözde oluşan görme kaybı çevreden başlayarak, merkeze doğru ilerler. Farklı özellikleri bulunan göz tansiyonu olduğundan ve bazıları erken belirti vermediğinden, görme kaybı oluşursa geri dönüşü olmaz. Bu yüzden düzenli olarak göz muayenesi yapılması, hastalığın erken tanısı için önemlidir.
Göz tansiyonu normalde kaç olmalıdır?
Normal bir göz tansiyonu 6-21 mmHg arasında olmakla birlikte, gün içerisinde farklılıklar olabilir. Gün boyu oluşan farklılıklar 5 mmHg ve üzerinde seyrediyorsa, glokom rahatsızlığından bahsedilir. Basıncın yüksekliği kişilerin durumuna göre farklı tepkiler verebilir. Göz tansiyonu 22 mmHg olan bir kişide, görme kaybına yol açmayan basınç, bir diğerinde 18 mmHg olduğunda bile hasara neden olabilir.
Göz tansiyonu belirtileri nedir?
Erken dönemde belirti vermeyen rahatsızlık, yavaş bir ilerleme gösterir. Çevreden başlayıp, merkeze doğru ilerleyen görme kayıpları yaşanır. Erken teşhis edilebilirse, göz tansiyonunun ilerlemesi durdurulabilir. Bu sebeple düzenli yapılacak göz muayenelerinin önemi büyüktür. Hastalarda nadiren de olsa, ağrı, bulantı, görmede bulanıklık ve kusma görülebilir.
Göz tansiyonu riski taşıyan kişiler kimlerdir?
Hastalığın oluşmasında, genetik faktörler oldukça önemlidir. Ailesinde glokom olan kişilerde, risk daha fazladır. 40 yaşını aşmış olan kişilerde, riskli grubun içinde yer almaktadır. Bunlardan başka şeker hastaları, kan basıncı yüksek olan kişiler, göz yaralanmaları yaşamış olan kişiler yüksek oranda risk taşımaktadır. Bu kişilerin göz muayenelerini ihmal etmemeleri yerinde olur.
Göz tansiyonu tanısı nasıl konur?
Sinsi bir ilerleme gösterdiğinden, hastalık sıradan bir göz muayenesinde tespit edilir. Yapılacak göz muayenelerinde mutlaka göz içi basıncın ölçülmesi gerekir. Göz içi basıncının artması, göz sinirinde hasar meydana gelmesi, hasara bağlı olarak görme alanının kaybedilmesi rahatsızlığı teşhis edecektir. Oluşan hasarın derecesi ve meydana gelen görme hasarın belirlenmesi, rahatsızlığın tedavi şeklini belirleyeceğinden oldukça önemlidir. Bazı hastaların göz tansiyonu krizine girerek, bulantı, baş ağrısı, kusma yaşaması acil tedavinin olması gereken bir durumdur.
Göz tansiyonu nasıl tedavi edilir?
Rahatsızlığın tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir. Ancak durdurulabilir. Hastalarda kullanılan göz damlaları, doktorun önerisiyle kullanılmalıdır. Damladan sonra göz bir süre kapalı tutularak, etkisi arttırılır. Gözde batma veya yanma oluşturabilirler. Bunlar yeterli gelmediğinde, hap şeklinde ilaçlar kullanılabilir. İlaçlardan fayda sağlanmadığı takdirde, cerrahi yöntemler uygulanır. Trabekülektomi adı verilen ameliyatla, göz içindeki fazla sıvı boşaltılır. Etkisi 2-3 hafta devam eder. Ameliyat dışında lazer tedavisi uygulanabilir. Lazer tedavisi ağrıya sebep olmayan kolay bir uygulamadır. Uygulama kanallara girilerek yapılır. Tedavi sonrasında göz tansiyonu 10-15 günde düşer. Bu esnada ilaç kullanımı devam etmelidir.
Kaynak: goztansiyonu.org
İlgili Galeriler